Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1617 E. 2021/1098 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 23.10.2017
ESAS-KARAR NUMARASI : …
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, davalının kooperatifin üyesi olduğunu, kendisine… dairenin tahsis edildiğini, kooperatifin genel kurulu tarafından alınan kararlar uyarınca her üyenin ödemesi gereken aidat ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bunun üzerine hakkında Ankara 10. İcra Müdürlüğü’nün…. esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, ancak davalının itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin, kooperatifçe kendisine tahsis edilen… bağımsız bölümü 07.11.2013 tarihinde …’a sattığını, satış tarihi itibari ile bağımsız bölüm ile ilgili aidat ve başkaca bir borcunun bulunmadığını, kendisinin tümünü ödediğini, o tarihten sonraki borçlarla ilgisi olmadığını, kooperatifin muhatabının daireyi satın alan olduğu beyan ederek davanın reddine, %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi’nce “…Somut olayda; davacı kooperatifçe kendisine tahsis edilen dairesini dava dışı 3. şahısa 07.11.2013 tarihinde tapuda sattığını ancak kooperatif hissesini devrettiğine dair delil olmadığını, kooperatif kayıtlarında da yönetim kurulu kararı bulunmadığını, ortaklık payının taşınmazdan satışından bağımsız olup, devredilmedikçe ortaklığın devam ettiğinden, davalının kooperatif ortaklığı ve sorumlulukları devam etmektedir.
Davacı kooperatifin genel kurullarda alınan karar aidat miktarına ilişkin alınan kararlar kapsamında bilirkişice aidat borcu hesaplanmış, buna göre toplam 25.150,00-TL asıl aidat borcunun bulunduğu tespit edilmekle, ayrıca genel kurulda alınan aylık % 5 ve %2’lik oranlarda gecikme faiz oranı ve BY 120 mdsi kapsamında aylık %1,5 olarak uygulanabileceğinden, alacaklı kooperatifin takip tarihi itibari ile talep ettiği asıl alacak üzerinden her bir ayın aidatının ödenmesi gereken son günü itibari ile muaccel olduğu kabul edilerek, takip eden aybaşından itibaren gecikme faizi hesaplanmış, o faizin de 7.899,39-TL işlemiş faiz olduğu tespit edilmekle, davalı borçlunun itirazının haksız olduğu anlaşılmakla, borçlu itirazının iptali ile takibin devamına, kabul edilen miktar üzerinden davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Müvekkilinin bağımsız bölümün satış tarihi olan 7.11.2013 tarihine kadar olan herhangi bir borcunun bulunmadığını, tüm borçların müvekkili tarafından ödendiğini, bu tarihten sonra bağımsız bölümün mülkiyetinin… geçtiğini, müvekkilinin söz konusu bağımsız bölümde oturmadığı gibi herhangi bir hizmetten de yararlanmadığını, hiçbir surette yararlanmadığı, kendisi ile hiçbir ilgisi bulunmayan yer için kendisinden aidat talep edilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu; bilirkişinin, müvekkilinin kooperatif ortaklığının taşınmazın devri ile sona ermeyeceği yönünde tespit ve değerlendirmesinde bulunduğunu, buna Kooperatifler Kanunu’nun 15. maddesine dayalı olarak itiraz edildiğini, kabul edilebilir olmadığını, bilirkişinin yalnızca kendi yorumuna dayalı olarak yapmış olduğu bu tespitin mahkemece dikkate alınmaması yönünde itirazda bulunulduğunu; ayrıca herhangi bir ihtarname gönderilmeden müvekkilinden temerrüt faizi de talep edilemeyeceğini, davacı kooperatifin, müvekkili ile irtibata geçmeden uzunca bir zamandan sonra, iyi niyet kurallarına aykırı olarak haksız bir para talep ettiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte şayet müvekkili kooperatif üyesi ise neden hiçbir toplantı ya da genel kurula davet edilmediğinin sorulması gerektiğini, mahkemece eksik ve hatalı bilirkişi raporu esas alınmak sureti ile karar verildiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

Dava, kooperatif aidat alacağının tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … K. sayılı dava dosyasında verdiği 23.10.2017 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 581,43-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 145,36-TL harcın düşümü ile kalan 436,07-TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
07.07.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.