Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1978 E. 2021/1934 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

….

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22.06.2018
ESAS-KARAR NUMARASI ….
Taraf vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifin üyesi olduğunu ancak müvekkiline olan borcunu ödemediğini, bu nedenle girişilen takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline verilen dairenin davacı ile davadışı alt yüklenici şirket arasında imzalanan sözleşme uyarınca alt yüklenici şirkete verildiğini, yüklenici şirketin daireyi davadışı …’ya verdiğini, müvekkilininde bu şahısla bir iş karşılığında anlaştığını ve yüklenici firmanın onayı ile taşınmazın müvekkiline devredildiğini, müvekkili tarafından bir başka şahsa tapuda devrinin yapıldığını, tapuda müvekkilinin malik olmadığını, davacı kooperatifin kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin davacı kooperatifin üyesi olmadığını, talep edilen borçlardan da sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…Takibe ve davaya konu toplam 53.473,75-TL kesin maliyet alacağının 12.848,00-TL’lik kısmı çıkarılan ilk kesin maliyet hesabından, kalan kısmı ise, davacı kooperatif yönetim kurulunun 07.05.2016 tarihli …. numaralı kararı ile oluşturulan teknik heyet tarafından 13.06.2016 tarihinde hazırlanan ve daire maliyetini 143.423,75-TL olarak belirleyen ikinci kesin maliyet hesabı raporundan kaynaklanmaktadır. Davacı kooperatif tarafından çıkarılan bu ikinci kesin maliyet için alınmış bir genel kurul kararı bulunmamaktadır.
Davalının hukuki geçerliliğini koruyan ilk kesin maliyet hesabından kalan 12.848,00-TL’lik bakiyeyi ve 82,00-TL faizini ödemesi gerekmektedir. Ancak davacı kooperatif tarafından belirlenmiş ve geçerliliğini koruyan kesin maliyet borcununun 90.000,00-TL’sini ödeyerek, ferdileştirme sonrası dairesini alan davalı üyeden, belirlenen kesin maliyetin yanlış hesaplanan bir maliyet olduğu konusunda genel kurulda bir karar alınıp, yeniden ve esas sözleşmede belirtilen usulde yeni bir kesin maliyet hesaplanıp üyelere tebliğ ettirilip kesinleştirilmeden yeniden kesin hesap alacağı talep edilmesi mümkün değildir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ekte sundukları 29.06.2017 tarihli genel kurulda 07.05.2017 tarihli yönetim kurulu kararına istinaden, çıkarılan yeni kesin maliyet raporunun ibra edildiğini ileri sürmüştür. Öncelikle söz konusu 29.06.2017 tarihli genel kurul, takip ve dava tarihinden sonra yapılmış olduğundan takibe ve davaya esas alınamaz. Ayrıca söz konusu 29.06.2017 tarihli genel kurul kararında ilk kesin maliyet hesabının yanlış hesaplandığı ve ikinci kesin maliyet hesabının onayı konusunda alınmış bir karar da yoktur. Bu nedenlerle ikinci kesin maliyet borcu yönünden davalının itirazı haklı olup, buna ilişkin itirazın iptali talebi yerinde görülmemiştir.
Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacı kooperatifin …k olmak üzere iki blok inşaatı mevcuttur. 27.04.2014 tarihli 2013 yılı genel kurulunun 14.maddesinde yapımı bitmiş olan … için kira bedelleri tespit edilerek….. inşaatı henüz bitmemiş olan bu parsel üyelerince kira bedellerinin ödenmesi kararlaştırılmış, kira bedelleri için ayrı bir kira tespit komisyonu kurulmuş, bu komisyon tarafında kira bedelleri tespit edilmiştir.
Takibe davaya ve davaya konu kira bedeline ilişkin bu talep, genel kurul kararına dayanmakta ve kesin maliyetten ayrı bir hesaplama ile belirlenmiş olduğundan davalıdan talep edilmesi yasal olup, alınan karar gereği davalının ödeyeceği kira bedeli, bitmemiş binanın yer aldığı … kur’a çekmiş üyelere ödenecektir. Bilirkişi heyeti tarafından söz konusu kira bedeli 15.050,00-TL olarak, bu bedelin ihtarname tarihi de dikkate alınarak faiz tutarı 478,00-TL olarak hesaplanmıştır. Bilirkişi raporu denetime ve hüküm kurmaya elverişli olup yapılan bu hesaplamalar hükme esas alınmıştır.
Bu nedenlerle davalının 12.848,00-TL ilk kesin maliyet bakiye borcu ile bunun 82,00-TL işlemiş faizi ve 15.050,00-TL kira bedeli ve bunun 104,00-TL işlemiş faizi olmak üzere 27.898,00-TL asıl alacak, 186,00-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 28.084,00-TLüzerinden itirazın iptali ile takibin devamına,
Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı, davalı vekili de cevap süresi geçtikten sonra verdiği cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talep etmiştir.
