Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1989 E. 2021/1937 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : …… …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26.03.2018
ESAS-KARAR NUMARASI ….
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu ve tüm edimlerini yerine getirdiğini, davalı kooperatifin düştüğü ekonomik sıkıntıyı aşması ve borçlarını ödemesi için bazı üyelerden borç para alındığını, müvekkilinin de bu üyeler arasında olduğunu, 26.12.2010 tarihli genel kurul toplantısında alınan karar doğrultusunda hesap tetkik komisyonu kurulduğunu ve bilirkişiden alınan raporda müvekkilinin davalı kooperatiften 17.960,00-TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, davalının talep edilmesine rağmen borcunu ödemediğini, bu nedenle takibe geçildiğini ancak davalının itirazı sonucu takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddialarının yerinde olmadığını, davacının müvekkilinden alacaklı olmadığını, tam tersi borçlu olduğunu, eski yöneticiler hakkında Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldığını ve halen derdest olduğunu, bu kişilerin bazı üyelerle işbirliği yaptığını, müvekkilinin büyük zarara uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…Toplanan delillere ve dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki uyuşmazlık, Kooperatif yönetim kurulu tarafından alınan ancak sonrasında genel kurul tarafından kabul edilemediğinden uygulama ihtimali kalmayan karara istinaden davacı tarafından diğer üyelere nazara kooperatife fazla ödeme yaptığından bahisle iadesini talep etmiş, alacağını da, 06.02.2011 tarihli Kooperatif Denetimine ilişkin alınan rapora dayandırmış, söz konusu raporda belirtiliği üzere üyelerin ödemesi gereken miktar 64.500,00-TL iken, kendisinin 17.960,00-TL fazla ödemede bulunduğundan bahisle faizi ile birlikte iadesini icra takibine konu etmiştir. Alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacının söz konusu tarihte, kooperatif yönetim kurulunun kararına istinaden 17.960,00-TL fazla ödemesi kayıtlardan ve ödeme dekontlarından anlaşılmıştır. Söz konusu fazla ödemenin üye tarafından yapılan avans ödemesi olduğu düşünülerek, iadesinin istenemeyeceği iddia edilmiş ise de, davacı tarafından yapılan ödeme avans ödemesi iradesi ile yapılmış bir ödeme olmayıp, kooperatif …. Kurulu kararı gereğince toplanmasına karar verilen miktardan kaynaklanmaktadır. Yönetim Kurulu kararı, genel kurulca kabul edilmedikçe üyelerden ek ödeme talep edilemez. Dolayısı ile Genel Kurul tarafından kabul edilemeyen ek ödemeye ilişkin karara istinaden, davacı tarafından yapılan ödeme avans ödemesi olarak değerlendirilemez. Davacı iadesini talep edebilir. Ne var ki, davacının yapmış olduğu fazla ödeme sonrasında takip tarihine kadar Genel Kurul Kararınca belirlenen aidat borçlarını yapmış olduğu fazla ödemeye istinaden ödemediği bilirkişi raporundan anlaşılmıştır. Bu durumda, davalı, davacının ödenmeyen aidat borçlarını, davacının fazla ödemesinden mahsup edebilir. Alınan bilirkişi raporuna göre takip tarihine kadar davacının yapması gereken ödemeler mahsup edildikten sonra kalan bakiye alacağı 9.840,00-TL olup, davacı tarafından yapılan fazla ödemenin iadesini talep etmekte haklı bulunduğundan, davacının davasının kısmen kabulü ile itirazın iptaline, alacak likit olduğundan itirazın iptaline karar verilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Mahkemenin itirazlarını dikkate almadığını, yeni bilirkişi kurulundan rapor alınmadığını, davacının ödediği üyelik bedelinin 60.000,00-TL olduğunu, tüm üyelerin ödemesi gereken bedelin ise 85.000,00-TL olması gerekirken davacının 82.520,00-TL ödeme yaptığını, bu ödemenin ek ödemelere ve kanuna uygun olduğunu, ek ödemenin dikkate alınmadığını, üyelerden borç alınması hususunda yönetim kurulundan veya kooperatif genel kurulundan karar alınmadığını, davacının ödemesinin rızası ile olduğunu, ileriye dönük aidat olarak kabul edilmesi gerektiğini, inkar tazminatının haksız olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, davalı kooperatif üyesi olan davacının kooperatife yaptığı fazla ödeme nedeni ile kooperatiften alacaklı olup olmadığı ve miktarı hususunda toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davacı tarafından, kooperatife fazladan yapılan ödemenin iadesi istemiyle yapılan icra takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. sayılı dava dosyasında verdiği 26.03.2018 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 672,17-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 169,00-TL harcın düşümü ile kalan 503,17-TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
15.12.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 15.12.2021