Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1612 E. 2022/485 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
….

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 08.05.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : ….
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili banka ile davalı sigorta şirketinin sigortalısı … arasında 26.09.2014 ve 26.11.2014 tarihli İhtiyaç Kredisi Sözleşmeleri düzenlendiğini, dava dışı …’un bu kredileri kullanırken davalı nezdinde … sigortası yaptırdığını ancak 08.03.2015 tarihinde vefat ettiğini, müvekkilince alacağın ödenmesi için davalıdan talepte bulunulduğunu, davalı tarafından 02.06.2015 tarihli yazı ile beyan yükümlülüğünün yerine getirilmemiş olduğunun tespit edildiği bildirilerek taleplerinin reddedildiğini, borçlunun mirasçıları tarafından da kredi borçlarının ödenmemesi üzerine haklarında ayrı ayrı icra takibi başlatıldığını, itirazları üzerine takiplerin durduğunu, mirasçılar hakkında Eskişehir Tüketici Mahkemesinin 2016/2756 E., 2017/332 K. sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, mahkemece “Tüketici kredi sözleşmesinin 15.1. maddesinde sigorta poliçelerinin üzerinde Banka’nın adına dain ve mürtehin kaydı bulunacağı yazılı olup sigorta şirketinin menfi yanıtına karşı hukuki yollar davacı tarafından tüketilmeden mirasçılara karşı takip başlatılması yerinde değildir. Bu sebeple davanın reddi gerekir.” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, bu karara karşı istinaf yoluna başvurduklarını, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2017/404 E., 2017/394 K. sayılı kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiğini, kredi sözleşmesinde müvekkili bankaya tanınan daini mürtehin sıfatı gereği iş bu davayı açtıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 7.543,95 TL’nin 05.06.2015 tarihinden itibaren reeskont(avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin genel müdürlüğünün bulunduğu yer itibariyle İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğunu, dava … sigortasına ilişkin olduğundan Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğunu, sigorta poliçelerinde lehdar sigortalının kanuni mirasçıları olduğundan davacının dava açma yetkisi olmadığını, 6102 sayılı TTK 1420 ve … Sigortası Genel Şartlarının C.13 maddesine göre sigorta sözleşmelerinden doğan tüm taleplerin 2 yılda zamanaşımına uğrayacağını, sigortalı …’un 20.01.2014 başlangıç tarihli vefat tarihi itibari ile 24.000,00 TL teminat bedelli, 26.09.2014 başlangıç tarihli vefat tarihi itibari ile 5.000,00 TL teminat bedelli, 26.11.2014 başlangıç tarihli vefat tarihi itibari ile 5.000,00 TL teminat bedelli sigorta poliçeleri ile sigorta kapsamına alındığını, sigortalının sigorta öncesinden gelen kalp hastalığının bulunduğu ve bu hastalığa bağlı olarak vefat ettiğinin tespit edildiğini, sigortalının sağlık beyan formunda yer alan … hastalıkları ile ilgili ameliyat veya tedavi oldunuz mu ?” sorusuna HAYIR yanıtını verdiğini, sigortalının TTK’nın 1435. maddesi hükmüne aykırı olarak kendisinde var olan teşhis ve tedavi gördüğü ölümüne neden olan hastalıklarını beyan etmediğini, TTK.’nın 1439/2. maddesi uyarınca sigorta tazminatının reddinin hukuka uygun olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere talep edilen faiz miktarının fahiş olduğunu, ancak dava tarihinden itibaren faiz istenebileceğini savunarak, öncelikle davanın yetki, görev, husumet ve zaman aşımından, aksi halde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince;
20.10.2017 tarihli ara kararla davalı vekilinin yetki, görev ve husumet itirazlarının reddine karar verilmiş,
“Alınan bilirkişi raporunda gerekçeli olarak açıklandığı üzere müteveffa …’un ölümüne sebebiyet veren kalp yetmezliği ve hipertansiyon hastalığının sigorta tanzim tarihinden çok önce mevcut olduğu, bu hastalıklar nedeniyle uzun süren tedavilerin olduğu, sigorta tanzim tarihinde sigortalının bu hastalıklarını bilmesine rağmen beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığı, dolayısıyla yukarıda belirtilen emsal Yargıtay kararında da belirtildiği üzere davalı sigortanın, sigorta poliçesi nedeniyle sorumluluğunun doğmadığı mahkememizce kabul edilmekle” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek, Mahkemece yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, davalı şirket tarafından teminatları ödememek için gerçeği yansıtmayan beyanlar ileri sürüldüğünü, müteveffanın ölümünün kalp hastalığından kaynaklanmadığını, murisin 5 yıl kadar önce tedavi görüp iyileştiği düşüncesiyle hareket etmesinin söz konusu olduğunu, henüz tekrar eden bir hastalığı bulunmadığından bildirim yükümlülüğüne aykırı davranışı bulunmadığını, doğrudan ölümüne neden olan hastalığı sigorta sözleşmesinin aktedilmesinden sonra belirmiş ve teşhis edilmiş olup davalının ödememe gerekçesinin yerinde olmadığını, … Sigortası Genel Şartları C.2’de “…Ancak sigortacının bildirmemiş, eksik veya yanlış bildirilmiş olan hususları bilmesi veya ihbar etmemenin ya da yanlış ihbar etmenin kusura dayanmaması halinde cayma caiz değildir.” denildiğini, murisin iyileştiğini düşündüğü önceki hastalığını eksik bildirmesi cayma yahut tazmin etmeme nedeni değil ancak primin yüksek belirlenmesi nedeni olabileceğini, Yüksek Mahkeme kararlarında da belirtildiği üzere illiyet bağının tespit edilmesi gerektiği açık olup dosyanın bilirkişilerce incelemesi neticesinde, murisin kastının bulunmadığı ve ödenmesi gereken tazminat miktarının belirleneceğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki … Sigortası Poliçesindeki teminat bedelinin daini mürtehin sıfatıyla tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine ve özellikle gerekçeli, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenmiş olmakla Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca karar verilmiş bulunmasına göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-HMK’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90 TL.’nin düşümü ile kalan 44,80 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan istinaf avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine,
4-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
23.03.2022 tarihinde, HMK’nın 362/(1)-a. maddesi uyarınca (Ek madde 1 uyarınca yeniden değerleme oranına göre belirlenen 107.090,00 TL. kesinlik sınırının altında kaldığından) KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 24.03.2022