Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1163 E. 2021/1717 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07.02.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : …..
Davalı … A.Ş. vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; sigortalı … A.Ş.’nin faaliyet gösterdiği işyerinin müvekkili nezdinde Kapsamlı … Sigorta Poliçesi ile 31.12.2013-31.12.2014 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, davalıların sırasıyla işveren, yüklenici ve … yöneticisi / kontrolörü sıfatlarıyla sorumlulukları altında “… … 1. … İşleri Projesi” adı altında yürütülen projede çatı yenileme ve izolasyon işi yapımı esnasında 21.11.2014 tarihinde gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle sigortalı değerlerin hasara uğradığını,(1) no.’lu davalının gerek gayrimenkul maliki sıfatıyla -kusuru aranmaksızın-, gerekse yenileme projesinin iş sahibi/işveren sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, çatı izolasyon işlerini yenileme projesi kapsamında yapmayı taahhüt etmiş olan (2) ve (3) no.’lu davalıların ise sözleşme ile yüklendikleri işin ifası esnasında vuku bulan zarardan sorumlu olduklarını, ekspertiz raporu ile tespit edilen zarar miktarının sigortalıya ödendiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 5.318,00 TL.’nin ödeme tarihi olan 10.02.2015’ten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı…A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin ….. büyük hissedarı olmakla birlikte, küçük hissedarının ise ….. olduğunu, 1. Etap’ta yapıları renovasyon çalışmasının anılan firmanın da muvafakati ve onayı çerçevesinde -Kat Malikleri Kararı doğrultusunda- davalılardan …. yenileme işlerinin ihale edildiğini, müvekkili şirketin yalnızca eserin yapımını ve bu esnada yönetimini /kontrollüğünü ihale eden iş sahibi (eser maliki) konumunda olduğunu, eser sözleşmesine bağlı yükleniciye karşı olan yükümlülükleri dışında başkaca bir sorumluluğu bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere Yapıt ile müvekkili şirket arasında akdedilen sözleşmenin “Sorumluluk” başlıklı 27. maddesinin son paragrafına göre, yüklenicinin ihmal, tedbirsizlik veya dikkatsizlik nedeni ile üçüncü şahıslara vereceği her türlü zararlardan ve bunların neticelerinden sorumlu olacağı gibi, ayrıca yapılan işlerle ilgili olarak üçüncü kişilere karşı BK’nın “kusursuz sorumluluk”, “Adam çalıştıranın sorumluluğu”, “Eser sahibinin sorumluluğu” ve/veya “haksız fiiller”e ilişkin hükümlerinden de sorumlu olacağını, …’nin dava dışı yönetim şirketi … Türkiye … Yönetimi A.Ş. ile sigortalı arasında akdedilen kira sözleşmesinde …’de gerek günün gereksinimleri ve gerekse yangın mevzuatından kaynaklanan nedenlerle birtakım yenileme çalışmalarının olacağı düzenlenmiş olup kiracının (Sigortalının) da bu hususu bilerek ve basiretli tacir sıfatı ile sözleşmeyi akdettiğini, sigortalı şirketin yenileme iş ve işlemlerine ilişkin bilgisinin işbu rücu davasına konu mağaza kiralamasından da öncesine dayandığını, ekspertiz raporuna dayalı olarak hak sahibine ödenen hasar bedelleri gerçek piyasa verilerine uygun değerlerde hesaplanmadığı gibi, mülkiyeti müvekkile ait bir çok demirbaş malzeme bedellerinin de ödenecek hasar bedeli kapsamına katıldığını, bir çok malzemenin bedelinin fahiş miktarlarda gösterildiğini, hurda bedellerinin ve su sızma / dış etkilere maruz kalma vakıasının meydana geldiği tarih itibariyle amortisman değerlerinin mahsuba esas alınmadığını, ayrıca işin durmasına bağlı olarak ekspertiz raporunda hesaplanan tutarın da kabulünün (hesaplama esas ve kriterleri belirgin olmadığından) mümkün olmadığını, davacı yanca sunulan tutanaklarda yalnızca meydana gelen olay kaleme alınmış olup ürün, dekorasyon vs. bakımından hangi zararların ve ne kadarlık ziyanın oluştuğuna dair herhangi bir tespitte bulunulmadığını, bu hususun tek taraflı düzenlenen ve müvekkili şirkete tebliğ edilmeyen ekspertiz raporunda belirtilen hasar ve tutarların objektiflikten uzak olduğunu gösterdiğini, müvekkili temerüde düşürülmediğinden dava öncesi faizin ve taraflar arasında sözleşmeye dayalı bir ilişki bulunmadığından avans faizi talebinin reddi gerektiğini savunarak, davanın zaman aşımı, hak düşürücü süre, usul, esas ve mevcut mevzuat ile Yargıtay içtihatlarına aykırılığı yönlerinden reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket ile dava konusu hasarın oluştuğu taşınmazın maliki ve … I. … Projesi’nin işvereni…A.Ş. arasında 17.01.2013 tarihli … Yönetimi, Kontrollük ve Koordinasyon Hizmetleri Sözleşmesi imzalandığını, müvekkili sözleşme uyarınca yalnızca … Yöneticisi olup sözleşme uyarınca davalı müvekkil şirketin … I. … Projesinde herhangi bir imalatı veya yapılan imalatlara ilişkin bir sorumluluğu bulunmadığını, müvekkilinin anılan iş esnasında Yüklenici ile İşveren arasındaki koordinasyonu sağlarken, bir yandan da işin yürütümünü takip ettiğini, bu esnada gerek Yüklenici, gerek İşveren ve gerekse de … … içerisinde yer alan işletmelere karşı da gerekli uyarıları yaptığını, … … 1. … Projesi sırasında alışveriş merkezi ve içerisinde bulunan tüm mağaza ve işletmelerin faaliyetine devam ettiğini, bu esnada hiçbir işletmenin kapatılmadığını, işveren ve mal sahibi…A.Ş. tarafından herhangi bir mağaza kapatılmaksızın projenin yürütülmesinin istendiğini, yüklenici …. ve Tic. A.Ş. tarafından da bu hususun kabul edildiğini, işveren ve yüklenici firmanın faaliyetine devam eden bir alışveriş merkezinde yaşanacak tüm olumsuzlukları göze aldıklarını ve kabullendiklerini, kaldı ki, davacı şirketin sigortalısının de taşınmazda devam eden yenileme projesini bilerek … kiraladığını, tarafların basiretli birer tacir gibi davranmaksızın hareket ettikleri bu hukuki ilişkide müvekkili şirketin yaşanan hasarın tazmininden sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, yüklenici …. ve Tic. A.Ş. çatı onarımı işleminden önce oluşabilecek yağmur suyu sızıntılarına karşı müvekkili şirket tarafından defalarca uyarılmasına rağmen yüklenicinin kendisine verilen sınırlı sürede işi tamamlama gayesinde olduğundan yağmur riskini gözardı ettiğini ve sonbaharda çatı yenileme işlemini yürüttüğünü, ayrıca işveren ve yüklenici arasında aktedilmiş olan sözleşmede yüklenilen işin sözleşmede belirtilen sürede yapılıp yapılamayacağının görüleceğini, alınan önlemlere ve yapılan uyarılara rağmen, binanın dilatasyon boşlukları ve binada kullanılmış olan prekast döşeme sebebiyle yağmur suyu sızıntısı oluştuğunu ve davacı şirketin sigortalısının da hasar gördüğünü savunarak, davanın müvekkili şirketin açısından reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …. San. ve Tic. A.Ş. vekili süresinde cevap dilekçesi sunmamış, bilirkişilerin tüm tespitlerini ekspertiz raporuna dayandırdıklarını, hasar konusunda kanaat açıkladıklarını ancak sovtaj konusunda yorum yapamadıklarını, ıslanan ürünlerin nasıl tümüyle değersiz kabul edilebildiğini, diğer taraftan inşa faaliyetleri sırasında olası su sızıntılarına karşı tüm mağazaların uyarıldığını, eşyalarını/ürünlerini duvarlardan ve kolonlardan uzak tutmalarının bildirildiğini, bunların yapılmamış olmasından kaynaklı bir kusur indirimine gidilmediğini belirterek bilirkişi kurulu raporuna itiraz etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; ilgili sözleşmeler, hasar dosyası, poliçe, ekspertiz raporu, ödeme belgeleri ve bilirkişi raporuna göre, ilgili alışveriş merkezinde çatı uygulaması yapılırken çatının açık kalan kısmından akan yağmur sularının sigortalı işyerinin üst katındaki işyerini bastığı, burada biriken suların alt kattaki sigortalı işyerine hasar verdiğinin sabit olduğu, sözleşmeler değerlendirildiğinde her üç davalının da işveren, yüklenici ve … sorumlusu olarak sorumluluğunun bulunduğu, ıslanarak zarar gören 24 parça ürünün uzman bilirkişi raporu ile markalı ürünlerin kalitesi düşmüş olarak satılmasının sorumluluk doğuracağı ve ekonomik değeri kalmadığından sovtaj indirimi yapılmayarak zararın hesaplandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, 5.318,68 TL’nin 10.02.2015 ödeme tarihinden avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı…A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrar ederek, kira ilişkisine dayalı uğranıldığı iddia olunan zarar ve ziyana ilişkin olmakla davada Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, davacı taraf sigortalısının yağmur nedeni ile hasara kendi icrai ve/veya ihmali davranışları ve basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı hareket etmesi neticesinde sebebiyet vermesinin müvekkil şirkete izafe edilmek istenen sorumluluk ile meydana gelen zarar arasındaki illiyet bağını zararı görenin kendi kusuru nedeniyle kestiğini, mahkemece meydana gelen zarar miktarının hesaplanması ve tespitinde de eksik incelemeler yapıldığını ve hatalı şekilde hüküm kurulduğunu, bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının dikkate alınmadığını, bilirkişi heyetince HMK m. 279 hükmüne aykırı olarak hukuki değerlendirmeler yapıldığını, ayrıca yine bu rapor ve ek raporun sigorta şirketi veya sigortalısının tek yanlı olarak düzenlemiş olduğu ekspertiz raporuna dayanılarak, başkaca hiçbir inceleme yapılmaksızın, ekspertiz raporunda yer alan kayıtlar salt doğru kabul edilerek tanzim edildiğini, üstelik mahkemece zarar gören ürünlerin sovtaj bedeli belirlenmeden, 2. el satış miktarı zarar miktarından indirilmeden zarar bedeli hesaplanarak hüküm kurulduğunu, markaların çeşitli promosyon/kampanyalar dahilinde defolu ürünlerin defosuz ürünlere kıyasla görece daha düşük bir bedelle satışını yaptıklarını, kaldı ki mahkemece zarar gören ürünlerin satışının yapılıp yapılmadığı ile ilgili hiçbir araştırma da yapılmadığını belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın müvekkili şirket yönünden hak düşürücü süre, zamanaşımı, pasif sıfat yokluğu, görev, usul ve esas ile mevcut mevzuat ve Yargıtay içtihatlarına aykırılığı yönlerinden reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Dava, Kapsamlı … Sigorta Poliçesine dayalı olarak sigortalıya ödenen hasar bedelinin TTK’nın 1472. maddesi gereğince rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Yargıtay İBK’nın….. sayılı kararında;
“…Sigortacının, sigortacılık mutlak bir ticari muameledir diye kanuni halefiyetine istinaden açacağı rücu davası için dava ikamesi icap eder, denecek olursa, menşei, mahiyeti ve illeti aynı olan ve haksız fiil faili için tecezzisi mümkün bulunmayan bir borç için, iki ayrı kaza merciinde birden dava açılmış olabileceği kabul edilmiş olur. Bu ise kanuna ve hukuka uygun düşmez.
