Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1707 E. 2021/1096 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

….

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 10.05.2018
ESAS-KARAR NUMARASI …..
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkili şirkete sigortalı olan Ankara İli …….. adresinde iş yeri olarak kullanılan dairede …’ye ait temiz su borusunun patlaması akabinde suyun etkisiyle hasar meydana geldiğini, müvekkilinin bu hasar nedeniyle sigortalısına 5.645,00-TL ödediğini beyan ederek bu bedelin 26.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklandığından görev yönünden itiraz ettiklerini, yükümlülüklerini yerine getirmeyen sigortalı iş yerinin kusurlu olduğunu, … Tarifeler Yönetmeliği’nin 9. maddesinin (e) ve (h) bendi uyarınca gerekli önlemleri almayarak sigortalı işyeri sahibinin zarara sebebiyet verdiğini, yapının iskanının olup olmadığının ilçe belediyesinden sorulması gerektiğini, hasar dosyası içeriğini kabul etmediklerini, istenen bedelin fahiş olduğunu, avans faizi talebini kabul etmediklerini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi’nce “…Toplanan tüm deliller ışığında, davaya konu olan davacı sigortalısının hasarının …’ye ait tesisattan sızan sulardan kaynaklı olması sebebiyle …’ye rücu hakkının bulunduğu; hasara uğrayan binaya su temin eden şebeke borusunun davalı idarenin denetim ve gözetim yükümlülüğünde olduğu ve arızanın temiz su borusunun sayaç bağlantısından önceki bir noktada meydana gelmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde davalının sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Dava dilekçesinde, 26.09.2014 tarihinden itibaren avans faizi talep edilmiş; 31.01.2018 tarihli dilekçe ile de 20.10.1014 yerine sehven 26.09.2014 yazıldığının belirterek 20.10.2014 tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesini talep etmiştir. Yapılan incelemede 08.10.2014 tarihinde 4.784,00-TL; 20.10.2014 tarihinden itibaren 861,00-TL’nin ödendiği görülmüş olsa da davacının talebi ile bağlı kalınarak davanın KABULÜNE…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Davacının sigortalısının yasal yükümlülüklerini yerine getirmediğini, … Tarifeler Yönetmeliği’nin 9. maddesi (e) ve (h) bendinde yazılı tedbir ve önlemleri almayarak zarara sebebiyet verdiğini, bu hükümlerde binanın parsel sınırı içerisinde kalan kısmında abonelerin ihmal veya kusurundan meydana gelebilecek hasarlardan …’nin sorumlu tutulamayacağının belirtildiğini, parsel sınırlarının tespiti yapılmadan sızan suyun sayaç bağlantısından önce meydana geldiğinden bahisle sorumluluğa hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ekspertiz raporunun tek taraflı düzenlenmiş olduğunu, bu raporun bilirkişi tarafından hasar tespit ve zarar tazmininde ölçü olarak alınmaması gerektiğini, haksız fiile dayanan tazminat davalarında, zarar gören kişinin malların piyasa satış bedelini değil, sadece gerçek zarar bedelini talep edebileceğini, dolayısıyla mallara uygulanan hesabın fahiş olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, işyeri sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya ödenen bedelin davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2….. K. sayılı dava dosyasında verdiği 10.05.2018 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 385,61-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 96,41-TL harcın düşümü ile kalan 289,20-TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
07.07.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 08.07.2021