Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1758 E. 2022/1060 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2018/1758
KARAR NO : 2022/1060

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27.12.2017
ESAS-KARAR NUMARASI : 2014/550 E., 2017/1064 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkili bankanın Bursa Bölge Müdürlüğü temizlik işlerini yürütmekte olan firmalar nezdinde çalışmakta olan işçi …’in 12.01.1998 tarihinde … A.Ş. firmasında işi başladığını, daha sonra ….Ltd. Şti. ve son olarak … Temizlik…Ltd. Şti. firmasında çalıştığını, 15.03.2003 tarihinde işten ayrıldığını, iş akdinin feshi nedeniyle ödenmeyen kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının tahsili amacıyla bankaları aleyhine Bursa 1. İş Mahkemesi’nde dava açıldığını, dava sonucunda müvekkilinin asıl işveren sıfatı ile işçi alacaklarından sorumlu olduğunun belirtildiğini, kararın Yargıtay’ca da onanıp kesinleştiğini, bu ilama dayanarak … vekilince icra takibi başlatıldığını, davalıların sorumluluğunda bulunan işçi alacağının ödenmemesi nedeniyle müvekkilinin toplam 8.838,25-TL zararı olduğunu, davalıların çalıştırdıkları işçiler için hiçbir ödeme yapmadıklarını, müvekkilince ödenen alacaklar konusunda davalıların alt işveren sıfatıyla sorumlu olduklarını beyan ederek 8.838,25-TL’nin ödeme tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar davaya cevap vermemiştir.
İlk derece Mahkemesi’nce “…11.08.2014 tarihli ilk bilirkişi raporunun yalnızca davacı …’nin asıl işveren sıfatıyla işverenin işçisi olan …’e ödemiş olduğu miktar için davalı alt işverenlere rücu hakkı olduğunun ve söz konusu tutarın davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiğini mütalaa ettiği izlenmiş; raporda, davalıların ayrı ayrı sorumluluk tutarları belirlenmediğinden ikinci bir bilirkişi görüşü alınması gerekmiştir.
Bilirkişi Sn. …’ın 21.07.2017 tarihli kök raporunda hizmet alım sözleşmeleri ile eki genel şartların ve Bursa 1. İş Mahkemesi’nin 2007/1042 E., 2008/1166 K. sayılı dosyasının getirtilmesi gerektiğini belirttiği izlenmiş; dosya getirtilerek alınan 03/11/2017 tarihli ek raporda; davalı şirketlerin temizlik işlerini ihaleye bağlı olarak yaptıkları dönemler ve işçilik alacakları davasında davacı …’in talebe esas çalışma süreleri dikkate alınarak, davalı şirketler nezdinde geçtiği kabul edilen çalışma sürelerinin:
….
Olmak üzere toplam 1889 gün çalışma bulunduğunu; tam sorumluluk ilkesinin kabul edilmesi halinde davalı “… Ltd. Şti.”nin 4.115,30-TL’den sorumlu olduğunu, mütalaa etmiş; bilirkişinin %50 sorumluluk bulunduğuna ilişkin görüşü dosya ile uyumlu olmadığından, davalı alt işverenlerin kendi dönemlerine ilişkin çalışmadan dolayı davacı banka tarafından yapılan ödemeden sorumlu oldukları kabul edilerek Davalı “… Ltd. Şti.”nin 4.115,30-TL yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmelidir.
Yargılama sırasında tüm davalıların ticaret sicilindeki kayıtlarının terkin olduğu gözlenmiş; davacı vekili 30.09.2015 tarihli oturumda davaya “…Ltd. Şti.” yönünden devam edeceklerini bildirmiş ve Davalılar “…A.Ş.” ile “… Temizlik Ltd. Şti.”yönünden ihya davası açmayacaklarını bildirmiş; davalı “…Ltd. Şti.”nin ihya edildiği belirlenerek yargılama sürdürülmüştür.
Davalılar “….A.Ş.” ile “… Temizlik…Ltd. Şti.”nin ticaret sicilindeki kayıtlarının terkin edilmiş olduğu ve davacının ihya davası açmadığı görüldüğünden bu davalılar hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğundan ötürü usulden reddi gerekmiştir.
Somut olayda, davacı banka ile davalı “….Ltd. Şti.” arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğu; davalının, kendi çalışma dönemine ilişkin işçilik alacaklarından sorumlu olduğu; bilirkişinin 03.11.2017 tarihli ek raporundan dava dışı işçi …’in anılan davalıya ait çalışma dönemine ilişkin işçilik alacak tutarının 4.115,30-TL olduğu, anılan davalının bu tutardan yasal faizi ile birlikte sorumlu olduğu anlaşılmakla, davanın bu tutar yönünden kısmen kabulüne…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Bilirkişi tarafından tanzim edilen raporun dava konusu alacağa ilişkin bir netlik taşımadığını, davalıların dava konusu alacağa ilişkin sorumluluğu hususunda detaylı bilgi vermediğini, ayrıca taraflar arasındaki sözleşme ve eki şartnameleri detaylı incelemeksizin raporunu verdiğini, Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümlerinde de işçiyi çalıştıran davalı firmaların, işçinin her türlü ücret ve özlük haklarından sorumlu olduğunun altının çizildiğini; diğer taraftan, aynı konuya ilişkin olarak Ankara Mahkemelerinden sadır olan pek çok kararın, bilirkişi raporunun ve Yargıtay ilamının da bulunduğunu, davalı ….Ltd. Şti. yönünden davanın kabulü ve yapılan hesaplamalar her ne kadar doğruysa da diğer davalılar açısından davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddinin de o kadar hatalı sonuçlar doğuracağını, davalı ….Ltd. Şti.’nin sorumlu olduğu miktarın bankalarınca dava tarihinden önceki bir tarihte ödenmiş olduğunu, kurum zararının doğduğu tarihin, dava tarihi olmadığını, buna rağmen faiz başlangıcının ödeme tarihi değil de dava tarihinden başlatılmasının hakkaniyete ve yasalara aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, hizmet sözleşmeleri nedeni ile alacak istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/550 E., 2017/1064 K. sayılı dava dosyasında verdiği 27.12.2017 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 35,90-TL harcın düşümü ile kalan 44,80-TL harcın davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
22.06.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 23.06.2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …