Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(K A R A R I K A L D I R A R A K
Y E N İ D E N E S A S H A K K I N D A K A R A R)
…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19.02.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : ….
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin duruşmalı yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı kooperatifin üyesi olduğunu, üye olmanın gerektirdiği ödemelerin yapılmış olduğunu, kooperatifin diğer bir üyesi olan …’un kooperatif ortaklığından istifa ettiğini ve kendisinin kooperatiften 56.820 TL alacaklı olduğunu, istifa nedeniyle kendisine davalı koooperatifin hesabından ödeme yapılması için … Şubesi’ne 30/11/2015 tarihli yazı yazıldığını, ancak bu yazıya rağmen ödemenin yapılmadığını, bu alacağın müvekkilinin adına kayıt edilmesi için davalı kooperatife ihtarname keşide edildiğini, davalı koooperatifçe kendi üyeliği dolayısıyla 56.995,13 TL borç çıkarıldığını, kendisinin temlik aldığı alacağın mahsubundan sonra bakiye kalan 175,123 TL’nin kooperatif hesabına yatırıldığını, davacının bu şekilde borcunun kalmaması nedeniyle dairesinin tapusunu istediğine dair ihtarname keşide ettiklerini, davalı koopratifçe iflasın ertelenmesi dolayısıyla tapu devrinin ancak mahkeme kararı ile mümkün olabileceğini, kaldı ki kesin maliyet hesabını nakit olarak ödeyenlerin tapularının verilmesinin mümkün olduğunu, çıkan maliyet hesabının ödenmesi durumunda gerekli başvuruların yapılabileceği belirtilerek, taleplerinin kabul edilmediğini, takipten önce menfi tespit davası açılmasında hukuki yararı bulunduğunu ileri sürerek, müvekkilinin davalı kooperatife 56.995,13 TL borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kooperatif ortaklığına, kesin maliyet hesabından bakiye 56.995,13 TL borca ve dava dışı … isimli kişiden alacağın temlik alınmasına bir diyeceklerinin bulunmadığını, dava dışı … 24/10/2014 tarihinde istifa ettiğini, 2014 yılı genel kurulu yapılamadığından bilançonun görüşülmediğini, 2014 yılı bilançosu onaylanmadığından …’un çıkma payı alacağı temlik ve dava tarihi itibarı ile muaccel olmadığını, muaccel olmayan bir alacağın kesin hesap borcu ile takas edilemeyeceğini, TBK 139/1 gereğince takasın mümkün olmadığını, temlik alınan alacaktan genel giderlerin, tahakkuk eden gecikme faizlerinin ve diğer kesintilerin yapılması gerektiğini, davacının iyiniyetli olmadığını, davalı kooperatifin bankaya 18.000.000,00 TL borcu bulunduğunu, davacının ve benzer durumda olan üyelerin ödeme yapmaması durumunda bu borcun ödenmeyeceğini, davalı kooperatiften istifa eden ortakların alacağını alamamasına rağmen davacının kurnazca çözüm bulduğunu, kooperatif hakkında iflasın ertelenmesi kararı verildiğini, kayyıma alacaklılar arasında eşit davranma görevi verildiğini, kooperatifin ortaklarına eşit davranma yükümlülüğünün bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “Dava;Menfi Tespit talebine ilişkindir.
Davalı kooperatiften ilgili tüm kayıtlar müzekkere ile istenmiş ve dosyaya getirtilmiştir. Hazır edilen tanıklar yeminli olarak dinlenmiştir. Tüm deliller toplanıp tanıklar da dinlendikten sonra dosya bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor alınmıştır. Bilirkişiler Kooperatif Hukukunda uzman … 22/01/2018 tarihli raporda:” Davacı ile dava dışı … arasında yapılan alacağın temliki sözleşmesinin geçerli olduğu dava dışı …’a verilen 30/11/2015 tarihli ödeme talimatının kayyım onayı olmadığından geçerli olmadığı ve bu nedenle bu belgenin ödeme tarihinin kooperatifçe benimsenmesi sonucu doğurmayacağı, alacağın temliki sözleşmesine konu olan alacağın dava tarihi itibari ile 2015 yılı bilançosunun onaylanmaması nedeniyle muaccel durumda olmadığı bu nedenle, bu sözleşmedeki alacak ile dava tarihi itibarı ile takas/ mahsup talebinde bulunulamayacağı, davacının davalı kooperatife kesin maliyet hesabı dolayısıyla Kooperatif ana sözleşmesinin 61.maddesi uyarınca dava tarihi itibariyle 56.820,13 TL asıl alacak borcu bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Davalı kooperatif, dava dışı üyesi …’a kooperatif yönetim kurulunun kaşe ve imzasını içeren…. hitaben yazılmış 30/11/2015 tarihli ödeme talimatı belgesi vermiştir. Bu belgede, kooperatifin banka nezdinde bulunan hesabından, … nolu üyesi … ‘a kooperatifin ortaklığından istifası nedeniyle 56.820,00-TL ‘nin ödenmesi bildirilmiş ve talep edilmiştir. Bu belgenin aksi ve sahteliği de davalı kooperatifçe iddia ve ispat edilmemiştir. İsmi geçen … da davalı kooperatiften olan ve iş bu ödeme belgesine dayalı olarak kooperatifçe kabul edilen kooperatif nezdinde doğmuş 56.820,00-TL’lik çıkma payı alacağını davacı …’a aralarında düzenlenen ve imzalanan, 07/12/2015 tarihli alacağın temliki sözleşmesi ile temlik etmiştir. Bu temlik ile ilgili olarak temlik alan davacı Kayseri 8. Noterliği’nin 16/05/2016 tarih ve …. yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı kooperatife bildirim ve ihtarda bulunmuş ve kooperatifin diğer bir üyesi olan temlik eden …’un ortaklıktan istifa etmesi nedeniyle kooperatiften olan 56.820,00-TL ‘lik alacağının, temlik sözleşmesi ile 07/12/2015 tarihinde kendisine temlik ettiğini bundan dolayı kooperatiften bu miktar kadar alacaklı hale geldiğini, davacının kendisinin kooperatife olan borç miktarı olarak belirtilen 56.995,13-TL’den, temlik aldığı alacak miktarı olan 56.820,00-TL ‘nin mahsubundan sonra bakiye geri kalan 175,13-TL ‘lik borcunu da kooperatifin banka hesabına yatırıldığını bildirmiştir. Bu ihtarı davalı kooperatife tebliğ edilmiş, davalı kooperatif de davacıya aynı Noterliğin 06/06/2016 tarih ve 07571 yevmiye nolu cevabı ihtarnamesini göndermiştir. Bu cevabi ihtarında, kooperatifin alacaklıları ve ortaklarına eşit davranma zorunluluğu bulunduğu için 56.995,13-TL ‘lik bakiye borcunu nakit olarak kooperatifin kayyım hesabına yatırılması gerektiğini bildirmiştir.
Davalı kooperatifin kayıtlarından ve davalı vekilinin cevaplarından, davacı … ile temlik eden dava dışı …’un davalı kooperatifin ortakları olduğu konusunda bir uyuşmazlığın olmadığı anlaşılmıştır. Dava dışı … davalı kooperatifin üyesi iken üyelikten istifa etmiş, istifası nedeniyle çıkma payı alacağı olarak kooperatifçe hesaplanan ve belirlenen 56.820,00-TL’nin …’a kooperatifin hesabından ödenmesi konusunda kooperatifin kaşe ve imzalarını içeren 30/11/2015 tarihli ödeme belgesi verildiği görülmüştür. Dava dışı … davalı kooperatiften olan işbu çıkma payı alacağının tamamını davacı üyeye yazılı temlik sözleşmesi ile temlik etmiş ve bu hususu da yani temlik aldığını davacı davalı kooperatife noter ihtarı ile bildirmiştir. Davalı kooperatifin davacıya gönderdiği cevabı ihtarnamesine ve bizzat davacının gönderdiği ihtarnamenin içeriklerine göre de davacının davalı kooperatifin üyesi olduğu ve bundan dolayı kooperatife 56.995,13-TL borcunun bulunduğu konusunda da taraflar arasında bir ihtilaf olmadığı anlaşılmıştır.
