Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1090 E. 2021/644 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(H Ü K M Ü K A L D I R A R A K
Y E N İ D E N H Ü K Ü M K U R U L M A S I)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 28.12.2017
ESAS-KARAR NUMARASI : ….

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin duruşmalı yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya asansör bakım işi yaptığını, Haziran-Temmuz 2015 aylarına ilişkin olarak düzenlenen fatura alacağının davalı tarafından ödenmediğini oysa 10.08.2015 tarihli mutabakat mektubunda alacak hususunda anlaşmaya varıldığını, müvekkilinin alacağının tahsili için takibe geçtiğini, davalının itirazı sonucu takibin durduğunu ileri sürerek, takibin 8.307,20-TL asıl alacak üzerinden devamı ile %20 icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yazılı beyanda bulunmayıp, yargılamaya da katılmamıştır.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasında bulunduğu iddia edilen eser sözleşmesi kapsamında davacı tarafın davalıya hizmet verip vermediği, hizmet verilmiş ise davalı tarafın davacıya borcu bulunup bulunmadığı, varsa miktarı, Ankara 32. İcra Müd.’nün…takip sayılı dosyasında başlatılan takibe davalı tarafın yaptığı itirazın yasal dayanağının bulunup bulunmadığı, icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Her ne kadar davalı tarafından icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiş ise de, davalı vekili itirazında açıkça yetkili icra müdürlüğünü göstermediği görülmüş, usulüne uygun bir yetki itirazı bulunmadığından davalı yanın yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
Dosya kapsamından taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamakla birlikte davacı tarafından davalıya ait asansörlerin periyodik bakımı yönünden süregelen bir ticari ilişki bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacı davalıya karşı 2015 Haziran-Temmuz aylarına ilişkin periyodik bakım alacağı nedeniyle düzenlenen 22.06.2015 ve 22.07.2015 tarihli 2 adet faturaya 10.08.2015 tarihli mutabakat mektubuna istinaden dava konusu ilamsız icra takibini başlatmıştır. Takip konusu faturalarda “teslim alan” isim ve imzası bulunmamaktadır. Takip konusu faturalarda belirtilen hizmetin verildiğini ispat yükü davacı üzerindedir. Davacı tarafından ibraz edilen 10.08.2015 tarihli mutabakat mektubunda davalının davacıya 30.06.2015 tarihi itibariyle 4.156,60-TL borçlu olduğu belirtilmiş olup, davalının da bu hususta mutabık olduğu anlaşılmakla davacı 10.08.2015 tarihli mutabakat mektubunda belirtilen 4.156,60-TL alacağının kanıtlamıştır. Ne var ki, 18.08.2015 tarihli mutabakat mektubu davalı yanca kabul edilmediğinden ve davacı tarafından bakiye alacağın ispatı yönünden başkaca delil sunulmadığından davanın 4.156,60-TL asıl alacak üzerinden KISMEN KABULÜNE, takip konusu faturaya dayalı olarak likit (bilinebilir, belirlenebilir) olduğundan davacı yararına icra inkar tazminatına…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Raporda Temmuz 2015 ayına ilişkin bakım faturalarının mevcut olduğunu ve davalıya tebliğ edildiğinin tespit edildiğini, müvekkilinin alacağının 8.307,20-TL olarak belirlendiğini, davalının isticvap davetine rağmen defter sunmadığını, müvekkilinin defterinin usulüne uygun olduğunu, davanın tamamen kabulünün gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacının davalıya verdiği asansör bakım işinden kaynaklanan Haziran-Temmuz 2015 tarihli faturalara dayalı olarak giriştiği takipten dolayı davacının alacaklı olup olmadığı ve alacak miktarı hususlarında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı ile davalı arasında asansör bakım işi nedeniyle bir ticari ilişki olduğu ve davacının davalıya verdiği hizmetten dolayı 11 adet fatura tanzim ettiği ve bu faturalardan 9 tanesinin davalı tarafından ödenip, dava konusu Haziran-Temmuz ayına ilişkin 2 faturanın ödenmediği tartışmasızdır. Bu faturaların davalı şirket çalışanına tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
18.08.2015 tarihli mutabakat mektubunda davalı 30.06.2015 dönemine ilişkin olarak borcunu 4.156,60-TL olarak kabul etmiş, 26.08.2015 tarihli mutabakat mektubunda ise borç bakiyesini 4.153,60-TL olarak güncellemiş, 8.130,20-TL tutarındaki borç hususunda ise mutabık olmadıklarını ifade etmiştir.
İlk derece Mahkemesince, davalının adresi dikkate alınıp talimat yazılarak ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ile ilgili işlemlerin tamamlanmasının istenmesi gerekirken, doğrudan başka bir yargı çevresi sınırı içinde bulunan davalının adresine ticari defter ve kayıtlarını sunması için ihtarlı tebligat çıkarılmış olduğu görülmüştür. Bu nedenle Dairemizce, duruşma açılıp, davalının defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmak üzere İstanbul Anadolu Nöbetçi Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmasına karar verilmiş, talimat mahkemesince gönderilen HMK’nın 222. maddesine uygun ihtarı içeren tebligata rağmen davalının ticari defterlerini mahkemeye ibraz etmediği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, usulüne uygun olarak tutulan davacı defterleri üzerinde yapılan 15.06.2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunda davacının alacağının 8.307,20-TL olduğu tespit edilmiş olup, dosya içeriğine, davacı tarafça sunulan belgelere uygun olarak verilen rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, mahkemece kısmen kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiş olduğundan, HMK’nın 356/2. maddesi uyarınca mahkeme hükmünün kaldırılarak davanın kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. K. sayılı dava dosyasında verdiği 28.12.2017 tarihli HÜKMÜNÜN KALDIRILMASINA, YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA.
Buna göre:

“Davanın KABULÜNE, davalı borçlu şirketin Ankara 32. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı icra dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ ile, takibin talep gibi 8.307,20-TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
Davacı alacaklı yararına hükmedilen bedel üzerinden İİK’nun 67. maddesi uyarınca %20 tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gereken 567,46-TL harçtan peşin alınan 99,47-TL harcın mahsubu ile kalan 467,99-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 99,47-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı işbu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 40,00-TL tebligat gideri, 542,50-TL posta gideri ve 1.000,00-TL bilirkişi ücreti; istinaf aşamasında yapılan 750,00-TL talimat gideri ve 245,00-TL posta gideri olmak üzere toplam 2.577,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,”

II-Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak; istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
III-A.A.Ü.T. uyarınca 2.040,00-TL istinaf duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
IV-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
20.04.2021 tarihinde, duruşmalı yapılan inceleme sonucunda, davacı vekili Av. …’nun yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır