Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1939 E. 2021/1984 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
….

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22.05.2018
ESAS-KARAR NUMARASI :….
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi iken 18.02.2018 tarihinde üyelikten ayrıldığını ancak davalı kooperatifin müvekkiline çıkma payı alacağını ödemediğini, bunun üzerine davalı aleyhine Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açıldığını, davanın kabul edilerek kararın Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin denetiminden geçtiğini, müvekkilinin yukarıda belirtilen mahkeme dosyasında belirtilen ve ıslah konusu edilmeyen 83.200,00-TL alacağın tahsili için takibe geçtiğini, ancak davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, müvekkilinin üyelikten ayrıldığı bilançosunun onaylandığını ve aradan bir yıl geçtiğini, alacağın bu nedenle muaccel hale geldiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %20 icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının üyeliğinin ve aidat ödemelerinin muvazaalı olup müvekkili nezdinde hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını, müvekkili kooperatifin eski yöneticilerinin davadışı yüklenici firma ile yaptığı hileli işlemler nedeni ile aralarında davacının da bulunduğu bir kısım kişilerin alacaklı olarak gösterdiğini, müvekkili kooperatifin 2001 yılında kurulduğunu, eski yönetimin 21.04.2007 tarihli genel kurulda ibra edilmeden azledildiğini, eski yöneticilerin halen Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandıklarını, aralarında davacının da bulunduğu fiktif üyelerin müvekkili kooperatife hiç ödeme yapmadıklarını, üyelerin verdiği senetlerin hiçbirinin tahsil edilemediğini, davacının müvekkili nezdinde hiçbir hukuki hak ve alacağı bulunmadığını, benzer uyuşmazlıkla ilgili Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin emsal kararı olduğunu, iki olayın birebir aynı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…Kooperatif üyeliğinden ayrılan ortak, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17/1. maddesi ve anasözleşmenin 15/1. maddesi gereğince, ayrıldığı yıl sonu bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haiz olup, ayrıldığı yıl sonu bilançosunun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ayın sonunda bu alacak temerrüt ihtarına gerek kalmaksızın muaccel olur ve talep edilebilir.(Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 09.11.2015 tarih, 723 E, 7170 K sayılı ilamı)
Davacı tarafından Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde çıkma payı alacağının tahsiline yönelik olarak kısmi dava açılmış olup; ……. sayılı dosya kapsamında 10.000,00-TL’nin tahsiline yönelik olarak davanın kabulüne dair verilen karar 19.02.2018 tarihinde kesinleşmiştir. Verilen kararda, davacının 93.200,00-TL ödemesinin bulunduğu, genel giderin düşülmesi sonucunda bakiye 89.866,70-TL alacak kaldığı tespit edilmiş ancak talebe uyun olarak sadece 10.000 TL hüküm altına alınmıştır.
Davacı alacaklı bakiye çıkma payı alacağı nedeniyle ilamsız icra takibi başlatmış olup; 83.200,00-TL asıl, 37.296,39-TL faiz alacağının tahsiline dair ödeme emri davalı borçluya 06.05.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 08.05.2014 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İş bu dava yasal süresi içinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacının 10.02.2008 tarihli istemi ile davalı kooperatif üyeliğinden istifa ettiği ve ortaklığın sona erdiği sabittir. Kesinleşen Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin ……E sayılı dosyası kapsamında davacının ödemiş olduğu aidat miktarı ve alacağın muaccel olduğu tarih ile genel gider miktarı tespit edildiğinden mahkememizce, kesinleşen bu hususlara göre değerlendirme yapılmıştır. Davacının toplam ödemesi 93.200,00-TL olup; genel giderin düşülmesi sonucunda bakiye 89.866,70-TL alacak kaldığı, bu miktarın 10.000,00-TL sinin daha önce hüküm altına alındığı nazara alındığında bakiye 79.866,70-TL çıkma payı alacağı bulunduğu açıktır. Alacağın muaccel olduğu tarih 06.05.2009 olduğundan, bu tarihten takip tarihine kadar olan birikmiş faiz hesabı mahkememizce resen yapılarak 35.880,94-TL birikmiş faiz alacağı bulunduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar davacı tarafından ödenen aidat miktarından genel giderin mahsup edilmemiş halinden 10.000-TL nin mahsubu ile bakiye miktarda talepte bulunulmuşsa da; yerleşik uygulamaya göre genel giderin aidattan mahsubu şart olduğundan buna göre yapılan hesaba göre davanın kısmen kabulüne…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Davacının müvekkilinden hiçbir hak ve alacağının olmadığını, mahkeme savunmalarının dikkate almadığını, hukuki dinlenme haklarına uyulmadığını, benzer davalarda mahkemelerin davayı reddettiğini, kendilerine de savunmalarını ispat hakkı verilseydi bunu ispat edebileceklerini, dava konusu alacağın takibinin zamanaşımına uğradığını, inkar tazminatının haksız olduğunu, senetlerin ve ödemelerin yapıldığına ilişkin hiçbir delil olmadığını, verilen kararın haksız olduğunu, kararın kaldırılması gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, davalı kooperatif üyesi iken üyelikten ayrılan davacının çıkma payı nedeni ile davalı kooperatiften alacaklı olup olmadığı ve miktarına ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davacının çıkma payı alacağının tahsili için davalı kooperatif aleyhine başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına ve özellikle icra takibinin 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 17/2. maddesindeki zaman aşımı süresi içerisinde başlatılmış olmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…..sayılı dava dosyasında verdiği 22.05.2018 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 7.908,08-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 1.976,18-TL harcın düşümü ile kalan 5.931,90-TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
22.12.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 22.12.2021

….