Yargıtay 23. HD’sinin…. karar sayılı emsal içtihadında da belirtildiği üzere, 1163 Sayılı Kooperatifler Yasası’nın 17/1 ve ana sözleşmenin 15.maddeleri gereğince, kooperatiften ayrılan ortak, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkı bulunmaktadır. Bilançonun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren 1 ay geçtikten sonra bu alacağı muaccel hale gelir. Ancak davalı kooperatifçe davacının yani üyesinin çıkma payı alacağının “benimsenerek” ödenmiş olması durumunda Kooperatifler Yasası’nın 17/1 ve ana sözleşmenin 15. maddesi hükümlerindeki koşula ve sürelere gerek kalmaksızın “benimseme” ya da ödeme tarihi itibariyle çıkma payının muaccel olduğu kabul edilir. Çıkma payı alacağının benimsenmesi durumlarında da davalı kooperatifin temerrüde düşürülmesine gerek kalmaksızın kooperatifin çıkma payı alacağını derhal ödemesi gerekir. Yargıtay 23.HD’sinin işbu emsal nitelikli içtihadı gözetildiğinde davalı kooperatifin, temlik sözleşmesi ile çıkma payı alacağını temlik eden eski üyesi dava dışı …’a verdiği kaşe ve imzalarını içeren sahteliği ve aksi de davalı kooperatifçe iddia ve ispat edilmeyen 30/11/2015 tarihli ve … Şubesi’ne hitaben düzenleyip verdiği ödeme belgesi vermiş olmasının, Yargıtay 23.HD’nin iş bu emsal nitelikli kararında açıkça belirtilen ve kabul edilen “benimseme” anlamına geldiği kabul edilmiştir. Bu nedenle dava dışı temlik eden ortak …’un davalı kooperatiften olan iş bu çıkma payı alacağı, ödeme belgesindeki miktar itibariyle yani 56.820,00-TL üzerinden kesin ve muaccel hale gelmiş bir alacağıdır. Dolayısıyla bu miktar kadar da davalı kooperatif dava dışı …’a çıkma payı alacağı yönünden muaccel hale gelmiş vasıfta borçludur. Belgenin verildiği tarih 30/11/2015 itibariyle de bu alacak ve dolayısıyla davalı kooperatifin borcu muaccel yani istenebilir hale gelmiştir.
Davalı kooperatif hakkında mahkememizin…. esas sayılı iflasın ertelenmesi davası görülmüştür. Her ne kadar davalı kooperatif tarafından açılan işbu iflasın ertelenmesi davası var ve karar da verildiği görülmüş ise de, söz konusu iflasın ertelenmesi davasında mahkemece verilen ihtiyati tedbirler arasında takas, mahsup v.s. maddi hukuktan doğan hakları engeller şekilde ihtiyati tedbir kararlarının verilmediği görülmüştür. Nitekim Yargıtay 23. HD’nin bu konudaki emsal içtihatlarında da iflasın ertelenmesi davasında ihtiyati tedbir olarak takas, mahsup v.s. maddi hukuka ilişkin ve üçüncü kişilerin maddi hukuka dair haklarını engeller şekilde ihtiyati tedbir kararlarının verilemeyeceği bu şekilde geniş yorumlanamayacağı kabul edilmiştir. Yine söz konusu ihtiyati tedbir kararlarında da kooperatifin yönetim kurulunun TTK v.s. ilgili yasalardan kaynaklanan görev ve yetkileri de saklı tutulmuştur. Bu sebeplerle aksi ya da sahteliği iddia ve ispat edilmeyen ve davalı kooperatifin yönetim kurulu üyelerince düzenlenip imzalanan dava dışı ve üyelikten istifa etmiş olan …’un çıkma payı alacağına karşılık verildiği sabit olan ödeme belgesinin kesin ve hukuken geçerli olduğu, bu belgeyi veren davalı kooperatifi de hukuken bağladığı, niteliği itibariyle de yazılı, kesin bir delil ve borç belgesi olduğu kabul edilmiştir.
Söz konusu ödeme talimatı belgesiyle de anlaşıldığı üzere dava dışı … davalı kooperatifin üyeliğinden istifası nedeniyle çıkma payı alacağı olarak davalı kooperatiften 30/11/2015 tarihi itibariyle 56.820,00-TL alacaklıdır. Bu alacağı yukarıda da belirtildiği üzere 30/11/2015 tarihi itibariyle muaccel yani istenebilir hale gelmiştir. Kesinleşmiş bir alacak yani davalı kooperatif yönünden muaccel ve kesin bir borç durumundadır. Bu miktarın davalı kooperatifçe dava dışı alacaklısı …’a ödendiğini de davalı kooperatif iddia ve ispat etmemiştir. … kooperatiften olan kesin ve muaccel hale gelmiş iş bu alacağını da istenebilir yani muaccel hale geldiği tarihten sonra davacıya aralarında düzenleyip imzaladıkları, 07/12/2015 tarihli temlik sözleşmesi ile temlik etmiştir. Bu temlik sözleşmesi yönünden de herhangi bir inkar ve sahtelik iddiası olmamıştır. Nitekim … duruşmadaki imzalı ve yeminli beyanı ile de bu temlik sözleşmesini doğrulamıştır. Dosyaya sunulan davalı kooperatifin cevap ve belgelerine göre de davalı kooperatif davacı olan üyesinden 56.995,13-TL alacak istemiştir. Dolayısıyla davacı üye davalı kooperatife 56.995,13-TL borçlu sayılır. Temlik edilen alacak miktarı olan 56.820,00-TL ile daha sonra davacı üyenin yatırdığı ve davalı kooperatifçe de inkar edilmeyen 175,13-TL’lik ödemenin toplamı olan 56.995,13-TL, davacının dava tarihi itibariyle davalı kooperatifçe davacı üyesinden istenen borç miktarı olan 56.995,13-TL ile aynı miktardadır. Davacının söz konusu yazılı temlik sözleşmesine dayanan takas ve mahsup talebi de yukarıda belirtilen sebeplerle hukuken geçerli olduğu kabul edildiğinden temlik alınmak suretiyle davacının davalı kooperatiften olan alacak miktarı ve davacının yatırdığı 175,13-TL ‘lik diğer ödemesi de birlikte toplam miktar 56.995,13-TL olup davacının üye olarak davalı kooperatife olan toplam borç miktarının da aynı miktar yani 56.995,13-TL olması nedeniyle mahsup edildiğinde dava tarihi itibariyle, davacının üyesi olduğu davalı kooperatife herhangi bir borcunun kalmadığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf işbu davası ile davalı kooperatife üyeliğinden dolayı dava tarihi itibariyle 56.995,13-TL üzerinden borçlu olmadığının tespitini talep ettiğinden, yukarıda belirtilen sebeplerle davacının davalı kooperatife üyeliğinden dolayı dava tarihi itibariyle borçlu olmadığı anlaşılmakla menfi tespit davasının kabulüne…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: dava dışı …’un 24.10.2014 tarihinde kooperatiften istifa ettiğini ancak 2014 yılı bilançosu onaylanmadığından çıkma payı alacağının dava tarihi itibariyle muaccel olmadığını, mahkemece ödeme belgesi verilmesi dava dışı …’un alacağının muaccel hale geldiği yönünde kabul görse de iş bu ödeme belgesinin davalı kooperatifin iflas erteleme sürecinde olduğu olduğu, yapılan iş ve eylemlerin kayyım onayına tabi tutulduğu süreçte verilmiş olması nedeniyle geçerli olmadığını, kooperatifçe verilen ödeme belgesinin kayyım tarafından onaylanmadığını, mahkemece alınan bilirkişi raporunda da ödeme belgesinde kayyım onayı olmadığı için davalı kooperatifi bağlamayacağının bildirildiğini, davacının kötüniyetli olduğunu, başka bir üyenin alacağını temlik alarak diğer ortaklara haksızlık ettiğini, davacının temlik aldığını iddia ettiği alacak miktarının doğru olmadığını, istifa eden …’un aidat ödemelerini geciktirdiğinden gecikme faizi borçları olduğunu, genel gider payının da kesilmesi gerektiğini, davacının kötüniyetli olduğunu, kararın kooperatifi zor durumda bıraktığını bildirerek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan nedenlere dayalı istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 356/2 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
II-Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Dava konusu ihtilaf, davacının dava dışı … ile aralarında yapılan alacağın temliki sözleşmesi uyarınca, iş bu alacağı davalı kooperatiften olan alacağından mahsup/takas edip edemeyeceği ve bu alacağın temlik alınması nedeniyle davacının kooperatife kesin maliyet borcunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dava dışı … 2014 yılında ortaklıktan istifa etmiştir. Davalı kooperatifin 2014 yılı bilançosunun da görüşüleceği genel kurul toplanamamıştır. Ancak davalı kooperatifçe çıkan üyenin çıkma payı alacağının benimsenerek ödenmiş olması durumunda KK m. 17/1 ve ana sözleşmenin 15. maddesi hükümlerindeki koşullara ve sürelere gerek kalmaksızın benimseme tarihi itibariyle çıkma payının muaccel olduğunun kabulü gerekir.
Somut olayda …’a davalı kooperatifin temsilcileri tarafından 30.11.2015 tarihli … Şubesi’ne hitaben yazılmış ödeme talimatı verilmiştir. Söz konusu talimat benimseme niteliğinde olup dava dışı …’un çıkma payının muaccel olduğunun kabulü gerekir.
Mahkemece davacının üyelik aidat borcu ile dava dışı …’tan temlik aldığı çıkma payı alacağının davacının davalı kooperatife borcundan mahsup edilmesi durumunda, davacının davalı kooperatife borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu`nun 17/1. ve anasözleşmenin 15. maddeleri gereğince dava dışı …’un ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacak olan gider payı düşülmeksizin hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru olmamıştır.
Dairemizce bu yöndeki eksikliğin giderilmesi için ek rapor alınmıştır. 21.06.2021 tarihli ek raporda, üyelikten ayrılan dava dışı …’un ayrıldığı yılın genel giderlerinden payına isabet eden tutar düşüldükten sonra 20.02.2015 tarihi itibariyle 56.078,82 TL çıkma payı alacağı olduğu, davacının ise davalı kooperatife 20.02.2015 tarihi itibariyle 56.820,00 TL borcu olduğu, davacının dava tarihi itibariyle davalı kooperatife 566,05 TL borcu olduğu belirtilmiştir.
Alınan ek bilirkişi raporu ile dava dışı …’un davalı kooperatiften çıkma payı alacağının 56.078,82 TL olduğu, davacının … ile aralarındaki 07.12.2015 tarihli alacağın temliki sözleşmesi nedeniyle, davalı kooperatife dava tarihi itibariyle 56.078,82 TL borçlu olmadığı anlaşılmış olup, HMK’nın 356/(2). maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın kısmen kabulüne dair yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK 356/2. maddesi uyarınca davalı vekilinin diğer hususlara ilişkin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
II-Yukarıda (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK 356/2. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19.02.2018 gün,….. sayılı KARARI KALDIRILARAK YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
Buna göre;
“1-Davanın kısmen kabulüne,
Davacının davalı kooperatife dava tarihi olan 14.06.2016 tarihi itibariyle 56.078,82-TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gereken 3.830,74 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 973,34 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.857,40 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 973,34 TL. peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL. başvurma harcı, 104,00 TL tebligat gideri, 51,00 TL müzekkere gideri, 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 884,20TL yargılama giderinin kabul oranına göre 875,36 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yatırılan 98,10 TL. istinaf yoluna başvurma harcı, 1.500,00 TL. bilirkişi ücreti, 86,50 TL. tebligat gideri, 35,00TL posta gideri olmak üzere toplam 1.719,60 TL. yargılama giderinin red oranına göre (%1’i) 17,19 TL.’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 8.090,25 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 916,31 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine,”
III-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
IV-Davalı tarafından yatırılan avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
V-Davalı kendisini istinaf aşamasında vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 4.080,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
VI-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
05.10.2021 tarihinde, duruşmalı yapılan inceleme sonucunda, davacı vekili Av. … …. yüzüne karşı, davalının yokluğunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 05.10.2021
Başkan … Üye … Üye … Katip …