Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1425 E. 2021/583 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07/02/2018
ESAS-KARAR NUMARASI : …
….
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacılar vekili, davalı kooperatifin, ortaklarına arsa sağlamak amacıyla 1978 yılında kurulduğunu, Kooperatif tüzel kişiliği tarafından sağlanan arsaların 24.04.2008 tarihinde tüm ortaklar adına ….. nezdinde tescil edilmek suretiyle ferdileşmenin tamamlandığını, kooperatifin amacının gerçekleştiğini, dağılma sürecine girdiğini, 04.05.2008 tarihli genel kurulda, kooperatifin tasfiyesine, kooperatif yönetiminin tasfiye kurulu olarak görev yapmasına karar verildiğini, yasal mevzuat çerçevesinde tasfiye memurlarının görevlerinin hiçbirini yerine getirmediğini, kooperatif başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin tasfiye sürecine girilmemiş gibi hareket ettiğini, sanki kooperatif hiç tasfiye sürecine girmemiş gibi faaliyette bulunduklarını, tasfiye halindeki bir tüzel kişiliğin yapamayacağı iş ve işlemleri gerçekleştirdiklerini ve bu nedenle davacıların Ankara 53. Noterliğinin 17.06.2011 tarihli, ….sayılı ihbarnamesi ile kooperatiften istifa ettiklerini, ancak istifalarının şartlı olduğundan bahisle kooperatif tarafından kabul edilmediğini, daha sonra 11.05.2014 tarihli genel kurulda davacıların kooperatiften çıkarılmalarına karar verildiğini, çıkarma kararının davacılara tebliğ edilmediğini, herhangi bir ödeme yapılmadığını, üyelik aidatlarının tahsil edildiğini ileri sürerek, davacıların davalı kooperatifin ortağı olduklarının tespitine veya ortaklıktan çıkma payı belirlenerek, her davacı için 30.000,00-TL. olmak üzere, toplam 210.000,00-TL.nin davalıdan tahsili ile ayrı ayrı davacılara ödenmesine, davacıların davalıya aidat ödeme yükümlülüğünün olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıların noter ihbarnamesi ile kooperatiften istifa ettiklerini, davacıların durumlarının araştırılıp bildirilmesi ve aidat borçlarının tahsili için Yönetim Kuruluna oy birliği ile yetki verildiğini, istifaların….. gönderilmesi halinde üyeliğin düşeceği belirtildiğinden adı geçen 8 üye hakkında üyelikten çıkmalarının kabulüne karar verildiğini, noter kanalıyla ihtarname gönderdikten sonra Yasa gereği kesin olarak istifalar kesinleşmiş olduğundan, bu kişilerin Kooperatifin Üyesi olmamaları nedeniyle Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açma haklarının bulunmadığını, aynı şekilde kesin şekilde Kooperatif üyeliğinden ayrılmış kişilerin, tespit davası açma yetkisi ve şartları bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “… davacılar davalı kooperatif üyesi olup, kooperatif tasfiye kararı aldıktan sonra üyelikten istifa ettiklerini bildirmişlerdir. Ancak, istifa talepleri kooperatifçe benimsenmemiştir. Ayrıca kooperatif tarafından her ne kadar ihraç kararı verilmiş ise de, bununla ilgili yasal işlemler tamamlanmadığından, davacıların kooperatif üyesi olduklarının kabulü gerekir.
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, kooperatif kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre; davacıların davalı kooperatif üyesi olduğu, kooperatiften istifa ettikleri, ancak istifanın kooperatif tarafından benimsenmediği, kooperatif tarafından verilen kararın işleme konulmadığı, tasfiyeden dönüldüğü, bu nedenle davacıların kooperatif üyeliklerinin devam ettiğinin kabulü gerektiği anlaşıldığından, davanın kabulüne, davacıların kooperatif üyesi olduklarının kabulüne…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Davacıların davalı kooperatife noter kanalıyla göndermiş oldukları istifa taleplerinin tek taraflı sonuç doğuran bozucu yenilik doğuran bir işlem olduğunu, Kooperatif Kanunu’nun 13.maddesi uyarınca bildirimlerin davalı müvekkile ulaştığı tarih itibariyle ortaklık ilişkisinin hukuken sona erdiğini, zira istifanın geçerli olabilmesi için müvekkilinin kabulünün gerekmediği gibi buna ilişkin bir genel kurul kararının alınmasının da şart olmadığını, nitekim davacılarda üyeliklerinin sona erdiğini gayet iyi bildikleri için 15.05.2016 tarihli genel kurula hitaplı olarak istifalarının iptali ile üyeliklerinin devamını istediklerini, istifanın iptali diye bir hukuki durum olmadığını, davacıların 22.06.2011 ve 17.06.2011 tarihli istifa dilekçelerinin kooperatife ulaşmasından sonra kooperatif yönetim kurulunun 12.07.2011 tarih ve…. sayılı kararı ile istifaların işleme konulduğunu, keza davacıların istifasından kaynaklı maddi hususların tartışılması için için 2014 yılı genel kurulunda yapılan görüşmede de davalıların istifasının benimsendiğini, bu kadar açık durum karşısında davalıların istifasının kooperatifçe kabul edilmediği şeklindeki değerlendirmenin açıkça hukuka aykırı olduğunu, istifanın işleme konulmaması diye bir hususun olmadığını, bu durumun davacılar tarafından benimsendiğine ilişkin 14.10.2017 tarihli bilirkişi raporunun ve 07.02.2018 tarihli yerel mahkeme kararı doğru olmadığını beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti, bu talebin uygun görülmemesi halinde üyeliğin sonlanması nedeniyle çıkma payı alacağının tahsili istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce… sayılı dava dosyasında verilen 07/02/2018 tarihli karara yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2- Davacılar zorunlu dava arkadaşı olmadıklarından davacı sayısına göre Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 59,30 TL x 7 = 415,10 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL’nin düşümü ile kalan 379,20 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4- HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
07/04/2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE

….
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır