Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1480 E. 2021/937 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 13/02/2018
ESAS-KARAR NUMARASI :
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; Müvekkili şirket ile davalı … arasında 30/06/2010 revize tarihli sistem kullanım anlaşması yapıldığını, müvekkili şirketin sanayi işlerinde davalının elektrik sistemini kullandığını, bu sözleşmeye istinaden müvekkili şirkete 31/01/2016 tarihli faturanın gönderildiğini, bu faturanın sistem kullanım bedeli, sistem işletim bedeli, iletim ek ücreti, elektrik kalite hizmet bedeli olarak sıralanın dört kalemi ihtiva ettiğini, toplamının ise KDV dahil 720.692,62 TL olduğunu, müvekkili şirkete gönderilen fatura içeriğine TTK’ya göre yasal süre olan sekiz gün içerisinde taraflarınca itiraz edildiğini ve Üsküdar 9.Noterliği kanalıyla 19/02/2016 tarihinde ihtarname gönderdiklerini, fatura tutarından, 477.443,00-TL’yi kabul ettiklerini, bakiye 243.249.62 TL’ye itirazlarının olduğunu, yıllık yasal artış hesaplandığında ve tüketimleri de gözönünde bulundurulduğunda toplamda 477.433,00-TL’lik fatura kesilmesi gerektiğini ileri sürerek, ceza faturasında tahakkuk ettirilen artışın fahiş olması nedeniyle, yasal olarak uygulanabilecek makul artış şartının faturadaki tüketime göre hesaplattırılmasını, davalarının kabulü ile haksız yere davalıya ödenen 243.249,62 TL’nin ihtar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; yargı yolu itirazlarının olduğunu, uyuşmazlığın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan faturadaki bedellerin mevzuata uygun olduğunu savunarak, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi’nce “Dava; taraflar arasında imzalanan sistem kullanım anlaşmasına istinaden düzenlenen faturadaki hukuka aykırı olarak tahsil edildiği iddia edilen bedellerin istirdadı istemine ilişkindir.
Her ne kadar davalı tarafça uyumazlığın idari yargı görev alanında kaldığı ileri sürülerek, yargı yolu itirazında bulunulduğu anlaşılmış ise de, davalı …Ş.’nin 29.06.2001 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan anastatüsünün “Hukuki Bünye” başlıklı 3. maddesinde;
1-Bu Anastatü ile teşkil olunan … …. tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir İktisadi Devlet Teşekkülü’dür.
2- …. ve bu Ana statü hükümleri saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine tâbidir.
3- … Genel Muhasebe Kanunu ile Devlet İhale Kanunu hükümlerine ve Sayıştay’ın denetimine tabi değildir.” hükmünün yer aldığı görülmektedir.
Buna göre, uyuşmazlık, tacir olan taraflar arasında imzalanmış olan ve ana statünün “Teşekkülün Amaç ve Faaliyet Konulan” başlıklı 4. maddesi kapsamında kaldığı anlaşılan sistem kullanım anlaşmasından kaynaklanmaktadır.
Davalı az yukarıda izah edildiği üzere, ana statüsüne göre özel hukuk tüzel kişisidir. Davalı şirketin, idare değil, özel hukuk hükümlerine tabi bir İktisadi Devlet Teşekkülü olduğu, uyuşmazlık konusunun idari bir işlem veya eylem niteliğinde bulunmadığı, buna göre de, taraflar arasındaki sözleşmenin özel hukuk hükümlerine göre yorumlanacağı gözetildiğinde, davanın adli yargının görev alanında kaldığı anlaşılmakla, mahkememizce yargı yolu itirazının reddine karar verilerek işin esasına girilmiştir.
Davacı eldeki dava ile; kendisi adına tahakkuk ettirilen fatura içerisinde yer alan, sistem kullanım bedeli, sistem işletim bedeli, iletim ek ücreti, elektrik kalite hizmet bedeli olarak 4 kalemde sıralanın hizmet bedellerinin taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında belirlenmiş olmakla birlikte, fahiş olarak belirlendiğini, makul olmadığını, mevzuata aykırı olduğunu, TÜFE artış oranları dikkate alındığında sınırsız bir fiyatlandırma yetkisinin kullanılmış olduğunun anlaşılabileceğini ileri sürerek, davalıya fazladan ödendiğini ileri sürdüğü 243.249,62 TL’nin istirdadına karar verilmesini istemiş ise de; yargılama sürecinde aldırılan ve dosya kapsamına uygun olmakla, hükmün oluşturulmasında esas alınan bilirkişi raporunda da ifade edildiği üzere, davalı …’ın yapmış olduğu faturalandırmanın … Kurul Kararları başta olmak üzere ilgili mevzuata ve taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olduğu sonucuna varıldığı anlaşılmakla, davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: iletim kayıplarının karşılanması amacıyla Ocak 2016 döneminde Aralık 2015 dönemine göre oldukça bariz şekilde zam yapılması, iletim kayıplarının davacı ve bu türden şirketlere yükletilmesinin hukuk devleti, adalet ve şeffaflık ilkelerine ters düştüğünü, bilirkişi raporunda, Aralık 2015 döneminde TÜFE yıllık %8,81 iken, Ocak 2016 faturasında sistem kullanım bedeli %36,58 artış, sistem işletim bedeli ise %1703 artış gösterdiğinin belirtildiğini, müvekkili şirketin bu artış oranlarına maruz bırakılmasının hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay HGK kararında yazılı olduğu üzere …’ya sınırsız bir fiyatlandırma unsuru belirleme yetkisi ve görevinin verilmediğini, sadece “dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak” açılmış davalarda mahkemelerin yetkisinin sadece faturalarda yer alan bedellerin … tarafından ilan edilen tarifelere uygun olup olmadığının denetlenmesi ile sınırlandırıldığını, somut davanın konusunun ise “sistem kullanım bedeli, sistem işletim bedeli, iletim ek ücreti, elektrik kalite hizmet bedeli” olup tamamen farklı olduğunu, yerel mahkemenin yetkisinin sadece faturada yer alan bedellerin … tarafından ilan edilen tarifelere uygun olup olmadığının denetlenmesi ile sınırlandırılmadığını, mahkemenin artış oranının fahişliği, faturalandırmanın haksızlığı gibi davanın esasına ilişkin yargılama yapmasının önünde hukuki bir engel olmadığını, …’nın sınırsız bir fiyatlandırma yetkisinin olmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki Sistem Kullanım Anlaşması’na istinaden düzenlenen faturalar nedeniyle tahsil edilen bedellerin istirdatı istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. sayılı dava dosyasında verdiği 13.02.2018 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 35,90 TL’nin düşümü ile kalan 23,40 TL ‘nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
17.06.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.