Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1637 E. 2021/1942 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22.03.2018
ESAS-KARAR NUMARASI :….
Taraf vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı … A.Ş. ve … … … Ortaklığı A.Ş. arasında … all risk sigorta poliçesi düzenlendiğini, 14.07.2014 tarihinde sigortalıya ait … … projesi kapsamında müteahhitlerden sigorta ettiren tarafından montajı yapılmakta olan bir takım kabloların kesilmek sureti ile çalındığını, … alanının güvenliğine dair sigorta ettiren ile davalı … ….Ltd. Şti. arasında imzalanan 15.08.2012 tarihli sözleşme gereğince, davalı şirketin 5188 sayılı … … Hizmetleri Kanunu ve ilgili mevzuat kapsamında sigortalı … sahasının güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğunu, ancak … alanında kısa aralıklarla bir çok hırsızlık olayı meydana geldiğini ve davalı şirketin görevini gereği gibi ifa etmediğinin anlaşıldığını, somut olayda, trafo binasına çekilen kabloların, trafo panolarının yer aldığı odanın kapısı üzerinde yer alan asma kilit yuvalarının kırılmak sureti ile açılarak çalındığının tespit edildiğini, çalınan kabloların metrajı ve ağırlıkları dikkate alındığında hırsızlık hadisesinin araç ile gerçekleştirilmiş olduğunun anlaşıldığını, ancak hırsızlığın gerçekleştiği yere araç ile ulaşıp trafo binası üzerindeki asma kilit kırılırken davalı şirket … görevlileri tarafından hırsızların fark edilmediğini, davalı şirketin yeterli dikkat ve özeni göstermesi halinde hırsızlığı önleyebilecek iken bu konuda başarısız olduğunu ve sigortalının zarara uğramasına sebebiyet verildiğini, hırsızlık sebebiyle uğranılan hasar bedelinin, aralarındaki sigorta sözleşmesi gereği davacı şirket tarafından sigortalıya, 10.04.2015 tarihinde 18.210,39-TL olarak ödendiğini, davalı şirket ile imzalanan sözleşmeden kaynaklanan dava hakkının kanuni halefiyet ilkesi gereği müvekkili şirkete geçtiğini beyan ederek sigortalıya yapılan 18.210,39-TL tutarındaki ödemenin, 10.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, Ankara’da inşa edilen ve “… … Projesi 2. Etap” diye isimlendirilen … yapım işinde … … şirketlerinden hizmet satın almak için, işin asıl sahibi olan … … A.Ş.’nin Ankara Valiliği’nden izin talebinde bulunduğunu, Ankara … … … Komisyonu’nun 28.12.2011 tarih ve …. sayılı kararı ile bu iznin verildiğini, verilen izne göre, … alanının 145.753 m2 olup en az istihdam edilmesi gereken … personeli sayısının ise 36 olduğunu, davalının bu … yapım işinde taşeron olarak iş alan … A.Ş. ve dava dışı … … … … ile bir yıl süreli sözleşme imzaladığını, işin tamamlaması nedeniyle 11 Aralık 2014 tarihinde sonlandırıldığını, dava dilekçesinde 14.07.2014 tarihinde olduğu iddia edilen hırsızlık nedeniyle oluşan zarardan, müvekkili ve şirket personelinin her hangi bir bilgisi olmadığını, yine bu zarardan müvekkilinin ve personelinin her hangi bir ihmali, dikkatsizlik ve tedbirsizliğinin de olmadığını, kendisine yöneltilebilecek her hangi bir kusur dahi bulunmadığını, olduğu iddia edilen hırsızlık olayının şüpheli bir vaka olduğunu, müvekkilinin sözleşme ile sigorta ettirene karşı yüklendiği edimini en iyi şekilde ifa edip yükümlülüklerini yerine getirdiğini, aksine sigorta ettiren …….., bizzat kendisinin alması gereken tedbirleri almadığını, bunun için gerekli olan … personeli sayısını azalttığını, ikazları görmezden gelip umursamadığını, tel örgülerin onarımı, bakımı, kamera kayıt ve gözetleme sisteminin kurulması gerektiği yönündeki davalı ikazlarını da ciddiye almadığını, davalı şirketin her ay düzenli olarak … … Şirketi’ne … raporu sunduğunu, fiziki emniyetin alınması için … personeli sayısının yetersiz kaldığını, personel sayısının artırılması gerektiğini ve ilave diğer … artırıcı ve kamera sistemini kurulması konusunda ve giriş çıkışların belli noktalardan yapılması konularının da sürekli vurgulandığını, tüm bu aykırılıkların yanında, … görevlileri/elemanlarının kanuna da aykırı olarak refakat işlerinde kullanıldığını, proje için sürekli olarak … alanına, satış ofisine ve benzeri yerlere gelip giden misafirler, görevlilerin iş yoğunluğunu ilaveten artırdığını, … hizmet sözleşmesi süresince, … personelinin her hangi bir hırsızlık olayını tespit etmediğini, hırsızlık olayına da şahit olmadığını, hırsızlık olduğu bilgisinin, … personeline daima sigorta ettiren … … Şirketi görevlileri tarafından bildirildiğini, … personelinin bizzat tespit ettiği somut bir hırsızlık olayı olmadığını, olduğu iddia edilen hırsızlık olayının olup olmadığının dahi belli olmadığını, hırsızlık olayları, hangi tür malın çalındığı, malın vasıf ve cinsi, malın değerinin hep şüpheli olduğunu, hırsızlık sonucu çalındığı iddia edilen malın, … alanına getirilip depolanıp davalı şirket personeline gösterilip, bildirilip teslim dahi edilmediğini, … alanına birçok noktadan girilip çıkıldığını, davalı şirkete yöneltilebilecek herhangi bir kusur olmadığı gibi davalı şirketin tazmin borcunun da bulunmadığını, asıl kusurun sigorta ettiren ve sigortalılarda olduğunu, rücu şartlarının gerçekleşmediğini, davacı … şirketinin, davalıya ihbarname gönderirken dahi yanlış ve yanıltıcı bilgi verdiğini, yanlış ihbarda bulunduğunu, davalı şirketin temerrüde düşürülmediğini, bu nedenle 10.04.2015 tarihinden itibaren talep edilen faiz başlangıç tarihine de itiraz edildiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep vermiştir.
İlk derece mahkemesi’nce “…Somut olayda; davacı … Şirketi’nin sigortalısı olan … … A.Ş. ve …. … “…” dava dışı … A.Ş.’nin … ve koruma işini üstlenen davalı …’nin Müteahhit’in taahhüdü altında … … … Projesi-2. Etap kapsamında müteahhit tarafından belirlenecek alandaki giriş-çıkış takibi, misafirlere refakat edilmesi, çevre … hizmetlerinin 24 saat yürütülmesi işini, 15.08.2012 tarihli sözleşme ile … hizmetini 3 noktada 1’er … görevlisinin 3 vardiya (8 saat) çalışması ile sağlanacağı şeklinde aldığı, 13.07.2014 tarihinde … alanındaki 2. etap trafo binasının demir kapı asma kilit karşılığının halkası kırılarak içeriye girilip, trafo binasında zemindeki içerisindeki kanal içerisindeki elektrik kablolarının kesilerek, sigorta değeri 18.210,39-TL elektronik kablosunun çalındığı anlaşılmıştır. Alınan bilirkişi raporunda da anlaşılacağı üzere, dava dışı … A.Ş.’nin davalı ile yapılan sözleşme uyarınca güvenliği ilgilendiren konularda … … Hizmetlerine ilişkin tüm önerilerini değerlendirmeyi ve gerekli görürse masrafı kendine ait olmak üzere bu önerileri gerçekleştirmeyi kabul edeceği, ancak önerilerin yerine getirilmemesinin … personelinin sorumluluğu ortadan kaldırmayacağı ve azaltmayacağı olduğu ve davalının sözleşme imzalandıktan sonra 15 ayrı rapor düzenleyerek dava dışı şirkete ilettiği ve önerilerinde genellikle personelin yetersiz olduğu ve personel artışının sağlanarak ek devriye sistemine geçilmesi, yeni kulübe eklenmesi ve birbirini görecek şeklide yer değişimi yapılması, aydınlatmanın artırılması, kamera desteğinin sağlanmasını önerdiği halde bunların yerine getirilmemesi nedeniyle faaliyet alanında alması gereken tedbirleri eksik aldığı ve olayın meydana gelmesinde % 50 oranında kusurlu olduğu, Davalı …’nin her ne kadar sözleşme imzalandıktan sonra … ile ilgili eksiklikleri raporladığı görülmüşse de, sözleşme kapsamındaki yükümlülükleri ve kamu güvenliğini tamamlayıcı mahiyetteki … … hizmetlerinin yerine getirilmesine ilişkin esas ve usuller ile … … Hizmetlerine Dair Kanunun Uygulanmasına ilişkin Yönetmelik’in 12’inci maddesinde düzenlenen “Koruma ve … Planları” başlığındaki maddede geçen yükümlülüklerini yerine getirmeyerek, koruma ve … planlarını Valiliğe sunmadığı, devriye görevi hizmetini hırsızlığı önleyecek biçimde yerine getirmede yetersiz kaldığı ve olayın meydana gelmesinde % 50 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde toplanan deliller, … hizmet sözleşmesi, sigorta poliçesi, emniyet kayıtları ve tüm dosya içeriğine göre; çalınan malzemelerin kapalı alan ve kilitli yerden çalındığı, bu kapsamda sigorta teminatı içerisinde olduğu, hernekadar davalı tarafça çalınan malzemelerin dava dışı şirket yetkilisine teslim edildiği ileri sürülmüş ise de 24.04.2014 tarihli teslim tesellüm tutanağından anlaşılacağı üzere teslim edildiği iddia edilen malzemelerin 22.04.2014 tarihli hırsızlık olayında çalınan malzemeler olduğu, iş bu davaya konu hırsızlığın 13.07.2014 gerçekleştiği, davalı … şirketinin olayın meydana gelmesinde %50 kusurunun bulunduğu, alınan bilirkişi raporuna göre davacı … şirketinin sigortalısına yapmış olduğu 18.210,39-TL tazminat ödemesinin yerinde bulunduğu, davacı … şirketinin yapmış olduğu bu tazminat ödemesinin kusura göre %50’sine tekabül eden 9.105,19-TL’nin TTK m. 1472 uyarınca davalı yanda talep etmekte haklı olduğu anlaşıldığından, davanın kısmen kabulüne, dava konusu miktardan 9.105,19-TL’sinin ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Sigortalı şantiyede güvenliği sağlamakla yükümlü olan davalı şirketin, bu görevini gereği gibi ifa edemediğini ve şantiyede defalarca hırsızlık olmasını önleyemediğini, davalının süreklilik arz eden ihmalinin somut delillerle ispatlanıp, mahkemece de tespit edilmiş iken kusur oranında indirime gidilmesinin hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığını, zira dava konusu hırsızlık olayını önlemek bir yana, davalı şirketin … görevlilerinin hırsızlık olduktan sonra da olaydan haberleri dahi olmadığını, ancak davalı şirketin bu ihmalini kabul etmediğini ve hırsızlıkların sigorta ettirenin … elemanı eksikliğini gidermemesinden ve sair … önlemlerini almamasından kaynaklandığını iddia ettiğini, davalının … görevlilerinin birincil nöbet yeri olan giriş-çıkış kapısından girip, kabloları kesip araca yükleyerek aynı kapıdan çıkan hırsızların … görevlileri tarafından tespit edilememesinin davalının ağır ihmalini gösterdiğini, bir başka deyişle, davalının her daim giriş-çıkış kapısında nöbet tutan … görevlileri olduğunu, bu bölgede eksik bir eleman olmadığı sabitken, kablolarla yüklü araç çıkışının tespit edilememiş olmasının davalının açık ve ağır kusurunu ortaya koyduğunu, dolayısıyla eleman eksikliği varsa bile bu durumun somut olayın meydana gelmesine etki edecek nitelikte bir eksiklik olmadığını, hırsızlık meydana geldiği sırada kamera sisteminin devreye sokulduğunu, somut davanın … hukuktan kaynaklanan ve sözleşme serbestisinin evleviyetle dikkate alınması gereken bir rücu davası olduğunu, davalı şirketin basiretli bir tacir gibi davranması gerektiğinden hareketle imzaladığı sözleşme hükümleri ile sıkı sıkıya bağlı olacağı ve sözleşme ile tarafların ortaya konulan açık iradeleri her şeyden önce göz önünde bulundurularak sorumluluk durumlarının buna uygun şekilde tespit edilmesi gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, işyerinde meydana gelen hırsızlık olayı nedeni ile işyeri sigorta poliçesine istinaden sigortalıya ödenen bedelin davalı … şirketinden rücuen tahsili istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. K. sayılı dava dosyasında verdiği 22.03.2018 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 35,90-TL harcın düşümü ile kalan 23,40-TL harcın davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
15.12.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 16.12.2021

….