Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1214 E. 2021/1698 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARAR:
MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19/02/2018
ESAS-KARAR NUMARASI …..

Birleşen davada davacı kooperatif ile asıl davada davalı … vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Asıl davada davacı vekili, davalının müvekkili kooperatif nezdindeki 16 nolu konutu satın aldığını, yapılan uyarılara rağmen kooperatife üye olmadığını, sunulan tüm ortak hizmetlerden yararlandığını ancak kooperatifi ilgilendiren ortak giderlere katılmayarak sebepsiz zenginleştiğini, giderlerin tahsili için başlatılan takibe itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile %40 dan az olamamak üzere icra inkar tazminatının tahsilini istemiştir.
Asıl davada davalı vekili, davalının kooperatif ortağı olmadığını, konutu …’dan haricen satın aldığını, davacının talep ettiği tutarın hizmet bedeli değil, ortaklık katılım payı olduğunu, henüz iskan raporu alınmadığını, kooperatife herhangi bir borcu bulunmadığını savunarak, haksız davanın reddi ile davalı lehine %40 dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, davalının kooperatif üyesi olduğunu, 08.10.2009 tarihinde yapılan ihtarla üyelikten istifa ettiğini ancak, istifa tarihine kadar aidat borçlarının ödenmesi amacıyla başlatılan takibe itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaliyle %40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davalı vekili, müvekkilinin kooperatif üyeliğinden dolayı tahsis edilen daireleri dava dışı kişilere sattığını ve teslim ettiğini, satın alan kişilerin kooperatif üyesi olmamakta direndiklerini, istifasına kadar olan aidat borçlarının Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin… sayalı dosyada verilen kararla ödendiğini savunarak, haksız davanın reddi ile davalı lehine %40 dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…Asıl davada Ankara 4. İcra Müdürlüğünün takip dosyasına göre davalı … … hakkında 01/12/2011 tarihinde başlatılan icra takibi ile 18.617,00 TL asıl alacak, 6.734,00 TL işlemiş faiz olmak üzere, 25.351,00 TL kooperatif giderinin üye olmayan davalıdan tahsili talep edilmiştir. Dosyada bulunan tapu senedine göre … 3 nolu bağımsız bölümün 1/2 hissesini asıl davanın davalısına, 02/06/2008 günü satmış olup, 01/10/2009 ile 31/10/2010 dönemi için davalının ortak olduğu bağımsız bölümün yararına yapılan işler 17.914,02 TL olup, asıl dosyanın davalısı da 1/2 oranında taşınmazın maliki olduğundan asıl dosyanın davalısı 8.957,01 TL tutarında yapılan hizmetlerden dolayı asıl alacak borcu, 5.514,94 TL tutarındaki asıl alacak için davalı temerrüte düşürüldüğünden yasal faiz üzerinden yapılan hesaplama sonucunda davacının 141,55 TL faiz isteyebileceği belirtilmiştir.
Toplanan delillere göre birleşen dosyanın davalısının davacı kooperatifin üyesi iken kendisine isabet eden taşınmazın 1/2 payını asıl dosyanın davalısına sattığı, birleşen dosyanın davalısının istifa tarihine kadarki sorumlu olduğu aidatları ödediği, kooperatife üye olmayan asıl dosyanın davalısının aidat ödeme borcu bulunmamasına rağmen kooperatifin verdiği hizmetlerden faydalanması nedeni ile bu hizmetlerden payına düşen oranda sorumlu olduğu, bununda 8.957,01 TL olduğu ayrıca da takip tarihine kadar 141,55 TL faiz istenebileceği kanaatine varılmakla; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Birleşen dava yönünden verilen kararın hatalı, usul ve yasaya aykırı olduğunu, birleşen davanın davalısı …’un kooperatif üyeliğinden tek taraflı olarak istifa etmiş olmasının üyeliğe dair sorumluluklarını yerine getirmesini engellemeyeceğini, istifa eden bir kooperatif üyesinin ancak üyeliğe bağlı taşınmazı iade ederek tam olarak üyelikten ayrılmış kabul edilebileceğini, birleşen davanın davalısının sorumlu olduğu miktarın son alınan bilirkişi raporu ile belirlenmesine rağmen hatalı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının birleşen dava yönünden kaldırılarak talepleri doğrultusunda lehlerine esas hakkında yeniden karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Dosyaya daha önce sunulan sekiz adet bilirkişi raporuna tamamen aykırı olan ve denetime elverişli olmayan son rapora göre hüküm kurulduğunu, kararın yerinde inceleme yapılmadan hazırlanan ve kendi kök raporu ile dahi çelişen diğer 8 rapora tamamen aykırı ek rapora göre verildiğini, davalı tarafından yapıldığı iddia edilen harcamalara ilişkin hiçbir fatura sunulmadığını, davalı tarafından yapılan iskan ödemesinin hesap edilmediğini, davacı lehine ve diğer davalı lehine icra tazminatına hükmedildiğine göre tarafları lehine de tazminata hükmedilmesi gerektiğini, aksi takdirde alacağın likit olmadığı kanaatine varılmışsa hiçbir tarafın lehine tazminata hükmedilmemesi gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının davalı lehine kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Asıl dava, taşınmaz malikinin kooperatif hizmetlerinden faydalanması nedeniyle doğan alacağın; birleşen dava ise, kooperatif üyeliği nedeniyle doğan alacağın tahsili için başlatılan icra takiplerine itirazların iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; birleşen davada davacı vekili ile asıl davada davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 359/(3)gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. sayılı dava dosyasında verdiği 19/02/2018 tarihli kararına yönelik birleşen davada davacı vekili ile asıl davada davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURULARININ ESASTAN REDDİNE,
2-Birleşen dava yönünden, Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından başta yatan 35,90 TL nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL nin davacı kooperatiften tahsili ile hazineye irat kaydına,
Asıl dava yönünden Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 611,85 TL istinaf karar harcından başta yatan 135,98 TL nin mahsubu ile bakiye 475,87 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,

17/11/2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 18/11/2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …