Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1281 E. 2021/1923 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 16.03.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : …
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkilinin davalı kooperatife inşaat işi yapan dava dışı müteahhide verdiği mal karşılığı davalı kooperatifin bonolarına ciro yolu ile sahip olduğunu, davalının bonoları ödeyemeyince üyelik teklifinde bulunduğunu ve müvekkilinin de 11/03/2010 tarihinde üye olduğunu, sonrasında kooperatiften istifa ettiğini, kooperatifle yapılan görüşmede 158.115,00 TL ödemenin ve üyeliğe istinaden verilen ve 10/10/2012 tarihinde başlayan sıralı 10 adet toplam 30.000,00 TL bedelli bononun iadesine karar verildiğini, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davalı hakkında Ankara 4. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek, haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının kooperatif üyeliği ve kooperatife ödediğini iddia ettiği aidat bedelinin sadece yönetim kurulu kararlarında yer aldığını, genel kurul kararlarında ve kooperatif kayıtlarında üyelik ve üyeliğin niteliği, ödemeler konusunda hiç bir kayıt bulunmadığını, davacının kooperatif üyeliğinin şüpheli olduğunu, eski yönetim ve denetim kurulunun ibra edilmediğini bildirerek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi’nce “Dava kooperatif üyeliğine son verilmesi nedeniyle kooperatife ödenilen aidatların tahsili, bir başka anlatımla çıkma alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık davacının davalı kooperatife üye olup olmadığı, üye ise ne kadar aidat ödediği, üyelikten ayrılması nedeniyle davalı kooperatiften aidat alacağı bulunup bulunmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Yargılama aşamasında kooperatif bilirkişiden alınan 2. Ek rapor davalı kooperatif kayıtları incelenmek suretiyle düzenlenmiş olup anılan raporda, kooperatif yönetim kurulunun 26/11/2012 tarihli kararında davacının istifası kabul edilerek, toplamda 158.115,00 TL ödeme yaptığının, yapılan ödemelerden davacı tarafından kooperatife verilen ve ödenmeyen senetlerin banka iletişim masrafları ve protesto masrafları düşüldükten sonra bakiyesinin kooperatifin durumuna göre uygun şartlarda kendisine iade edilmesine karar verildiği, istifanın gerçekleştiği yıla ilişkin işlem ve hesapların görüşüldüğü 23/06/2013 tarihli genel kurul toplantısında ayrılan ortaklara 6 ay içerisinde ödeme yapılmasının kararlaştırıldığı, davacının payına düşen giderlerin (senet protesto masrafları içinde) mahsubu ile davacının davalıdan takip tarihi itibarıyla 155.160,50 TL asıl, 25.097,74 TL işlemiş faiz alacağı bulunduğu tespit edilmiştir.
Alınan bilirkişi raporu ayrıntılı denetime ve hüküm kurmaya elverişli niteliğe sahiptir. Davalı yan alınan rapora gerekçelerini belirterek ayrıntılı olarak itiraz etmiş ise de, alınan rapor kooperatif kayıtları üzerinde yapılan incelemeye dayalı olarak hazırlanmış, ayrıntılı ve denetime elverişlidir. Bu itibarla itirazlar doğrultusunda yeni veya ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
Her ne kadar davalı kooperatif yönetim kurulu üyeleri hakkında kooperatifler kanununa muhalefet ettikleri iddiası ile ceza yargılaması yapılmakta ise de, iddianamede davacının çıkma payı alacağına ilişkin düzenlenen belgelere yönelik açık bir suç isnadının bulunmadığı, ceza yargılamasının sonucunun iş bu dava neticesini etkilemeyeceği gözetilerek ceza davası sonucu beklenmemiştir.
Kooperatif yönetim kurulu karar defteri ile davacının ödediği aidat miktarının tespit edildiği, ibraz edilen belgelerden davacının davalı kooperatif üyesi iken istifasının davalı kooperatif tarafından kabul edildiği, alınan bilirkişi raporundan davacının takip tarihi itibarıyla 155.160,50 TL asıl, 25.097,74 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 180.258,24 TL alacağı bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durumda davalının anılan miktarın tahsiline yönelik icra takibine itirazının haksız bulunduğu gözetilerek davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Takip çıkma payı alacağına ilişkin olup alacak likit, bir başka deyişle hesaplanabilir, belirlenebilir niteliğe sahiptir. Bu nedenle hüküm altına alınan alacak miktarı üzerinden davacı yararına İİK 67. maddesi kapsamında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Her ne kadar davalı yan da tazminat isteminde bulunmuş ise de, reddedilen kısım yönünden davacı icra takibi yapmakta haksız ise de, kötüniyetli olduğuna yönelik bir delil bulunmadığından davalının tazminat talebinin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: davacının, ödemeye ilişkin belgelerinin asıllarının dosyada olmadığını, kaldı ki fax ve fotokopi olarak sunulan belgelerdeki kayıtların da olay ile uyuşmadığını, ödemelerin hiçbirisinin taraflarınca kabul edilmediğinin dilekçe ile belirtilmiş olmasına rağmen bilirkişinin “davacının ortaklığı sırasında toplam 158.115,00 TL ödeme yaptığı konusunda taraflar arasında bir anlaşmazlık bulunmamaktadır.” şeklinde rapor düzenlediğini, bilirkişinin ve mahkemenin belgeleri incelemediğini, dilekçede belirttikleri hususların mahkemece incelenmediğini, 15.02.2011 tarihli yönetim kurulu kararına göre ödenmeyen senetlerin bedeline ilişkin olarak bir üye kaydının sözkonusu olmadığını, kooperatifin davacı hakkında yönetim kurulu kararı alındığı tarih olan 15.02.2011 tarihinde dahi senetlerin vadesinin gelmediğini, davacının 95.000,00 TL ödemeye ilişkin belgenin aslını dosyaya sunmadığını, davacının düzenleyerek kooperatife verdiği 10 adet senetten 8 tanesinin vadesinin istifa tarihinden sonra olduğunu, diğer iki senedin ödendiğine dair de hiçbir belgenin dosyada olmadığını, senet bedellerinden sonra kalan 7.760,00 TL’nin kooperatife ödendiğine dair bir belgenin dosyada olmadığını, davacının 25.355,00 TL aidat bedeli olarak ödendiğine ilişkin 27.10.2011 tarihli tahsilat makbuzunun da delil olarak geçersiz olduğunu, dava dışı … Ltd. Şti. tarafından 3 adet senet hakkında gerek kooperatif gerekse davacı aleyhine Ankara 8. İcra Müdürlüğü’nün…. sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus takip başlatıldığını, gerek bilirkişinin gerekse mahkemenin icra dosyasının celbi ile bu hususta bir inceleme yapmadığını, kararın kooperatif kayıtları ile dosyaya sunulan belge ve delillere uygun olmadığını, bilirkişi 2.ek raporunda 1 üyenin üyelikten istifa ettiği, onun da davacı olduğu yönündeki tespitin hatalı olduğunu, davacı dışında … ve …’ın üyelikten istifa ettiğini, üç üyenin üyelikten ayrılmasının bilirkişi raporunun aksine kooperatifin geleceğini ve ödemeleri tehlikeye düşüreceğinin aşikar olduğunu, genel kurul tutanağında istifa eden üyelerin kim olduğunun açık ve net olarak belli olmadığını, bilirkişi tarafından bu hususların incelenmediğini, mahkemenin kooperatif eski yöneticileri ile yüklenici şirket yetkilileri hakkındaki ceza soruşturmasının sonucunu beklememe gerekçesinin hatalı olduğunu, bilirkişinin kooperatif defter ve belgelerini usulüne uygun incelemediğini kooperatif eski yönetim kurulu kararının …. Kanunu’na aykırı olduğunu, suç teşkil ettiğini, yönetim kurulunun 15.02.2011 tarihli 673 sayılı ve 14.10.2011 tarih ve 685 nolu yönetim kurulu kararlarının birbiri ile çeliştiğini, kooperatif eski yönetim kurulu üyelerinin düzenlediği belgeler ile yönetim kurulu kararları arasında da uygunsuzluk bulunduğunu, düzenlenen senet ve makbuzların yönetim kurulu kararları ile örtüşmediğini, nitekim 92.500,00 TL bedelli senetleri henüz düzenlenmemiş olduğu bir zamanda, kooperatif yönetiminin bu senetlere istinaden makbuz düzenlemiş olması ve istifa etmiş olmasına rağmen aidat ödemiş gibi gösterilmesinin kooperatif aleyhine işlem tesis edildiğinin göstergesi olduğunu bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, kooperatif üyeliğinden istifa nedeniyle çıkma payı alacağı için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… sayılı dava dosyasında verdiği 16/03/2018 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince yatırılması gereken 12.313,44 TL’den peşin olarak yatırılan 3.078,36 TL’nin mahsubu ile kalan 9.235,08 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
15.12.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 15.12.2021