Bu itibarla, sigortacının, sigorta poliçesinden münbais olmayıp, kanundan aldığı selahiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği davada hukuk mahkemesine başvurulması gerekir.” denmiştir.
Buna göre, TTK’nın 1472. maddesine dayalı rücuen tazminat davaları, sigorta şirketince halefiyet hakkına dayalı olarak açılmış olup, sigorta poliçesinden doğmadığından, mutlak ticari dava olduğu söylenemez. Bu davalarda davacı … şirketinin halefi olduğu sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki hukuki ilişkinin niteliğine göre, görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 29.11.2016 tarih ve …. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 11.02.2016 tarih ve …., aynı dairenin 20.09.2016 tarih ve …., 20. Hukuk Dairesi’nin 10.02.2016 tarih ve ….. sayılı ilamları da aynı yöndedir..
Somut olayda dava dışı sigortalı-… A.Ş. ile davalı…A.Ş. adına vekili … … … A.Ş. arasında 21.11.2014 hasar tarihinden önce imzalanmış 22.05.2014 tarihli kira sözleşmesi bulunmaktadır. Bilindiği üzere 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK ile 6100 sayılı HMK’nin 24/1, 25, 26, 31 ve 33. maddelerinde de belirtildiği üzere hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re’sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür. Başka bir deyişle olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme ise hakime aittir. Davacı … şirketince davalının…A.Ş.’nin gayrimenkul maliki olarak-kusuru aranmaksızın-ve yenileme projesinin iş sahibi/işveren sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu olduğu iddiasıyla dava açılmışsa da, taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi bulunduğundan, uyuşmazlığın kira sözleşmesi ve TBK’nın kira sözleşmesine ilişkin hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği değerlendirilmelidir.
6100 Sayılı HMK’nın 4. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemelerinin bakmakla görevli olduğu davalar düzenlenilmiş olup, “a” bendi, “Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, görürler.” hükmünü hükmünü içermektedir.
Buna göre, tarafların tacir olması HMK’nın 4/1-a maddesinde düzenlenen, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevini etkilemeyeceğinden, dava dışı sigortalı-kiracıya halef olarak, davalı-kiralayan…A.Ş. aleyhine açılan davada, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunun kabulü gerekir.
Davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamakta, davacı tarafça davalıların ayrı hukuki nedenlerle sorumlu oldukları iddia edilmektedir.
Buna göre İlk derece Mahkemesince, davalı…A.Ş. aleyhine açılan davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesi, taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlık nedeniyle Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle HMK’nın 114/(1)-c ve 115/(2). maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi; diğer davalılar yönünden ise şimdiki gibi uyuşmazlığın esası ile ilgili karar verilmesi gerekirken, tüm davalılar yönünden görevli olduğunun kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, davalı…A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-a.3. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararının esasını incelemeden kaldırılmasına, İlk derece Mahkemesince, gelinen aşamada davalı…A.Ş. ile ilgili davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesi, tefrik edilen dava yönünden HMK’nin 114(1).c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden usulden red kararı verilmesi ve HMK’nin 20. maddesinde belirtilen görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine yapılacak işlemlerin yerine getirilmesi, diğer davalılar yönünden ise istinaf kanun yoluna başvurmadıklarından hükmün kesinleştirilmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Kararın kaldırılması nedenine göre davalı…A.Ş. vekilinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle; davalı…A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-a.3. maddesi uyarınca, Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.02.2018 tarih ve….. sayılı kararının esası incelenmeden KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı…A.Ş. vekilinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
3-Davalı…A.Ş. vekilince yatırılan istinaf karar harcının istek halinde, gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
4-Davalı…A.Ş. tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk derece Mahkemesince esas hükümle birlikte değerlendrilmesine,
5-Karar tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 17.11.2021 tarihinde, HMK’nın 353/(1)-a ve 362/(1)-c maddeleri gereğince KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 18.11.2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …