Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1232 E. 2021/1782 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (İ S T İ N A F D İ L E K Ç E S İ N İ N
R E D D İ )
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07/11/2017
ESAS-KARAR NUMARASI :….

Davacı ve davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davalı …’ın kooperatife peşin ödemeli üye olduğunu, kooperatifin kuruluş aşamasında toplamda 137.250,00 TL ödeme yaptığını, bu ödeme karşılığında davalıya ….. numaralı 137.250,00 TL tutarlı teminat çeki keşide edildiğini, teminat çekine ilişkin olarak taraflar arasında 02.01.2012 tarihinde protokol imzalandığını, protokol kapsamında davalıya kat irtifak tapusunun teslim edilmesiyle çekin iade edileceğinin kararlaştırıldığını, davalıya kat irtifak tapusunun hatta kat mülkiyeti tapusunun teslim edilmiş olmasına rağmen davalının teminat çekini iade etmediğini, çekin iadesine ilişkin e-posta ve ihtar yoluyla davalıya bildirimde bulunulduğunu ancak sonuç alınamadığını, teminat vasfı kalmayan çeke ilişkin davacı kooperatifin borcu olmadığını, kooperatifin bankaya sunulmamış bir çekinin mevcut olmasının ticari itibarını zedelediğini, davayı açmakta hukuki yararının mevcut olduğunu ileri sürerek, 137.250,00 TL bedelli teminat çekinden kaynaklı herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı, davaya konu çeki teminat karşılığında aldığını, kooperatife 137.250,00 TL peşin ödeme yaptığını, kooperatifin taahhüt ettiği zaman diliminde daireyi teslim etmediğini, kooperatifin fazladan para talebinde bulunduğunu, 64.000,00 TL fazladan ödeme yaptığını, kooperatifin 8.750,00 TL peşin ödeme indirimini geri istediğini, bu kapsamda çeki elinde bulundurmaya devam ettiğini, çeki tahsil etme girişiminde bulunmadığını, davacının davayı açmakta hukuki yararının mevcut olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce; “Taraflar arasındaki protokol kapsamında davalının 137.250,00 TL ödeme yaptığını ödeme kapsamında ortaklık senedi düzenlendiğini, yapılan peşin ödemeye istinaden davacı kooperatifin davalıya teminat çeki verildiğini, davalıya yaptığı ödeme kapsamında 23.07.2014 tarihinde konutun tahsis edildiğini, bu hususun uyuşmazlık dışında kaldığını, davalının ön inceleme duruşmasında 8.750,00 TL tutarındaki peşin ödeme indiriminin kooperatifçe talep edilmemesi halinde çeki iade edeceğini beyan ettiğini, davacıdan bu hususa ilişkin beyan alındığını, davacının 8.750,00 TL tutarındaki peşin ödeme indiriminin kooperatifçe talep edilmediğini beyan ettiğini, taraflar arasında 8.750,00 TL peşin ödeme indirimi dışında uyuşmazlık bulunmadığını bu kapsamda çekin 128.500,00 TL’lik kısmının bedelsiz olduğunun anlaşıldığını, davalının ilk duruşmada 128.500,00 TL ‘lik kısım için davayı kabul ettiğini, 128.500,00 TL’lik kısım için yargılama gideri ve vekalet ücretinin bu husus kapsamında hesaplanması gerektiğini, 8.750,00 TL’lik kısım için tam, 128.500,00 TL ‘lik kısım için 1/3 (yargılama harcı), 1/2 (vekalet ücreti) oranları üzerinden hesaplama yapıldığını belirterek davanın kabulüne karar verip davacının 137.250,00 TL’lik tutara ilişkin borçlu olmadığının tespitine ” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: mahkemece vekalet ücreti hesabında hata edildiğini beyan etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: dava konusu edilen çekin çek vasfı bulunmadığını, bu çekten kaynaklı borçlu olunmadığının tespitinin talep edilmesinde hukuki yarar olmadığını, çekte keşide gününün bulunmasının zorunlu olduğunu, keşide günü olmayan senedin çek vasfı olmadığını, çekin takibe koyulmadığını, davacının uyuşmazlık konusundaki yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğinin incelenemediğini, davalının fazladan 64.000,00 TL ödeme yaptığını bu kapsamda çeki elinde bulundurmasında hukuka aykırılık olmadığını beyan ederek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I- Davacı vekilinin istinaf istemi kapsamında yapılan incelemede;
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 41. Maddesi ile değişik 341/1 maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 sayılı kanunun 44. Maddesiyle HMK’ya eklenen EK-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında karar tarihi itibariyle 3.110,00 TL’dir.
HMK’nın 341/4 maddesi hükmüne göre alacağının tamamının dava edilmiş olması halinde, asıl istemin kabul edilmeyen bölümü, anılan kesinlik sınırını geçmeyen davacı tarafın istinaf hakkı bulunmamaktadır.
Somut olayda dava dilekçesinde 137.250,00 TL yönünden borçlu olunmadığının tespiti talep edilmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kabulü ile davacının 137.250,00 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Asıl talebi tamamen kabul edilen ve istinaf istemi de katılma yoluyla olmayan davacının, feri niteliğindeki vekalet ücretine dair istinaf hakkı bulunmamaktadır.
Kesin olan kararlara yönelik istinaf istemleri yönünden HMK’nın 346/1 maddesi uyarınca mahkemece bir karar verilebileceği gibi, aynı Kanun’un 352. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi’nce de karar verilebileceğinden, HMK’nın 346/1 ve 352/1-b maddeleri uyarınca davacı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmektedir.
II- Davalı vekilinin istinaf itirazları kapsamında yapılan incelemede;
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına ve özellikle davaya konu senedin çek vasfını haiz olmasa bile davacının menfi tespit davası açmasında hukuki yararının bulunmasına göre; kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
III- HMK m. 355 gereği resen inceleme yapılması sonucunda;
Dava, kooperatif ortaklığı kapsamında teminat olarak verildiği tarafların kabulünde olan kıymetli evrak nedeniyle menfi tespit talebine ilişkindir.
492 sayılı Harçlar Kanunu ve ekli tarife gereğince değere bağlı davalarda hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden harç alınması gerektiğinden davanın kısmen veya tamamen kabulü halinde, tüm dava değeri üzerinden değil, kabul edilen miktar üzerinden nispi harç alınması gerekir.
Somut olayda; ilk derece mahkemesince, dava değeri olan 137.250,00 TL üzerinden binde 68.31 oranına göre 9.375,54 TL harç alınması gerektiğine hükmedilmesi gerekirken, davalı yanın ilk duruşmada alınan şarta bağlı beyanı hatalı olarak “davanın kısmi kabulü” iradesi olarak değerlendirilerek buna göre harcın 3.523,65 TL olarak alınması gerektiğine karar verilmesi doğru bulunmamış, kamu düzenine ilişkin olan bu hususta HMK m 353/1,b,2 ve 355 uyarınca kararı düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle; HMK’nın 346/1 ve 352/1-b maddeleri uyarınca davacı vekilinin İSTİNAF DİLEKÇESİNİN REDDİNE,

II-Yukarıda (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK m. 353/1,b,1 gereğince, Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. sayılı dava dosyasında verdiği 07/11/2017 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
III-Yukarıda (III) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK’nın 355 ve 353/(1)-b.2. maddeleri uyarınca, Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. sayılı dava dosyasında verdiği 07/11/2017 tarihli kararını DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
” Davanın kabulüne,
Davaya konu …. ….. şubesine ait keşidecisi … ……, lehtarı … olan 137.250,00 bedelli, 6224399 nolu çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
İşbu dava nedeniyle alınması gerekli 9.375,54 TL harçtan peşin ödenen 2.343,89 TL harcın mahsubu ile kalan 7.031,65 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan 2.379,89 TL harç gideri, 76,2 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.456,09 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına AAÜT 6. maddesi uyarınca 6.865,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine”

IV-Peşin alınan istinaf karar harcının davacıya iadesine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 9.375,54-TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 880,91-TL’nin düşümü ile kalan 8.494,63‬-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
V-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
VI-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
24/11/2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 02/12/2021