Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1928 E. 2021/934 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26/03/2018
ESAS-KARAR NUMARASI : …

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili müvekkili ile davalı arasında 13.11.2009 tarihli ve 1095 takvim gününü kapsayan hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşmeye uygun olarak edimini ifa ettiğini ve 09.12.2012 tarih ve 12.300,39 TL fatura kestiğini, fatura bedelinin ödenmediği gibi sözleşme gereği verilen teminatın dahi iade edilmediğini beyan ederek, şimdilik 12.300,-TL fatura alacağı ile teminat mektubu komisyon bedeli olarak ödenen 7.000,-TL’nin 21.02.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yine T.C. …. …. 18.05.2010 gün ve …. nolu teminat mektubunun müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 17.11.2017 günlü ıslah dilekçesi ile davaya konu teminat mektubu için ödenen komisyon bedelinin dava tarihi itibariyle 21.864,11TL olduğunu beyan ederek, dava değerinin 34.164,-TL’ye çıkartılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili davacı ile müvekkili davalı arasında imzalanan sözleşmenin 12.5 maddesindeki yükümlülüğünü yerine getirmediğinden davacıya 09.12.2009 tarihli, 12.300,39 TL tutarındaki fatura bedelinin ödenmediğini, sözleşme gereğince işçilerin kıdem tazminatından davacının sorumlu olduğunu, davacının 3 işçiyi kıdem tazminatını hak edecek şekilde işten çıkarttığını ve müvekkilinin kıdem tazminatından sorumluluğunun devam ettiğini, sözleşmenin 11.4.1 maddesi gereğince işçi alacakları ödenmediğinden teminatın davalıya iade edilemeyeceğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince yanlar arasında bağıtlanan sözleşmenin 12.5 maddesi uyarınca davacının son hakediş bedelini isteyebilmesi için bütün işçilerden işçilik haklarına dair ibraname alması ve ibranamede belirtilen miktarın banka hesabı aracılığıyla ödendiğini gösteren belge ile davalıya başvurması gerektiği, ancak 22.01.2018 günlü duruşmadaki beyanında da bu gerekliliğin yerine getirilmediğinin anlaşıldığı;
Yine sözleşmenin 11.4 maddesi gereğince davacı yüklenicinin sözleşme ve ihale dokümanından kaynaklanan taahhütlerini yerine getirdiği takdirde davalı işverenden teminat mektubunun iadesini isteyebileceği, ancak sunulan kesin teminat mektubunun, davacının sözleşmeden kaynaklanan bütün yükümlülüklerinin teminatı olduğu ve davacının yukarıda belirtilen ibaranameleri ve banka belgelerini sunamaması karşısında iade ve buna bağlı olarak komisyon bedelini isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde:
– Sözleşmenin teminata ilişkin 11’inci ve ödemeye ilişkin 12’nci maddelerini yazmış, bu iki madde arasında ilişki bulunmadığını ve teminat mektubunun iadesinin işçilik alacaklarının ödenmesine bağlanmasının mümkün olmadığını ileri sürmüş,
– Mahkemece sözleşme yorumlanamadığını, davalı tarafın cevap dilekçesinde 22 işçiden üçünün kıdem tazminatını hak edecek şekilde işten çıkarıldığını beyan ettiğini, bu işçilerden birinin 2008 yılında, diğerinin de biri 2009 yılında, sonuncusunun ise 2012 yılında iş sözleşmesinin sona erdiğini; 2008 yılında çıkan işçinin 13.11.2009 tarihli sözleşme döneminde çalışmadığını beyan etmiş,
– Mahkeme karar gerekçesini aynen kopyalamış,
– Kamu İhale Kanununa Göre İhale Edilen, Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımları Kapsamında İstihdam Edilen İşçilerin Kıdem Tazminatlarının Ödenmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine değinmiş,
– Kıdem tazminatı hariç beş yıllık zamanaşımı sürelerinin geçtiğini ifade etmiş,
– Müvekkili şirketin iş sözleşmesi feshedilen iki işçiye ulaşamayacağını, olası kıdem tazminatı tutarının müvekkilinin davalıdan alacağına oranla düşük olduğunu belirtmiş,
– İşçilerin ödenmeyen haklarını üst işveren idarelerden isteyebileceğini ileri sürmüş,
– İşçiler tarafından açılmış bir dava da bulunmadığını bildirmiş ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NEDEN VE GEREKÇE
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3 maddesi düzenlemesi uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; aynı Yasa’nın 355/1 düzenlemesi gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına ve kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı şirket vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 düzenlemesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. sayılı dava dosyasında verdiği 26/03/2018 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın düşümü ile kalan 23,40 TL harcın davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına;
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
16/06/2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,-) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere OYBİRLİĞİYLE karar verildi.