Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1108 E. 2022/772 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2018/1108
KARAR NO : 2022/772

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 09.01.2017
ESAS-KARAR NUMARASI : 2013/60 E., 2017/15 K.
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALILAR :
VEKİLİ :
Davalılar … İnşaat…Ltd. Şti. ve Modern Kimya…Ltd. Şti. vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde/duruşmalı yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, davacı ile davalılar arasında hizmet alım sözleşmelerinin bulunduğunu, bu sözleşmeler uyarınca davacıya ait …’ndeki çeşitli işlerin davalılara ihale yolu ile verildiğini, daha sonra bu hizmet alım sözleşmesi çerçevesinde davalıların yanında çalışan işçi …’in 06.06.1997-13.01.2011 tarihleri arasındaki iş akdi nedeniyle Orhaneli İş Mahkemesi’nin 2011/56 esas numarası ile işçilik haklarına dayalı dava açtığını, bu dava sonucunda bir kısım işçilik alacaklarına ilişkin hüküm kurulduğunu ve bu hükümde yazılı bedellerin Bursa 5. İcra Müdürlüğü’nün 2013/894 sayılı dosyası ile davacı tarafından ödendiğini, bu bedelden taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri uyarınca davalıların sorumlu olduğunu belirterek 30.562,08-TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınmasını talep etmiştir.
Davalı … İnşaat…Ltd. Şti. vekili, davacı kurumun davalıdan rücu hakkının bulunmadığını, dava açan işçinin davacı kurumun işçisi olduğunu, işçinin önceki işverenlerden davalı … İnşaat…Ltd. Şti’ye devredildiğini, Orhaneli İş Mahkemesi’nin kararının usule uygun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Kimya…Ltd. Şti. vekili, zamanaşımı, yetki, görev ve işbölümüne itirazlarını ileri sürdükten sonra kendilerinin dava açan işçinin davalı … Kimya…Ltd.Şti’nin yanında çalıştığı süre ile sorumlu olduklarını, ayrıca ihaleli işlerde idarenin ihale alan şirketleri matbu sözleşme imzalamaya mecbur bıraktığını ve işçilik ile ilgili sorumluluğu tümüyle ihale alan şirketlere bırakarak ihale alan şirketleri mağdur ettiğini, sözleşmede taraflar arasında eşitlik ilkesinin bulunmadığını ve tüm riskin haksız şekilde ihale alan şirketlerde bırakıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, söz konusu bu kişinin 15.01.1997-1998 tarihleri arasında yanında çalıştığını, ancak bu süreye ilişkin işçiye ait tüm hak ve alacakların ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece Mahkemesi’nce “…Bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada; işçinin çalıştığı dönemler dikkate alınarak davacı tarafından ödenen işçilik bedellerinin 1.057,47-TL asıl alacak miktarından davalı …’nun, 5.451,84-TL asıl alacak miktarından davalı …Ltd. Şti.’nin, 7.382,59-TL asıl alacak miktarından davalı …Ltd. Şti.’nin, 3.591,14-TL asıl alacak miktarından davalı ….Ltd. Şti.’nin, 7.106,59-TL asıl alacak miktarından davalı … Kimya…Ltd. Şti.’nin sorumlu olduğu rapor edilmiştir. Bu rapor toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun bulunmuştur.
Tüm delillerin birlikte incelenmesi sonucunda; davalı …Ltd. Şti. yönünden davacı tarafından dava takip edilmediğinden bu davanın açılmamış sayılmasına,
Diğer davalılar yönünden ise; davacı ile davalılar arasında çeşitli dönemlerde hizmet alım sözleşmelerinin gerçekleştirildiği, bu hizmet alım sözleşmelerine göre işçilik ücretlerinden ihale yolu ile hizmet satımı yapan davalı şirketlerin sorumlu olduğu, Orhaneli İş Mahkemesi’nin 2011/56 esas sayılı dosyası ile karara bağlanan işçilik alacaklarından dolayı da davalıların sorumlu olduğu, bu nedenle davacınının ödemiş olduğu bedelin işçinin davalılar yanında çalıştığı süre dikkate alınarak ve bilirkişi raporunda hesaplanan miktarlardan davalılardan ayrı ayrı alınmasına,
Ödeme tarihi dikkate alınarak ödeme tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesi gerektiğine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … İnşaat…Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Davacı kurumun, dava dışı işçinin alacağı yönünden müvekkili şirketten rücu hakkı olmadığı gibi işçinin alacağından asıl işverenin davacı kurum ile birlikte son işveren şirketin sorumlu olduğunu, müvekkili şirketin, asıl işveren davacı kurumun işini ihale sonucu önceki firmadan devraldığını ve işi eksiksiz olarak yerine getirerek sonraki firmaya devrettiğinden, dava dışı işçinin alacaklarından müvekkili şirketin sorumluluğu olmadığını, mahkeme kararının yerinde olmadığını, dava dışı işçinin belirli süreli iş akdi müvekkili şirket tarafından feshedilmediğinden kıdem tazminatı hakkının da doğmadığını, davacı kurumun dava dışı işçiye karşı ihale gereği sözleşmeler nedeniyle sorumluluğu bulunduğunu, davacının bu sorumluluğunu, aldığı ihale sonucu belirli süre ile hizmet sözleşmesi imzalayan müvekkili şirkete rücu etmesinin usul ve yasaya uygun olmadığını, imzalanmış tip sözleşmede sözleşme bedeline dahil olan giderlerin sayıldığını, ancak bu giderler arasında kıdem tazminatı ve diğer ücretlerin bulunmadığını, dolayısıyla davacı kurumun sayılan giderler için müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapmadığını, kaldı ki müvekkili şirketin ihaleyi alırken belirli süreli hizmet akdi ile işçi çalıştıracağı ve iş sözleşmesinin sona ermesi ile kıdem tazminatı ödemeyeceği şeklinde hareket ettiğini, bu nedenle dava konusu alacaktan müvekkili şirketin sorumluluğunun söz konusu olamayacağını, davacı kurumun asıl işveren, müvekkili şirketin ise alt işveren olduğunu ve davacı kurum ile müvekkili şirket arasında muvazaa olduğunun kaçınılmaz olduğunu, taraflar arasında imzalanmış ihale sözleşmesine, idari şartnameye göre ihaleyi alan yüklenici müvekkilinin çalıştırdığı işçiler üzerinde herhangi bir tasarrufunun bulunmadığını, kabul anlamanına gelmemek kaydıyla mahkemelerce bilirkişi raporu doğrultusunda tarafların sorumluluklarının ½ olduğu ve şirket yönünden davacı kurumun ödemiş olduğu tazminatın yarısına hükmedildiğini, dava dışı işçinin, davacı kurumun işçisi olduğundan müvekkili şirketin dava dışı işçinin işçilik alacaklarından sorumlululuğu söz konusu olmadığı gibi, yargılama gideri ile icra masraflarından da sorumlu olamayacağını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın müvekkili şirket yönünden reddine, aksi kanaat oluşur ise dava dışı işçi alacaklarından davacı kurum ile birlikte ½ sorumluluğuna karar verilmesini talep etmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … Kimya…Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Dava dışı işçi …’in müvekkili şirkette 12.09.2009-13.01.2011 tarihleri arasında çalıştığını, iş akdinin emeklilik sebebiyle işçinin kendisi tarafından feshedildiğini, her ne kadar yerel mahkeme tarafından görülmekte olan dava taraflarına açılmış ise de şirketin işçilik alacaklarından sorumluluğunun bulunmadığını, davacı kurum ile yapılan sözleşmede kıdem tazminatına ilişkin bir bedelin ihale sözleşmesine dahil edilmediğini, önceki çalışmaları ile ilgili bir fonun devredilmediğini, davacı kurumca kıdem tazminatına ilişkin hiçbir ödeme de yapılmadığını, bilirkişi tarafından ihale sözleşmesinde kıdem tazminatına ilişkin herhangi bir fon olmadığı hususunun dikkatten kaçtığını, bilirkişinin elinde bulunan Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin “Yüklenicinin Çalıştırdığı Personel, Çalışanların Hakları ve Çalışma Şartları” başlıklı maddesinin incelenerek sonuca varıldığının belirtildiğini, ancak bilirkişinin elinde bulunan matbu sözleşmede dahi kıdem tazminatı ve yıllık izin alacağının tamamının yüklenici tarafından ödeneceğine dair bir madde bulunmadığını ve sözleşmede anılan hükümlerin bu anlama gelmediğini beyan etmesine rağmen kıdem tazminatından müvekkili şirketin sorumlu tutulmak istendiğini, eksik soruşturma yapmak suretiyle hukuken izin verilen alacak konularından fazla ve farklı olarak müvekkili aleyhinde tesis edilen kararla beraber, ödemesi talep edilen tutarın yasal gerçeklikten uzak olduğunu, kendi kusurlu davranışı ile işin icraya düşmesine yol açan davacının, kendi savsaması sonunda yapılmış icra giderlerini ve hükmün kesinleşmesinden sonra geçen sürenin faizini isteyemeyeceğini, çünkü anılan giderlerle davalının eylemi arasında uygun sebep sonuç bağı olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla mahkeme kararında ve bilirkişi raporunda asıl işveren ve alt işveren arasındaki müteselsil sorumluluk esaslarının da dikkate alınmadığını, şirkete ancak müteselsil sorumluluk gereğince kendi dönemine düşen ve kendi döneminde işçinin çalıştığı ücret dikkate alınarak sonuçta hesaplanan miktarın yarısını talep edilebileceğini, Yargıtay’ın son emsal kararlarında taşeron şirketin hizmet vermediği dönemde işçilik alacaklarından sorumlu olmadığı gibi, taşeronun hizmet verdiği döneme ilişkin doğan işçilik alacaklarından da kendi dönemiyle ve kendi dönemindeki ücretle sorumlu olmak üzere idarenin taşeronla birlikte yarı oranında sorumlu olduğunun belirtildiğini, müteselsil borçlulukta borçluların birbirlerinin durumunu ağırlaştırmayacaklarını, bütün ödenen bedelin taşeron şirketlere rücu edilmesinin asıl isveren olan kurumun hiçbir sorumluluğu olmadığı anlamına geldiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davadışı işçinin işçilik alacaklarının taraflar arasındaki hizmet sözleşmesine istinaden davalılardan rücuen tazmini istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalılar … İnşaat…Ltd. Şti. ve … Kimya…Ltd. Şti. vekillerinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/60 E., 2017/15 K. sayılı dava dosyasında verdiği 09.01.2017 tarihli kararına yönelik davalılar … İnşaat…Ltd. Şti. ve … Kimya…Ltd. Şti. vekillerinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 245,31-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 56,76-TL harcın düşümü ile kalan 188,55-TL harcın davalı … İnşaat…Ltd. Şti.’den; alınması gereken 485,45-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 122,00-TL harcın düşümü ile kalan 363,45-TL harcın davalı … Kimya…Ltd. Şti.’den alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalılar … İnşaat…Ltd. Şti. ve … Kimya…Ltd. Şti. tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak ilgilisine iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
11.05.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 13.05.2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …