Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1597 E. 2021/929 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 13.03.2018
ESAS-KARAR NUMARASI :…
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkilinin 07.09.2018 tarihinde davalı kooperatife üye olduğunu, Ankara 17. Noterliği’nin 18.02.2016 tarih ve …. yevmiye numaralı ve 29.07.2016 tarih … yevmiye numaralı ihtarnameleri ile istifa ettiğini, davalı taraftan, üyelikten ayrılma nedeni ile ortaklık payı ve ödenen aidatların yasal kesintiler yapıldıktan sonra iadesinin talep edildiğini, yanıt alınamaması üzerine alacağın tahsili için Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün ….. E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı kooperatifin müvekkilinin üye olarak aidat ödeme yükümlülüğü olduğu gerekçesiyle takibe itiraz ederek durmasına neden olduğunu, müvekkilinin bitmiş bir ev aldığını, evin iskanının davalı kooperatif tarafından alınacağı belirtildiği için kooperatife üye olduğunu, verilen sözlerin yerine getirilmemesi nedeni ile istifa ettiğini, üyeliği sırasında kooperatifin müvekkilini genel kurula davet etmediğini, genel kurul kararlarının iletilmediğini, davalı kooperatifin konu ile ilgili genel kurul kararı var ise de müvekkile usulüne uygun tebliğ edilmediğini beyan ederek davalı kooperatifin itirazının iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın 07.09.2015 tarihinde ….. daireyi satın aldığından müvekkili kooperatife üye olma isteğini bildirdiğini,……yönetim kurulu kararı ile davacının üyelik başvurusunun kabul edildiğini, 01.09.2015 tarihinden sonraki aidatlardan yükümlü olmasına karar verildiğini, davacının noter aracılığıyla gönderdiği istifanamelerin …’na uygun olmadığını, yazılı başvuru yapılmadığı için konunun genel kurulda görüşülmediğini, bu nedenle karara bağlanmadığını, davacı tarafın aidat borcunun bulunduğunu, istifasının genel kurulda kabulüne kadar üyeliğinin devam ettiğini, iskan alınmaması nedeniyle üyelikten istifa ettiğinin beyan edildiğini ancak gayrimenkulün devredilmediğini, davacının üyelik aidatı ödemeden kooperatif imkanlarından faydalanmaya çalıştığını, itirazın haklı olduğunu belirterek davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, tarafların bildirmiş olduğu deliller topladıktan sonra dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, söz konusu bilirkişi tarafından hazırlanan 14.11.2017 tarihli rapora göre, davacının çıkma alacağının 5.508,52-TL olduğu ancak istifa ettiği 2016 yılının bilançosunun 09.07.2017 tarihli genel kurulda görüşülerek onaylanmış olması nedeniyle takip tarihi olan 20.02.2017 tarihi itibariyle alacağın muaccel hale gelmediği, davacının alacağının ancak 10.08.2017 tarihi itibariyle muaccel olacağının rapor edildiği, söz konusu raporun usul ve yasaya uygun olarak hazırlanması, denetime elverişli olması nedeniyle mahkememizce kabul edildiği, sonrasında davacının davasını tümden ıslah ederek alacak davasına çevirdiği, söz konusu ıslah dilekçesi değerlendirildiğinde; her ne kadar dava alacak davasına çevrilmiş ise de her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilmesinin gerektiği, ıslah ile alacağa çevrilen talebin de dava tarihi itibariyle değerlendirilmesinin gerektiği, mevcut davanın 07.03.2017 tarihinde açıldığı, dosyaya alınan bilirkişi raporuna göre davacının alacağının 10.08.2017 tarihi itibariyle muaccel olacağı, dava tarihi itibariyle muaccel bir alacağın bulunmadığı görülmüş olup tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, dava tarihi itibariyle davacının muaccel bir alacağı olmadığından davanın REDDİNE…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
HMK’nın 114. maddesinde dava şartlarının tahdidi olarak sayıldığını, hukuki yararının bulunmasının da dava şartları arasında sayıldığını, muacceliyet şartı Yargıtay kararlarında “hukuki yarar” olarak değerlendirildiğinden aslen dava açılırken talep edilen alacağın muaccel olmasının da dava şartlarından olduğunu, bilirkişi raporuna göre 09.08.2017 tarihinde muaccel hale gelen müvekkili alacağının, davanın açıldığı ve takibin yapıldığı tarihte muaccel olmadığını, ancak bu hususun taraflarınca ve davalı tarafça da ileri sürülmemiş, farkedilmemiş ise de dava devam ederken alacağın muaccel hale geldiğini, bilirkişi raporuna göre 09.08.2017 tarihinde muaccel hale gelen alacağın halen ödenmediğini, davayı ıslah ederek alacağa dönüştürdüklerini, dava şartı olan hukuki yarar eksikliğinin giderildiğini, ancak davalı kooperatif tarafından yine de ödeme yapılmadığını, buna karşın karar anında kooperatiften alacaklarının bulunduğu tespit edilmesine rağmen müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiğini, bunun kabulünün mümkün olmadığını, kooperatifin genel kurulunun ana sözleşme hükümlerine göre zamanında toplanmadığını ve müvekkilinin alacağının kötüniyetli olarak geciktirildiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, kooperatif ortaklığından çıkma payı alacağının tahsili istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 14/1. maddesi gereğince tüzel kişi olan kooperatif ile üyeleri arasındaki davaların kooperatifin ikametgahı addolunan yer mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu yetki kuralı kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı olup, davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen dikkate alınması gerekir. TMK’nin 51. maddesine göre hükmi şahsın ikametgahı, anasözleşmede aksine hüküm bulunmadıkça muamelelerinin yürütüldüğü yerdir.
Dosyada mevcut sicil özetinden dava tarihi itibariyle davalı kooperatif merkezinin Etimesgut İlçesi’nde bulunduğu, dolayısıyla davaya bakmaya yetkili mahkemenin Ankara/Batı Mahkemeleri olduğu açıktır.
Bu durumda mahkemece, HMK’nın 114/1-ç maddesindeki yetkinin kesin olduğuna ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, aynı Kanun’un 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmiş olması doğru olmamış, HMK m. 353/1,a.3 gereğince esası incelenmeden kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….K. sayılı dava dosyasında verdiği 13.03.2018 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
Kararın kaldırılma nedenine göre davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına.

2-Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde iadesine.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
16.06.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 353/1,a ve 362/1,g gereğince KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.