Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1808 E. 2021/1814 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE :…. … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 02.04.2018
ESAS-KARAR NUMARASI :….
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün ……ayılı dosyasından müvekkili şirkete İİK’nun 89/1 ve 89/2. maddeleri uyarınca haciz ihbarnameleri gönderildiğini, bu haciz ihbarnamelerinin muhtara tebliğ edildiğinden, daha sonra İİK’nun 89/3. maddesi uyarınca haciz ihbarnamesinin de gönderildiğini, müvekkili şirketin takip borçlusuna herhangi bir borcu olmadığını, tebligatların usulüne uygun yapılmadığını belirterek davalı takip alacaklısına 57.000,44-TL borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davayı kabul ettiklerini, davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini belirterek, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…Davalı vekili tarafından dava kabul edilmiş, vekaletnamede de davayı kabul yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
HMK’nın 308. maddesinde “Kabul, davacının talep sonucuna davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir.” şeklinde tarif edilmiş, HMK’nun 310.maddesinde ise kabulün hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği öngörülmüş olup, davalı da davayı kabul ettiğinden davanın bu nedenle kabulüne, davanın açılmasına davalı sebebiyet verdiğinden, ön inceleme duruşmasından önce dava kabul edildiğinden davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesine göre belirlenen maktu vekalet ücretinin yarısının ve yapılan yargılama giderlerinin tamamının davalıdan alınmasına…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Davacının davanın açılmasına kendisi sebep olduğu için vekalet ücretinin davacı aleyhine hükmedilmesi gerektiğini, mahkemenin nispi harca hükmettiğini, oysa İİK’nın 89/3. maddesi uyarınca bu tür davaların maktu harca tabi olduğunu, müvekkilinin davayı şartlı kabul ettiğini, kararın kaldırılması gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, İİK’nun 89. maddesi uyarınca davacının davalı takip alacaklısına borçlu olup olmadığı, davalının davayı kabul etmesi nedeniyle yargılama gideri ve vekalet ücretinden kimin sorumlu olacağı hususlarında toplanmaktadır.
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Dava, 89/3. maddesine dayalı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra “Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.” hükmü ile nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapılmış olup, buna göre tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
İİK’nın 89/3. maddesinin, üçüncü cümlesi, “..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur…” hükmünü içermektedir. Bu hükümde belirtilen mahkemenin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK’nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 12.04.2016 tarih ve…., sayılı ilamları da bu yöndedir.
Somut olayda, davalı vekili, 16.11.2017 tarihli dilekçesi ile davayı kabul ettiklerin ancak davacının dava açılmasına kendi sebebiyet verdiği için yargılama giderinin ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
01.10.2011 tarihinden sonra bu madde uyarınca açılan menfi tespit davaları için görevli mahkeme, HMK’nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, sh:476)
6100 sayılı HMK’nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü ile HMK’nın 353/(1)-a.3. maddesinin mahkemenin görevli olmamasının mutlak kararın kaldırılması nedeni olduğuna ilişkin hükmü karşısında, görev hususu somut olayda olduğu gibi, açıkça istinaf istemine konu edilmese dahi istinaf mahkemesince re’sen gözetilmelidir.
Bu durumda İlk derece Mahkemesince, İİK’nın 89/3. maddesine dayalı olarak açılan davada, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, HMK’nın 114/(1)-c ve 115/(2). maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Buna göre dairemizce, HMK’nın 353/(1)-a.3. maddesi uyarınca, HMK’nin 114(1).c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden usulden red kararı verilmesi ve HMK’nin 20. maddesinde belirtilen görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine yapılacak işlemlerin yerine getirilmesi için esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Kararın kaldırılması nedenine göre davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle; HMK m. 353/1,a.3 gereğince, Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. sayılı dava dosyasında verdiği 02.04.2018 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
3-Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde iadesine.
4-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
5-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
01.12.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 353/1,a ve 362/1,g gereğince KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 01.12.2021