Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1712 E. 2022/628 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye … Mahkemesi
TARİHİ : 22.06.2017
ESAS-KARAR NUMARASI :….
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkilinin davalı yana güvenlik hizmeti verdiğini, bu hizmetler karşılığında düzenlenen faturalar karşılığında 4.000,00 TL. ödeme yapıldığını, bakiye alacağın tahsili için Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 2015/15860 E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasındaki özel güvenlik hizmet bedelini konu alan faturadan bakiye kalan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe itiraz üzerine iş bu itirazın iptali davasının açıldığı, takibe dayanak faturaların açık fatura olarak düzenlendiği, ancak faturalar üzerinde davalı yana ait kaşe ya da imza bulunmadığı, davacıya ait ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, dava konusu faturalar ve dava konusu olmayan toplam 10 adet faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı yan ticari defterlerinde davalı yanın ödeme kayıtlarının bulunmadığı, ancak davalı yanca dosya kapsamına davalı tarafından banka havalesi ile yapılan ödeme belgelerinin sunulduğu, davalı yanca cari hesap alacağına istinaden açıklaması ile toplam 27.956,93 TL’lik ödemenin yapıldığı, davalı yanın ticari defterleri ibraz edilmediğinden herhangi bir inceleme yapılamadığı, dava konusu faturaların davalı yan ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığının tespit edilemediği, dosya kapsamına sunulan hesap mutabakat metinlerinin imzasız ve davalı şirketi bağlayıcı nitelikte olmadığı, faturanın tek başına davacı ticari defterlerine kayıt edilmiş olmasının alacağın ispatı için yeterli olmadığı, davacı yanca faturalara konu hizmetin verildiğinin ispat edilmesi gerektiği, somut olayda bu yönde dosya kapsamına herhangi bir delil sunulmadığı, davacı yanca dava dilekçesinde açıkça yemin hakkına dayanılmadığından davacı yana yemin hakkının da hatırlatılmadığı ve davacının faturalara konu hizmetin verildiği hususunu ve dava konusu alacağın varlığını ispat edemediği” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece faturaların açık fatura durumunda olması ve davalı tarafça ticari defterler sunulmadığından, dava konusu faturaların davalı yan ticari defterlerinde olup olmadığı tespit edilemediği gerekçesi ile davanın reddedildiğini, bilirkişi raporu ile müvekkili şirkete ait ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve dava konusu faturaların kayıtlı olduğunun açıklığa kavuşturulduğunu, bu durumda davalı tarafın ticari defterlerini sunmaması nedeni ile aleyhe hüküm kurulmasının ticari örf adete ve kanuna aykırı olduğunu, zira HMK 222/5. maddesinin, “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmünü içerdiğini, bilirkişiler tarafından müvekkilinin alacaklı olduğu yönünde rapor düzenlendiğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesine dayalı olarak düzenlenen faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.03.2012 tarih ve 2011/11-862 E., 2012/51 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 1086 sayılı HUMK’nın 326. maddesine göre (6100 sayılı HMK’nın m. 219) her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, diğer anlatımla, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği, dolayısıyla da, uyuşmazlığa 6762 sayılı Türk … Kanunu (TTK)’nın 83/2. maddesindeki (6100 sayılı HMK’nın m. 222/5.) özel hükmün uygulanamayacağı durumlarda; karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar, HUMK’nın 330 ve ardından gelen maddelerindeki (HMK’nın m. 220.) konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir. HUMK’nın 332. maddesi (HMK’nın m. 220.), bir tarafın, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde ilgili belgeyi ibraz etmemesi halinde, mahkemenin, o tarafın maksadını gözeterek, diğer tarafın o belgeye ilişkin açıklamasını kabul edebileceğini öngörmektedir. Önemle vurgulanmalıdır ki; HUMK’nın 332. maddesindeki (HMK’nın m. 220.) bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Diğer anlatımla, belirtilen bu durumda ticari defterler de, HUMK’nın 330 ve sonraki maddeleri (HMK’nın m. 220.) anlamında “vesika” niteliğindedir. Öte yandan, ticari defterlerin ispat kuvvetini düzenleyen 6762 sayılı TTK’nın 82. maddesindeki (HMK’nın m. 222.) hüküm, “I -Kati delil” şeklindeki kenar başlığı ile birlikte değerlendirildiğinde ve aynı Kanun’un 1474. maddesi uyarınca kenar başlıklarının metne dahil bulunduğu da gözetildiğinde; ticari işlerden dolayı tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin (maddede gösterilen koşulların mevcut olması kaydıyla), kesin delil niteliğinde bulunduğunu öngörmektedir. 6762 sayılı TTK’nın 69. vd. maddeleri (6102 sayılı TTK’nın m. 64.) uyarınca da defterlerini yöntemince tasdik ettirmeyen tacirin bu gibi defterleri lehine delil olamaz. Ancak kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhinde delil sayılır (HMK m. 222/4).
Somut uyuşmazlıkta, İlk derece Mahkemesince davalının ticari defterlerinin incelenmesi için muamele merkezinin bulunduğu Mahkemeye talimat yazılmış, davacı tarafça her iki tarafın ticari defterlerine delil olarak dayanılmasına rağmen, İlk derece Mahkemesince istenmediğinden, talimat mahkemesince davalıya ticari defterlerini mahkemeye ibraz etmesi, ticari defterlerin ibraz edilmemesi halinde HMK’nın 220 ve 222/5 maddeleri uyarınca işlem yapılacağı hususu hatırlatılmak suretiyle kesin süre içeren ihtarlı tebligat çıkarılmaksızın bilirkişiye davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarını incelemesi için yerinde inceleme yetkisi verilmesi ile yetinilmiştir.
Ancak gelinen aşamada; “davacıya ait 2015 yılı ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davacı ticari defterlerinde 31.12.2015 tarihi itibariyle davalıdan 51.551,05 TL alacak kaydının bulunduğu, bununla birlikte davacı yan tarafından davalının banka aracılığıyla yaptığı 5 adet ödemeye dair evrakın dosya kapsamına sunulduğu, söz konusu ödeme belgelerinden davalının davacıya 27.956,93 TL ödeme yaptığı, söz konusu ödemelerin alacak kaydından mahsubu ile davacının 23.594,12 TL davalıdan alacaklı olduğu” hususlarının tespit edildiği 27.04.2017 tarihli bilirkişi raporu davalıya tebliğ edilmiş, davalı tarafça HMK’nın 281/(1). maddesindeki sürede rapora itiraz edilmemiştir.
Bu durumda Dairemizce, davalıya ticari defterlerini ibraz etmesi için HMK’nın 220 ve 222/5. maddelerindeki ihtaratı içeren tebligat yapılması için duruşma açılmasına gerek görülmemiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, davalı tarafça itiraz edilmeyen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne, alacak likit olduğundan İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca davacı lehine icra inkâr tazminatı verilmesine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
Davalının “…Ltd. Şti.” olan unvanının gerekçeli karar başlığında … Sicil kaydına uygun olarak yazılmamış olması HMK’nın 297/(1)-b maddesi hükmüne aykırı olmuş, Dairemiz kararında davalı unvanı düzeltilmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, Ankara 4. Asliye … Mahkemesinin 22.06.2017 tarih ve 2015/588 E., 2017/512 K. sayılı kararını DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“1-Davanın KABULÜNE, Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 2015/15860 E. sayılı dosyasında davalının İTİRAZININ İPTALİNE, takibin aynı koşullarla devamına,
İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca, itirazın iptaline karar verilen alacağın %20’si oranında 4.718,82 TL. icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.611,71 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 402,93 TL.’nin düşümü ile kalan 1.208,78 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Karar tarihindeki AAÜT uyarınca 5.100,00 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 434,73 TL. ilk masraf, 600,00 TL. bilirkişi ücreti, 194,00 TL. tebligat gideri, 171,20 TL. posta masrafı, 98,10 TL. istinaf yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 1.498,03 TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine,”
II-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
13.04.2022 tarihinde, HMK’nın 362/(1)-a. maddesi uyarınca (Ek madde 1 uyarınca yeniden değerleme oranına göre belirlenen 107.090,00 TL. kesinlik sınırının altında kaldığından) KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 14.04.2022

….