İİK 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için İİK 67. maddesindeki itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmetmek için ise, itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının talebi, reddedilen kısım bakımından davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğunun ispatı gerekir.
Yargıtay HGK.nun … sayılı kararında; “Genel bir kavram olarak ‘likid (liqiude) alacak” “tutarı belli (muayyen), bilinebilir, hesaplanabilir alacaktır”. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez” denilmiştir. Takip talebinde davacı taraf, davalı kooperatif üyesinden tek kalem olarak talep ettiği toplam alacağın ne kadarının kesin maliyet alacağı, ne kadarının kira alacağı olduğunu belirtmemiş olup, davanın kabulüne karar verilen kısım yönünden likit bir alacak söz konusu değildir. Bu nedenle şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İcra inkar tazminatının dava dilekçesinde, kötü niyet tazminatının ise cevap dilekçesi içinde talep edilmesi gerekir. Davalı vekili cevap süresi geçtikten sonra verdiği dilekçede kötü niyet tazminatı talep etmiştir. Süresi içinde yapılmış bir kötü niyet tazminatı talebi olmadığı gibi, davanın reddedilen kısmı bakımından davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu da ispatlanmış değildir. Bu nedenle şartları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine, icra inkar ve kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Kooperatifçe yeniden kesin hesap maliyet raporu alınması hususunda karar alındığını ve bu kararın genel kurula ibraz olunup kabul gördüğünü, faaliyet raporunun da onaylandığını, yapılan uygulamalarda gerek sözleşmeye gerekse hukuki düzenlemelerin hiç birine aykırı işlem yapılmadığının aşikar olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Müvekkilinin bu daireyi iş karşılığı aldığını, her ne kadar müvekkili kooperatifin üyesi görünse de aslında üye olmadığını, kooperatifin kötü niyetli olduğunu, rastgele davalar açtığını, üyeliğin taşınmazın devri ile sona erdiğini, müvekkilinin kira borcu olmadığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, davacı kooperatif tarafından üyesi olduğu iddia edilen davalı hakkında kooperatif alacağının tahsili için girişilen takip nedeniyle davacı kooperatifin alacaklı olup olmadığının ve miktarına ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davacı kooperatifin kesin maliyetten bakiye borç, kira ve gecikme cezasından kaynaklanan alacağının davalıdan tahsili için başlattığı ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından; davacı kooperatifçe üyelerine tahsis ve teslim edilecek iki blok halinde taşınmazların yapımının devam ettiği, davalıya… nolu dairenin teslim edildiği anlaşılmıştır.
Davalı kooperatifin genel kurul ve yönetim kurulu kararlarında “Kesin Hesap” tanımlaması kullanılmış ise de kooperatifin inşaatlarının devam ettiği gözetildiğinde, ana sözleşmenin 61. maddesindeki kesin hesabın somut olayda sözkonusu olmadığı, yapılan hesabın tapu tescili öncesi ortağın borcunun belirlenmesine yönelik olduğu açıktır.
Kooperatiflerde kural olarak farklı statüde ortaklık ihdası geçerli olmayıp, bu şekilde bir ortaklığın tesisi ancak genel kurul kararına bağlı bulunmaktadır. Mahkemece, davacının ortaklıklığının sabit ödemeli ortaklık mı, yoksa normal statüde ortaklık mı olduğu tartışılmamış olup; inşaat finansman gideri olduğu anlaşılan miktarlardan sorumluluğu da bu üyeliğinin niteliğine göre belirlenmelidir.
Davalının kooperatif ortağı olduğunda çekişme bulunmasa da davalının üyeliğinin niteliği dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Dava dışı taşeron …. Ltd. firmasının taşınmazın iş karşılığı davalıya devredilmesine dair asıl yüklenici … … ….. Firmasına hitaben yazılan 31.12.2011 tarihli muvafakatnamenin dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Bu durumda; davalının sorumluluğununun, üyeliğinin niteliğine ve dava konusu alacağın kesin maliyet bedeli olmamasına göre tespiti gerektiğinden Dairemizce, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-a,6 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,a.6 gereğince, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. sayılı dava dosyasında verdiği 22.06.2018 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
2-Peşin alınan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve istek iadesine.
3-Davacı ve davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
15.12.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 353/1,a ve 362/1,g gereğince KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 15.12.2021

….