Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1438 E. 2021/1544 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ

(İ S T İ N A F D İ L E K Ç E S İ N İ N R E D D İ)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE :…. … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 16.01.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : ….
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkilinin davadışı…’nun davalı kooperatif hissesini devraldığını, davadışı eski üyenin üyelik haklarını korumak için davalı kooperatife fazla ödeme yaptığını, zira mahkeme kararı ile 05.06.2007 tarihli genel kurulun 7. maddesinin iptal edildiğini, bu nedenle fazla ödeme yapıldığının tespit edildiğini, müvekkilinin fazla ödenen bedelin tahsili için takibe geçtiğini, davalının haksız itirazı sonucu takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının hissesini devraldığı eski üyenin ana para borçlarının tamamını Ağustos 2007 sonuna kadar ödemeleri halinde, iptal edilen genel kurulun ilgili maddesinden yararlanacağını ancak ödeme yapılmadığını, bu nedenle davanın öncelikle zamanaşımı yönünden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi’nce “…Davalı kooperatifin genel kurul kararıyla Ağustos 2007 sonuna kadar kooperatif ana borcu ödendiği takdirde gecikme faizlerinin affedildiği, daha sonra 29/03/2008 tarihli genel kurul kararıyla gecikme cezalarının affına dair genel kurul kararının iptal edildiği, açılan dava sonucunda bu iptal kararının mahkemece iptal edilerek kararın Yargıtayca onanarak kesinleştiği, o tarihte davalı kooepatife üye olan ve genel kurul kararı uyarınca af süresinde ana borçlarını tamamen ödeyen … tarafından üyeliğinin dava dışı…’na devredildiği, yönetim kurul kararı ile devralanın üyeliğe kabul edildiği, kooperatifin talebi üzerine kaldırılan af kararından dolayı…’nun kooperatife gecikme cezası adı altında toplam 19.635,00-TL ödemede bulunduğu, daha sonra üyeliğini davacı …’a devrettiği ve davalı kooperatif tarafından davacının üyeliğe kabul kararı alındığı, devreden… tarafından iptal edilen son genel kurul kararına istinaden kendisinden tahsil edilen gecikme cezalarının haksız olduğu iddiası ile icra takibi yapılarak itiraz üzerine itirazın iptali davası açarak davalı kooperatiften tahsilini istediği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, temyiz üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin … Esas sayılı kararı ile kooperatif ana sözleşmesinin 17/3 maddesi uyarınca devir halinde eski ortağın kooperatife karşı tüm hak ve yükümlülükleri yeni ortağa geçeceği düzenlendiğinden bu durumda ortaklığını devreden davacının devrinden önceki ortaklık haklarına dayanılarak dava açmakta hukuki yararın bulunmadığını, üyeliğin davadan önce devreden davacıya ait dava açma hakkının dahi devir alana geçeceği gerekçesi ile bozulduğu ve mahal mahkemesince davanın bu nedenlerde reddine karar verilerek kesinleştiği, kooperatif üyeliğini devralan davacı … tarafından devir aldığı eski üyenin haklarına dayanılarak fazladan ödenen gecikme cezalarının tahsili amacıyla davalı kooperatif aleyhine icra takibi yapıldığı, bilirkişi raporu, iptal edilen genel kurul kararı ve Yargıtay ilamı hep birlikte değerlendirildiğinde, daha önce alınan genel kurul kararına istinaden eski üyenin süresinde vergi borcunu ödemiş olması nedeniyle gecikme zammının genel kurul kararındaki af kapsamında bulunduğu, daha sonra üyeliği devralan…’ndan tahsil edilen gecikme zammının haksız olduğu bu nedenle üyeliği devralan son üye davacı …’ın devralan sıfatıyla haksız tahsil edilen gecikme zammının davalıdan tahsil etme konusunda haklı olduğu, icra takibinde talep ettiği miktarın doğru olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Mahkemece %20 inkar tazminatı taleplerinin reddedildiğini, oysa alacağın likit olduğunu, tazminata karar verilmesi gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, davacı kooperatif üyesi tarafından fazla ödendiğini iddia edilen aidat borçlarının geri alınması için giriştiği takibe yönelik itirazın iptalinin ve mahkemece %20 icra inkar tazminatının reddedilmesinin yerinde olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davacı kooperatif üyesi tarafından fazla ödendiğini iddia edilen aidat borçlarının geri alınması için girişilen takibe itirazın iptali ve mahkemece %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.
Karar tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK’nın 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değişik 341/(1) maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle HMK’na eklenen Ek-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında karar tarihi itibariyle 3.560,00-TL.’dir.
HMK’nın 341/(4). maddesi hükmüne göre alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, asıl istemin kabul edilmeyen bölümü, anılan kesinlik sınırını geçmeyen davacı tarafın, istinaf hakkı bulunmamakta ise de, aynı Kanun’un 348/(1). maddesi uyarınca, davalı tarafça, kesinlik sınırı üzerinde kalan miktara yönelik istinaf yoluna başvurulması halinde, davacı tarafın, katılma yolu ile istinaf hakkı saklıdır.
Somut olayda, dava dilekçesinde, 33.442,98-TL’nin tahsili istenmiş olup, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş olup sadece İİK’nın 67. maddesi uyarınca davacının talep ettiği inkar tazminatı alacağın likit olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Davacı tarafça reddedilen inkar tazminatına yönelik istinaf yasa yoluna başvurulduğu anlaşılmış olup, istinaf başvurusu katılma yolu ile de yapılmamıştır.
Alacak davalarında istinaf (kesinlik) sınırı belirlenirken, yalnız alacağın aslı (asıl talep) nazara alınır: faiz, icra tazminatı (İİK m. 67, m. 69, m. 72) ve (ihtarname, delil tespiti ve yargılama giderleri gibi) giderler hesaba katılmaz. (Prof. Dr. Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medenî Usul Hukuku, Ağustos 2016 S: 672)
Kesin olan kararlara yönelik istinaf istemleri yönünden HMK’nın 346/(1) maddesi uyarınca mahkemece bir karar verilebileceği gibi, aynı Kanun’un 352. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi’nce de karar verilebileceğinden, HMK’nın 346/(1) ve 352/(1)-b. maddeleri uyarınca davacı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 346 ve 352/1,b gereğince, davacı vekilinin İSTİNAF DİLEKÇESİNİN REDDİNE.
2-Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde iadesine.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
27.10.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GER. KARAR YAZIM TARİHİ : 27.10.2021

Başkan … Üye … Üye … Katip … e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır