Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1173 E. 2021/1656 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)


.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19.01.2018
ESAS-KARAR NUMARASI :…
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; davalı kooperatifin üyesi olan müvekkilinin 12.05.2017 tarihli yönetim kurulu kararıyla ortaklıktan ihracına karar verildiğini, ihraca konu olabilecek böyle bir borcu olmadığını, davalı kooperatif tarafından belirlenen konut kesin maliyet bedelinin kesinleşmediğini, müvekkiline gönderilen 16.03.2017 ve 03.04.2017 tarihli ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, ayrıca çıkarma kararını alan ve yasa ve usulüne uygun olmayan ihtarnameleri gönderen kişilerin de yetkisiz kişiler olduklarını, ihtarnameye konu borçla ilgili alınan genel kurul kararının yokluğu ve iptaline ilişkin dava ile yapılan maliyet hesabının usulüne uygun olmadığı ve iptali ile ilgili davaların derdest olduğunu, kesinleşmiş bir maliyet hesabı ve şerefiye raporundan bahsetmek mümkün değilken böyle belirsiz bir borca dayalı, usulüne uygun genel kurul kararı alınmamış bir borçtan dolayı müvekkilinin ihracının yasaya ve usule uygun olmadığını, müvekkilinden talep edilen gecikme farkının da dayanaksız olduğunu, yine istenen tutarın içinde bulunan emlak vergisinin kooperatif yönetiminin keyfi talep ettiği bir tutar olduğunu, bunu içerir şekildeki icra takibine itiraz üzerine itirazın iptali davası dahi açmadıklarını, dolayısıyla ortada hukuka uygun bir şekilde belirlenmiş bir borç olmadığını, yine ihraç prosedürü işletilirken … Kanununun 23. maddesindeki eşitlik ilkesine de uyulmadığını ileri sürerek, davalı kooperatif yönetim kurulunun müvekkilinin ortaklıktan ihracına ilişkin 12.05.2017 tarih ve …… numaralı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı üyenin 3.010,00 TL konut kesin maliyet borcu, 3.933,05 TL. konut kesin maliyet borcu gecikme faizi tutarı, 756,00 TL emlak vergileri (2010-2017 yılları) borcu olmak üzere toplam 7.699,65 TL borcunu gönderilen ihtarlara rağmen yasal sürelerde ödemediğinden Kooperatifler Kanununun 27. ve ana sözleşmenin 14/2 maddesi hükümleri uyarınca ihracına karar verildiğini, konut kesin maliyet bedelinin iptali için …. Asliye Ticaret Mahkemesine açılan … sayılı dosyada mahkemece davanın reddine karar verildiğini, Yargıtay…. sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verildiğini, ihtarların yasa ve ana sözleşmeye uygun olduğunu, tasfiye yönetim kurulunun fiilen ana sözleşme ve Kanun hükümleri gereğince yetkili olduğunu, her ne kadar ihtarnameye konu borçlar ile ilgili olarak genel kurul kararının yokluğu ve iptali davası Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin…… sayılı dosyasında devam etmekte ise de mahkemece davacı vekilinin kooperatife yönetim kayyımı atanmasına ve 08.01.2017 tarihli genel kurulda alınan kararların uygulanmasının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına ilişkin talebinin reddine karar verildiğini, kıymet takdiri (şerefiye) ve konut kesin maliyet borcuna itirazlar üzerine konut kesin maliyet bedellerinin yeniden değerlendirilip sonuçlarının itiraz eden üyelere bildirildiğini, davacı tarafın faiz uygulaması ve oranına ilişkin itirazlarının da yerinde olmadığını, 6098 sayılı TBK’nın 120. maddesi gereği yıllık temerrüt faizi oranının yıllık %18’i geçmeyecek şekilde uygulandığını, borçlu üyelere geriye dönük faiz uygulaması yapılmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince;
Davacı tarafın davalı kooperatifin kendisine gönderdiğini iddia ettiği ihtarnamelerin (İhraç kararı öncesindeki 1. ve 2. ihtarnameler) kendilerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini iddia ettiği, 1. ve 2. ihtarnamelerin davacı üyesine usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini ispat yükünün davalı kooperatif üzerinde olduğu, davalı kooperatifçe gönderilen tüm tebligat belgeleri incelendiğinde davalı kooperatifçe 1. ve 2. ihtarnamelerin adi posta yoluyla (iadeli taahhütlü mektup yoluyla) gönderildiğine dair kayıtların sunulduğu, bu kayıtlarda ise posta ile gönderildiğine ilişkin belgelerin yer aldığı ve iadeli taahhütlü mektup şeklinde gönderildiğinin görüldüğü, bu kayıtlarda da sadece “mektup” gönderildiğine ilişkin posta kayıtlarının bulunduğu, bu mektupların içeriğinde nelerin gönderildiğine dair hiçbir kayıt, bilgi ve belgenin olmadığı, dolayısıyla 1. ve 2. ihtarların usulüne uygun olarak gönderildiğinin davalı kooperatifçe ispat edilemediği, sonuç olarak davalı kooperatifçe davacı üyesine ihraç öncesi gönderildiği iddia edilen 1. ve 2. ihtarnamelerin davacıya usulüne uygun olarak gönderilip tebliğ edilmediğinin kabul edildiği,
Her ne kadar işbu ihtarnamelerin davacı üyeye usulüne uygun olarak gönderilmediği ve tebliğ edilmediği kabul edilmişse de, bir an için işbu 1. ve 2. ihtarnamelerin iadeli taahhütlü mektubun içinde davacı üyesine gönderildiği ve tebliğ edildiği kabul edilse ihtarnamelerin usulüne uygun olarak düzenlenmiş olması gerektiği, yani davacı üyeden istenen borcun kaynağı, dönemleri, miktarı, ödenmediği taktirde yasal sonuçlarının ne olacağı, özellikle de ihraç kararı verileceğinin ihtarlarda açıkça ve hiçbir tereddüde yol açmayacak şekilde yazılı olması gerektiği, bu yönden 1. ve 2. ihtarnameler incelendiğinde, ödenmesi istenen bedeller olarak şerefiye ve konut kesin maliyet bedeli borcu olarak 3.010,00 TL, gecikme cezası borcu olarak 3.933,05 TL ve emlak vergisi borcu olarak da 756,60 TL olmak üzere toplam 7.699,65 TL’lik borcunun bulunduğu ve ödenmesinin istendiği, gecikme cezası borcu olarak istenen 3.933,05 TL’nin tam olarak hangi yıl ve aylara ilişkin hangi miktarlardaki aidatlardan kaynaklı ve hangi ayların gecikme cezası olduğuna dair ihtarnamede hiçbir açıklığın bulunmadığı, genel olarak birikmiş borçlar ile bir ay ve daha fazla geciktirilmesi nedeniyle bu miktarın ilk ihtar olduğu yazılarak talep edildiğinin anlaşıldığı, davalı kooperatifin davacıya gönderdiğini iddia ettiği ve ihraç kararına dayanak gösterdiği söz konusu 1. ve 2. ihtarnamelerin içeriğinin kooperatifin ana sözleşme hükümlerine ve Kooperatifler Yasasına uygun olmadığı, ihtarnamelerin içinde istenen borcun hangi yıl ve aylara ait olduğuna dair herhangi bir açıklama içermediği, usul ve yasaya aykırı olarak düzenlendiği kabul edilen işbu 1. ve 2. ihtarnamelere dayanılarak davacı üye hakkında verilen dava konusu ihraç kararının da Kooperatifler Yasasına ve ana sözleşme hükümlerine uygun olmadığı,
Gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı kooperatif yönetim kurulunun 12.05.2017 tarih ve 11 nolu ortaklıktan çıkarılmasına dair kararın iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili kooperatifçe davacı ortağa gönderilen ihtarların ana sözleşmenin 14/2. maddesine uygun olarak düzenlendiğini ve tebliğ edildiğini, ortaklara gönderilen cari hesap ekstresinde ve 1. ile 2. ihtarlarda borcun kaynağının, tahakkuk eden gecikme faizi miktarının, borcun dönemlerinin gün, ay ve yıl olarak ayrıntılı bir biçimde belirtildiğini, yasal sonuçlarının, Kooperatifler Kanununun 16. ve 27. maddesi ile ana sözleşmenin 14/2. maddesi hükümlerinin açıkça yazıldığını, ayrıca emlak vergi borcunun da belirtildiğini ifade ederek, İlk derece Mahkemesi kararının bozularak kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davalı kooperatif yönetim kurulunun davacı hakkındaki 12.05.2017 tarihli ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
Davacı ortağa gönderilen 1. ve 2. ihtarların ekinde, ihtarnameler ile istenen kıymet takdiri ve konut kesin maliyet borcu ile gecikme cezası ile emlak vergisi borcu ile ilgili ortak cari hesap ekstresi ve yıllara göre ödenen emlak vergileri listeleri bulunmakta ise de, ortak cari hesap ekstresindeki kesin maliyet borcu ile gecikme faizi tutarı ihtarnamelerde istenen tutarlardan farklılık göstermektedir.
Öte yandan, dosya kapsamından, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….E. sayılı davasında, 327 kooperatif ortağınca şerefiye raporlarının kanun ve ana sözleşmeye uygun olmadığı, rapora itirazlarının kabul görmediği iddiasıyla şerefiye bedeline ilişkin raporun iptali ve yeni oluşturulacak heyetten rapor alınmasına karar verilmesi istemiyle dava açıldığı, Mahkemece 29.12.2010 tarih ve…. K. sayılı kararla, davalı kooperatif ana sözleşmesinin 61. maddesinde konut bedelleri ile şerefiye farkı bedellerinin nasıl tespit edileceğinin düzenlendiği, buna göre şerefiye bedellerinin tespitine ilişkin teknik rapora itiraz edilmesi halinde, teknik heyetin, yönetim kurulunun ve itiraz eden ortakların seçeceği birer kişiden oluşan üç kişilik yeni bir heyet tarafından kıymet takdirinin yapılacağının hüküm altına alındığı, şerefiye hesap raporlarına yapılan itirazın mahkemece dava yolu ile ele alınmasının mümkün olmadığı, sadece itiraza tabi olduğu gerekçesiyle, asıl ve birleştirilmesine karar verilen davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacılardan … ve davalı kooperatif vekillerince temyiz yoluna başvurulduğu, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 20.09.2012 tarih ve…..sayılı kararıyla, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle ve özellikle kooperatif anasözleşmesinin 61 ve 63. maddeleri uyarınca gerekli işlemler yapılmadan bir başka anlatımla prosedür yerine getirilmeden alınan şerefiye tespit raporunun kesinleşmediği ve itiraza konu olabileceği gözönünde bulundurularak davacı … vekilinin temyiz itirazlarının yerinde görülmediği, harç yatırılarak açılmış tek bir dava olması ve diğer davacılar yönünden harcın yatırılmaması nedeniyle temyiz istemlerinin reddedildiği gözönünde bulundurularak, davalı kooperatif lehine tek bir vekalet ücreti takdirinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davacı … ve davalı kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı kooperatif vekilince cevap dilekçesinde, kıymet takdiri ve konut kesin maliyet bedellerine yapılan itirazların yeniden değerlendirilip sonuçlarının itiraz eden üyelere yazılı olarak bildirildiği, kıymet takdiri ve konut kesin maliyet bedellerinin, kooperatifin ana sözleşmenin 61/c bendine göre ve 2020/ 84 sayılı kararı gereğince Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin …. sayılı kararı ile red kararının onanması sonucu kesinleştiği bildirilmiştir. Ancak yukarıda özetlendiği üzere Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin …… sayılı kararı ve bu kararın onanmasına ilişkin Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 20.09.2012 tarih ve… sayılı kararı, kooperatif ana sözleşmesinin 61 ve 63. maddeleri uyarınca gerekli işlemler yapılmadan şerefiye tespit raporunun kesinleşmediği ve itiraza konu olabileceği gerekçesine dayalı olup, şerefiye tespit raporunun kesinleşmesi sonucunu doğuran nitelikte kararlar değildir. Davalı kooperatif vekilince Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 20.09.2012 tarih ve…. K. sayılı kararı sonrası ana sözleşmenin 61 ve 63. maddelerine uygun işlemler yapıldığı ve şerefiye tespit raporlarının kesinleştiğine ilişkin dosyaya delil ve belge sunulmamıştır.
Bu açıklamalara ve dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL. istinaf karar harcından peşin alınan 35,90 TL.’nin düşümü ile kalan 23,40 TL.’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı taraça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine,
5-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
10.11.2021 tarihinde, HMK’nın 361/(1). maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içine Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 11.11.2021
….