Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1257 E. 2021/985 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 08.02.2018
ESAS-KARAR NUMARASI ….
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, dava kosunu olayda Ankara İcra Daireleri ve Ankara Mahkemesinin yetkili olduğunu, davalı …’nın kooperatif aidatını ödemediğini, aidat borcu olan 24.236,00-TL’nin tahsili için davalı hakkında 04.03.2016 tarihinde Ankara 27. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının verdiği itiraz dilekçesi ile borcun tamamına itiraz ettiğini ve takibin İcra Müdürlüğünce durdurulduğunu, davalının itirazları yerinde olmadığından icra takibine vaki haksız itirazın iptaline, alacak likit olmakla da %’20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, takip alacaklarının aranacak borçlardan olduğunu ve yetkili icra müdürlüklerinin Burdur İcra Müdürlükleri olduğunu, kooperatifin müvekkiline borç oranını net olarak bildiremediğini, yasaya aykırı olarak uygulanan gecikme faizi ile müvekkilinin borcunu sanal olarak yükselttiğini, müvekkilinin 30 yıllık kooperatiften bugüne kadar bir sonuç alamadığını ve mağdur olduğunu, bunun üzerine davacı kooperatife bir ihtarname göndererek gerçek bedellerin kendisine bildirilmesi durumunda ödeme yapacağını beyan ettiğini, davacı tarafça müvekkiline bakiye aidat borcu ile uygulanan gecikme cezasından oluşan toplam 24…. 2015/9816 sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığını ve 12 Mayıs 2015 tarihi itibarıyla müvekkilinin kooperatife olan ait borcunun toplam 19.252,00-TL olduğu gerekçe gösterilerek icra takibi başlatıldığını, ancak takip dosyasının 20.05.2015 tarihli yetki itirazı neticesinde kapatıldığını, Ankara 44. Noterliği’nin 10.12.2015 tarihli ihtarnamesi ile 31.10.2015 tarihi itibariyle müvekkiline bildirilen bakiye aidat borcu 11.200,00-TL, gecikme cezası 13.036,00-TL olmak üzere toplamda 24.236,00-TL’nin cari hesap ekstreleri ve borçlar ile uyumlu olmadığını, 15 Haziran 2014 tarihli genel kurulda yapılan ödemelerin asıl alacaktan düşülmesi kararı alındığı halde davacı tarafça faizin geriye yürütüldüğünü ve bileşik faiz uygulandığını, hukuka aykırı yönetim uygulamaları nedeniyle müvekkilinin ödemelerini durdurduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi’nce “…Somut olayda; davalının davacı kooperatifin ortağı olduğu, genel kurulda belirlenen ortaklık aidatının ödenmemesi üzerine davacı kooperatifçe davalı aleyhine 11.200,00-TL aidat borcu, 13.0,36,00-TL gecikme faizi olmak üzere toplam 24.236,00-TL için Ankara 27. İcra Müdürlüğü’nün…. esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalının itirazın üzerine takibin durduğu, mahkememizce alınan hüküm kurulmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporuna göre davalının davacı kooperatife 11.200,00-TL aidat ve ek ödeme borcu ile 4.674,20-TL gecikme faizi borcu olmak üzere toplam 15.874,20-TL borcunun bulunduğu anlaşılmakla davanın KISMEN KABULÜ ile davalının Ankara 27. İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, takibin 11.200,00-TL aidat ve ek ödeme 4.674,20-TL gecikme faizi olmak üzere toplam 15.874,20-TL olarak devamına, takip miktarının yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda belirlendiği bu nedenle alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Müvekkilinin davacı kooperatiften bir ev sahibi olmak adına yıllarca ödemelerde bulunduğunu, davacı tarafın yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle ve yaptığı ödemelerin asıl alacaktan düşülmeyip farklı hesap girdilerine sayılması gibi sebeplerle mağduriyetler yaşadığını ve akabinde de ödemelerini elinde olmayan sebeplerle ve davacının sürekli farklı rakamlar talep etmesi nedeniyle aksattığını, öyle ki müvekkiline genel kurulda alınan kararlar neticesinde ara ödemeler, arsa tahsis bedelleri, tapu harcı gibi pek çok gider kalemi çıkarıldığını, buna karşı kooperatifin müvekkili ile yaptığı sözleşmeler neticesinde, tamamlayarak müvekkiline vermesi gereken daireyi teslim etmediğini, davacı tarafından yıllar sonra belirli bir kısmı tamamlanan binanın ruhsata uygun olmadığına dair … Büyükşehir Belediyesi ekiplerince karot numuneleri de alındığından teslim ile ilgili hiçbir umudu kalmayan müvekkilinin her aşamada kendisinden talep edilen paraları vermek zorunda bırakıldığını, alınan bilirkişi raporları ile de itirazlarında haklılıklarının ispatlandığını, müvekkilinin davacı şirkete olan borcunu ödemeyeceğini söylemediğini, bilakis davacı yanın sürekli farklı rakamlar ile icra takipleri başlatması ve haricen de ihtarnameler ile birbiri ile tutarsız rakamları talebi neticesinde bu hususun mahkeme vasıtası ile netleştirilerek ödeneceğini açık olarak beyan ettiğini, sırf bu nedenle davacıya ihtarname göndermek suretiyle doğru rakamların kendisine bildirilmesini istemiş olan tarafın müvekkili olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, kooperatif ortaklığından kaynaklanan aidat borcuna dayalı olarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … K. sayılı dava dosyasında verdiği 08.02.2018 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 1.084,37-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 292,72-TL harcın düşümü ile kalan 791,65-TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
23.06.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.