Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1390 E. 2021/331 K. 03.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2018/1390
KARAR NO : 2021/331
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 21.12.2017
ESAS-KARAR NUMARASI : 2016/426 E., 2017/1169 K.
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davadışı sigortalı ….A.Ş. İle davalı … arasında 26.06.2015 başlangıç tarihli işyeri sigorta paket sigorta sözleşmesi imzalandığını, 21.08.2015 tarihinde meydana gelen şiddetli sağanak yağmur sonucu davadışı sigortalının işyerine sel ve kanalizasyon suları dolarak hasara neden olduğunu, ekspertiz raporunda durumun tespit edildiğini, itfaiye görevlilerinin ertesi gün olaya müdahale edebildiklerini, müvekkilinin davadışı sigortalısının zarar bedeli olarak sovtaj bedeli düşüldükten sonra 697.661,10-TL ödendiğini, bu bedeli TTK 1472. maddesi uyarınca davalıdan talep ettiklerini ancak davalı idarenin 17.12.2015 tarihli yazısı ile talebi reddettiklerini, müvekkilinin daha sonra sigortalısına sovtaj yapılmayan hasarlı ürünler için ayrıca 24.479,95-TL daha ödediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere toplam 722.141,05-TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili idare tarafından yapılan kontrollerde hatların normal çalıştığını, davadışı sigortalının işyerinin bulunduğu binada çekvalf sisteminin bulunmadığının tespit edildiğini, bu durumdan işyeri sahibinin, yüklenicinin veya bina yöneticisinin sorumlu olduğunu, ayrıca talep edilen bedelin çok fahiş olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…Mahkememizce tüm taraf delilleri toplandıktan sonra 21.08.2015 tarihinde dava dışı…A.Ş.’nin işyerinde meydana gelen su baskını sonucu hasarın değerlendirilmesi, ayrıca dava dışı şirketin ticari defter kayıtlarının değerlendirilmesi, buna göre hasar miktarının hesaplanması amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişiler Dr. …, …,….,… tarafından sunulan 27.10.2017 tarihli raporda özetle; dava konusu edilen hasarın meydana geliş şekli incelendiğinde 26.06.2015 başlangıç, 26.06.2016 bitiş tarihli İşyeri Paket Sigorta Poliçesi’nin yürürlükte olduğu dönemde meydana geldiğini, dava dışı…… A.Ş.’ye ait fabrikada 21.08.2015 tarihinde 18.00 sıralarında başlayan şiddetli sağanak yağış sonucu yağmur sularının, fosseptik ve pissu giderinin tepmesi sonucu su baskını oluştuğunu, oluşan hasardan bina sahibinin %50, davalı …Genel Müdürlüğü’nün %50 oranında sorumlu olduğunu, sigortalı işyerinde emtia, demirbaş ve binada oluşan hasarlara ait tespitin 21.09.2016 tarihli Ekspertiz Raporunda yer aldığını, buna göre davacı … tarafından tazmin edilmesi gereken tutarın 722.141,05-TL olduğunu, hasarın oluşumunda ….nin %50 oranında sorumlu olduğu değerlendirildiğinde 361.070,53-TL’nin talep edilebileceği beyan edilmiştir. Sunulan rapora taraf vekillerince itiraz edilmiştir.
Her ne kadar sunulan bilirkişi raporunda eylem sebebi ile bina sahibinin %50, A….’nin de %50 oranında kusurlu olduğu yönünde değerlendirme yapılmış ise de, 21.08.2015 tarihinde 18.00 sıralarında başlayan şiddetli yağış sonrası dava dışı …. A.Ş.’ye ait fabrikada su baskını sonucu hasar oluştuğu, hasarın oluştuğu fabrika binasında geri tepmeyi önleyici sistemin kurulmadığı tüm dosya kapsamı ile sabittir. Yerleşik ve kararlılık kazanmış emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesi uygulamalarında, şiddetli yağış sonrası su baskını sebebi ile su baskınının oluştuğu binada geri tepmeyi önleyici sistemin bulunmaması halinde Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesi gereğince, bina malikinin müterafik kusurlu kabul edilip, kusur oranında %20-25 olduğu kabul edilmektedir. Bu sebeple mahkememizce sunulan bilirkişi raporundaki dava dışı bina maliki ….A.Ş.’nin %50 oranında kusurlu olduğu yönündeki değerlendirmeye itibar edilmemiştir. Dosya kapsamı ve Yargıtay uygulamaları dikkate alınarak, dava dışı bina maliki……A.Ş.’nin olay sebebi ile %25 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmesi sonucu, 21.08.2015 tarihinde saat 18.00 sıralarında başlayan şiddetli yağış sonrası dava dışı sigortalı …A.Ş.’ye ait fabrika binasında su baskını sonucu hasar oluştuğu, hasar oluşan binada geri tepmeyi önleyici sistemin kurulmadığı, bu sebeple davalı tarafın %75 oranında, dava dışı …..A.Ş.’nin %25 oranında kusurlu olduğu, su baskını sonucu dava dışı sigortalıya toplam 722.141,05-TL ödeme yapıldığı, yapılan ödemeden davalı tarafın kusuru oranında sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır.
Yukarıdan beri açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında, davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, işin ticari iş olduğu dikkate alınarak ödeme tarihlerinden itibaren davalı tarafın sorumlu olduğu miktarlara avans faiz oranı uygulanmasına…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda taraflara %50 kusur verildiğini oysa mahkemenin %75 oranında kusur izafe ettiğini, somut olayda müvekkilinin olayda hiçbir kusuru bulunmadığını, Atıksu Deşarj Yönetmeliği’nin 10/m maddesine göre müvekkili idarenin sorumluluğunun olmadığını, olayda bina sahibi, yönetici ve yüklenicinin sorumlu olduğunu, kusur oranını kabul etmemekle birlikte eğer gerçek bir zarar var ise bu zararın Yargıtay içtihatları doğrultusunda tespit edilmesi gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, davadışı sigortalının işyerinde meydana gelen sel baskını sonucunda oluşan zarar nedeni ile davacı … ile davalı idarenin sorumluluklarına ilişkin kusur oranları ve davacı … şirketinin davadışı sigortalısına poliçe nedeni ile ödediği bedelden dolayı davalı idareden talep edebileceği bir alacağının olup olmadığı ve miktarı hususlarında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, dava dışı sigortalı ……A.Ş.’ye ait işyerinde meydana gelen hasar sebebi ile davacı … şirketince sigortalısına yapılan ödemenin davalı idareden rücuen tahsili istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına ve özellikle istinaf edenin sıfatına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/426 E., 2017/1169 K. sayılı dava dosyasında verdiği 21.12.2017 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 36.997,05-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 9.250,00-TL harcın düşümü ile kalan 27.747,05-TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
03.03.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır