Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1959 E. 2021/2063 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
( E S A S I İ N C E L E M E D E N K A R A R I N K A L D I R I L M A S I – G Ö N D E R M E )
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 28.03.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : …

Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifin üyesi olduğunu ve aidat borcu bulunduğunu, borcun tahsili için takibe geçildiğini ancak davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın İİK’nın 67. maddesinde belirtilen 1 yıllık süre içinde açılmadığını, neye göre hesaplandığı, hangi tarihte başlatıldığı belli olmayan alacak miktarına, işlemiş faize ve oranına itiraz ettiklerini ayrıca müvekkilinin davalı kooperatifin hiçbir zaman üyesi olmadığını, dava konusu daireyi davacı kooperatife daire karşılığı iş yapan davadışı … isimli kişiden satın aldığını ve tapunun müvekkili adına olduğunu, dairedeki eksik imalatların adı geçen davadışı kişi tarafından karşılandığını, müvekkilinin 2001 yılında aldığı daire için 13 yıl sonra dava açılmasının hukuka aykırı olduğunu, zaman aşımı itirazında bulunduklarını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…Dosya kapsamına, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre davalının davacı kooperatifin üye kayıt defterinde üye olarak kaydının bulunduğu, 2012 yılı genel kurul toplantısının hazirun cetvelinin 6. sayfasının 172. sırasında davalının isminin ve imzasının bulunduğu ve bu imzanın davalı tarafından da inkar edilmediği, 02.03.2013 tarihli 1 numaralı kooperatif yönetim kurulu kararında davalının 7. Kattaki 28 numaralı daireyi …’tan devir aldığına ilişkin karar olduğu, 10.03.2003 tarihli 14 ve 15 yönetim kurulu kararlarında 7. Kat 28 bağımsız bölüm sayılı dairenin davalı adına tahsisine ilişkin karar alındığı, bu dairenin tapuda davalı adına tescil edildiği, davalının kooperatife hiç ödemede bulunmadığı, davalının veya …’ın peşin ödemeli sabit fiyatlı ortak olduğuna dair genel kurul ve yönetim kurulu kararı olmadığı ve mevcut tüm deliller karşısında davalının davacı kooperatifin standart bir ortağı olduğu anlaşılmıştır. Davacı kooperatif davalıyı ortak olarak defterlerine kaydetmiş ve davalı zımnen de olsa genel kurul toplantısına üye sıfatı ile katılarak kooperatif ortaklığını benimsemiştir. TBK.nun 147/4 (mülga 818 sayılı BK.nun 126/4) maddesi gereği 5 yıllık zaman aşımı söz konusu olup davalının zaman aşımı def’i dikkate alınarak zaman aşımına uğramamış olan aidat ana parası bilirkişiler tarafından 10.300,00-TL olarak tespit edilmiştir. Yine TBK.nun 120. maddesi ve Yargıtay 23. HD.nin yerleşik içtihatları dikkate alınarak aylık %1,5 faiz oranı üzerinden işlemiş faiz miktarı 2.228,50-TL olarak hesap edilmiş, mahkememizce de bilirkişilerin bu hesaplamaları benimsenerek hükme esas alınmış ve bu miktarlar üzerinden davanın kabulu ile itirazın iptaline ve takibin devamına, takip tarihinden itibaren 10.300,00-TL asıl alacağa aylık %1,5 oranında faiz işletilmesine, alacak likit olduğundan davacı yararına taktiren %20 oranında icra inkar tazminatına ve davacının kötüniyetli olduğu ispatlanmadığından ve bu nedenle yasal koşulları bulunmadığından reddedilen kısım yönünden davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Müvekkilinin sabit bedelli üye olduğunu, kendisinden hiçbir ücret talep edilmemesi gerektiğini, müvekkilinin davacı kooperatife ödemesi olmadığını, bunun da sabit bedelli üye olduğuna delil teşkil ettiğini, müvekkilinin bu daireyi davacıya iş yapan bir kişiden satın aldığını, davacının kötü niyetli olduğunu, kayıtlarının sağlıklı olmadığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, davacı kooperatifin üyesi olan davalı hakkında kooperatif üyeliğinden kaynaklanan aidat ve faiz alacağının tahsili için girişilen takip nedeniyle davacının alacaklı olup olmadığı ve miktarı hususlarında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Dava, üyelik aidat borcundan kaynaklanan alacağın tahsili istemi ile yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi uyarınca ortaklar, hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadır. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça ya da zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin bedel ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsenmedikçe, 1163 sayılı Kanun’un 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz. Davalıya üyeliği devreden kişinin peşin bedelli ortak olduğunun belirlenmesi halinde, davalının da peşin bedelli ortak olarak kabul edileceği tartışmasızdır. Ancak üyeliği devreden kişiden ya da davalıdan uzunca bir süre inşaat finansmanı için aidat istenilmemiş ise, bilançolarda, hesap cetvellerinde, faaliyet raporlarında, genel kurullarda ve üye kayıt defterlerinde; bu yönde bir borç kaydı yer almamışsa, devredenin ya da sonradan davalının peşin bedelli ortak olduğunun kooperatifçe zımnen benimsendiği ve davalının sadece genel yönetim ve altyapı giderlerinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
Dosya kapsamından, davalı kooperatifin 02.03.2003 tarihli, “Çıkan üyenin yerine giren üye ve devir yapılması” konulu yönetim kurulu kararıyla, … nolu dairenin …’tan davalı …’a devredildiğinin belirtildiği, 10.03.2003 tarihli yönetim kurulu kararıyla … nolu dairenin davalı … adına tahsisen tescilinin yapılmasına karar verildiği, aynı tarihte düzenlenen ferdileşme listesine göre taşınmazın 14.03.2003 tarihinde davalı adına tapuda tescil edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
İlk derece Mahkemesince alınan 14.07.2017 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda dava dışı …’ın ve davalının, kooperatifin kuruluşundan takip tarihine kadar kooperatif kayıtlarında herhangi bir ödemesinin bulunmadığı tespit edilmiş, …’ın herhangi bir ödemesinin olmaması ve davalıdan da takip tarihinden önceye ilişkin yazılı bir talebin tespit edilmemiş olması nedeniyle zımni sabit fiyatlı üyelik statüsünün takdirinin mahkemeye ait olduğu görüşü bildirilmiştir.
Dosyada davanın dayanağı icra dosyası bulunmamakla birlikte davacı kooperatifçe davacıdan 30.09.1992 tarihi ile 31.05.2012 tarihleri arasındaki döneme ilişkin aidat borcu ile işlemiş faizinin istenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre davalı kooperatifçe gerek üyeliği davalıya devreden …’tan, gerekse de davalıdan takip tarihine kadar herhangi bir ödeme istenmemiş olması karşısında, …’ın ve davalının peşin bedelli ortak olduğunun kooperatifçe zımnen benimsendiğinin kabulü gerekir.
İlk derece Mahkemesince, peşin bedelli ortak olduğu anlaşılan davalının genel yönetim ve alt yapı giderlerinden sorumlu olduğu ve zaman aşımı def’inde bulunmuş olduğu gözetilerek, öncelikle icra dosyasının dosyaya getirtilmesi, davacı kooperatifin tüm kayıt, defter, belge ve dayanakları ile bilançosu, gelir-gider cetvelleri, yönetim ve denetim kurulu raporlarının öncelikle kooperatiften istenilmesi, ibraz edilmezse kooperatifin adresinde incelenmesi için bilirkişiye yetki verilmesi, buna rağmen inceleme yapılamaz ya da defter ve belgelere ulaşılamaz ise ilgili Ticaret Sicil Memurluğu’ndan ya da anasözleşmenin 41. maddesi gereğince… celp edilerek, kooperatif konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılması, takip tarihinden geriye doğru beş yıl için davalının sorumlu olduğu genel yönetim ve alt yapı giderleri belirlenerek hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, esası incelemeden İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK’nın 353/(1)-a,6, maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28.03.2018 tarih ve….. sayılı KARARININ ESASI İNCELEMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-Davalı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istek halinde, yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk derece Mahkemesi tarafından esas hükümle birlikte değerlendirilmesine,
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
28.12.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 353/1,a ve 362/1,a gereğince, KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 28.12.2021

….