Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1146 E. 2021/1063 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 30.03.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : …
Davalı tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin uzun yıllar önce kurulduğunu, inşaatlarının büyük kısmını 2003-2004 yılında tamamlamış olduğunu, son teslimini 2009 yılında tamamladığını, ancak pek çok alacak ve ihraç davaları nedeni ile tasfiyesini gerçekleştiremediğini, 2010 yılında yapılan kesin hesaplara göre üyelerin arsa ve bina maliyetlerinin hesaplandığını, 2010 tarihi itibari ile borcu bulunmayan üyeler için ferdileşmeye gidilerek üyeler adına kat irtifak tapuları verildiğini, 2007 yılı olağan genel kurulunda aidatları süresinde ödemeyen üyeler için %10 gecikme faizi ödenmesinin karar altına alındığını, yönetim kurulunun …. nolu kararı ile kooperatifin gider ve borç hesaplamaları yapıldığını, üyelere 7.017,00-TL ödeme yapmak kaydı ile kooperatifin borç ve alacak hesaplarının kapanacağının bildirildiğini, aradan geçen 3 yıla rağmen bir kısım üyelerin kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve tasfiye kurulunun 01.03.2016 tarih ve…. nolu kararı ile yükümlülüklerini yerine getirmeyen üyeler için cebri icra yoluna gidilmesi kararlaştırıldığını, daha sonra talep edilebilecek faiz miktarının %100’ünü geçemeyeceği öngörüldüğünden faiz hesaplamasının aylık %1,5 oranında yapıldığını, davalının kooperatifin üyesi olduğunu, tapusunu aldığını ve borcu olmadığını, takibe itiraz ettiğini, ancak kooperatifin vergi borcu, müteahhit borcu, üyelikten çıkan üyelere yapılacak ödemeler gibi borçlarının bulunduğunu, davalının borcun sebebinin kendisine bildirilmediği yönündeki iddiasının yersiz olduğunu….nolu karara istinaden bilgilendirme formunun kendisine posta yolu ile gönderildiğini, üyenin asli itirazının daire tapusu alındıktan sonra “borç çıkmaz” düşüncesine dayalı olduğunu ileri sürerek Kayseri 8. İcra Müdürlüğü’nün…. esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, 2010 yılında yapılan kesin hesaplara göre üyelerin arsa ve bina maliyetlerinin hesaplandığını, bu tarih itibari ile borcu bulunmayan üyelere tapu ferdileşmesine gidilerek tapularının verildiğini, kendisinin de bu ferdileşme sonucunda tapusunu aldığını, kendisine irtifak tapusunun verilmesi neticesinde …. kredi çekmek suretiyle bildirilen borcu ödediğini ve kendisine “borcu yoktur” şeklinde yazı verildiğini, ödemeleri yapmayarak kooperatifi borca sokan üyelerin borcunun kendisine yükletilmesinin etik olmadığını, kendisinin dairesini 2015 yılı Nisan ayında sattığını, bu nedenle mesken tapusunu elinde bulunduran malikin muhatap alınması gerektiğini, davacı yönetim kurulunca bildiri formu gönderildiği iddia edilmiş ise de kendisine böyle bir bildirinin gelmediğini, davacı kooperatifçe 7 yıldır genel kurul yapılmadığını, 2011 yılında yönetim kurulu üyesi yönetim kurulundan istifa ettiği halde yerine üye atanmayan, mevcut takibatı yaptıran iki yönetim kurulu üyesinin görevden düşmesi ve ceza alması gerekirken yetkisiz olarak hesap çıkartmalarının, sırf maaş almak kaydıyla uzun süreler kooperatifi feshetmediklerini, kendilerine bilgi verilmeden asıl alacakla gecikme faizini toplayarak asıl alacakmış gibi haksız bir taleple icra takibi başlattıklarını, talep edilen miktarın haksız ve kötü niyetli olduğunu, başlatılan takibi ve açılan davayı kabul etmediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi’nce “…Toplanan tüm deliller, dosya kapsamı, dosya kapsamına uygun, mahkememizce de hüküm kurmaya elverişli bulunan, uzman bilirkişilerce düzenlenen bilirkişi kurulu raporu içeriği dikkate alındığında, öncelikle yüklenici – müteahhit firmaya yapılacak ödemelere ilişkin bedelin, daha önceki kesin maliyete dahil edilmesi sebebiyle davalıdan talep edilemeyeceği, bunun dışında davacının davalıdan kooperatife ait giderlere ilişkin icra takibi yaptığı, icra takibine ilişkin giderlerden, mesken ruhsatı gideri, mesken ruhsatı harcı, çıkan üyelere ve diğer kişilere borçlar, vergi ve … borcu, personel gideri, yargı gideri ve büro gideri olarak belirtilen kalemleri, gerek kesin maliyete dahil edilmemesi, gerekse genel giderlerden olması sebebiyle talep edebileceği sonucuna varıldığı…” gerekçesiyle “Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, Kayseri 8. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyasına davalının vaki itirazının kısmen iptali ile, 5.394,89-TL asıl alacak üzerinden icra takibinin devamına…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı istinaf dilekçesinde özetle:
Kooperatife ait bütün aidat ödemelerini ve mükellefiyetlerini yerine getirdiğini, 2010 yılında yapılan kesin hesaplara göre üyelerin arsa ve bina maliyetlerinin hesaplanması sonucu, borcu olmayan üyelere tapu ferdileşmesine gidildiğini ve kendisine de tapunun verildiğini, kooperatifin daha sonra yönetim kurulu kararı ile gider ve borç hesaplamalarının yapıldığını ve üyelere ödeme yapmaları kaydıyla kooperatifin borç ve alacak hesaplarının kapanacağının bildirildiğini, bazı üyelerin bu ödemeyi gerçekleştirmemesine rağmen devam eden takip miktarıyla sorumlu tutulduğu için iki kere ödeme yapacak olması sebebiyle mağduriyet yaşayacağını, borcunu ödemeyen üyelerin mevcut borçlarının, sahtecilikle çıkarılan borçların ve bunun neticesinde oluşan pek çok dava masraflarının kendisinden kaynaklanmadığı halde üzerine yıkıldığını, dosyanın gönderildiği bilirkişinin konu hakkında yeterince araştırma yapmadan raporunu tamamladığını, 2015 yılında kooperatiften aldığı konutu kat irtifak tapulu olarak satması sebebiyle söz konusu meskenin tapu harçlarından sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, ilgili mevzuata göre bu ödemelerden satmış olduğu kişinin sorumlu olması gerektiğini, kooperatifin 304 üyesi bulunmasına rağmen, 168 kişiye takip yapıldığını, yerel mahkeme kararında belirtilen borçların kalem kalem ödemesini gerçekleştirmesine rağmen, alınan bu paralarla hangi resmi borcun kapandığının, şahsı ve şahsı gibi mağdur olan onlarca kişiye bildirilmediğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, kooperatif aidat borcundan kaynaklanan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalının istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. K. sayılı dava dosyasında verdiği 30.03.2018 tarihli kararına yönelik davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 368,52-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 92,13-TL harcın düşümü ile kalan 276,39-TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
30.06.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.