Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22/11/2017
ESAS-KARAR NUMARASI :…
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davalılar arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğunu, davacının davalı yüklenici … şirketi lehine 29/12/2011 tarih 415.000,00 TL bedelli teminat mektubunu davalı …’ne verdiğini, davacı ile teminat mektubunun muhatabı … arasında bir sözleşme olmasa da ……… arasındaki temel ilişkiden dolaylı taraf sıfatını haiz olduğunu, davalı …’nün garanti veren bankaya müzekkere yazarak teminat mektubunun nakde tahviliyle tazminini talep ettiğini, bu talebin hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunu, talebe konu borcun doğumunda muhatabın ağır kusurunun bulunduğunu, borcun doğumuna göz yumarak muhatabın lehtar ile birlikte hareket ettiğini, davalı şirketin işi bitmiş ve davalı kuruma herhangi bir borcu kalmadığını, işle ilgili … borç sorgulaması yapıldığında anapara, gecikme zammı, gecikme faizi olmak üzere yaklaşık 600.000,00 TL civarında davalı şirketin borcu bulunduğunu, bu borcun çeşitli aylara ilişkin … prim borçlarından kaynaklandığını, oysa taraflar arasında bağıtlanan sözleşmenin 12.1. Maddesine aykırı olarak … … İşletmelerinin, teminat mektubunda lehtar olan şirketin … prim borçları olmasına rağmen hakediş yapmasına müsaade ederek şirkete ödemeler yaptığını, …’ya … Ltd. Şti.’nin hakedişinden herhangi bir kesinti yapıp göndermediğini, yapılan her hakediş için …’dan borcu yoktur evrağının alınması ve alındıktan sonra hakedişin ve ödemenin yapılması gerekliliğinin ortada olduğunu, davalıların hukuka aykırı davranarak müvekkilinin zararına yol açtığını, davalıların birlikte hareket ederek müvekkilinin kredi hesaplarından kullandırılan ve davalı … Ltd. Şti. lehine verilen teminat mektubuna güvenerek hukuka aykırı davranışlarda bulunmak suretiyle borcun doğumuna sebebiyet verdiğini ve müvekkili şirketin zararına hareket ettiğini, ayrıca davalının bankadan ödeme talebinin MK 2. maddesindeki dürüstlük kuralına da açıkça aykırı olduğunu ileri sürerek, teminat mektubunun hükümsüz kaldığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davayı alacak davası olarak ıslah etmiştir.
Davalı … vekili; müvekkili idarenin bu davada taraf sıfatının olmadığını, teminat mektubu nakde çevrilmiş olduğundan hükümsüzlüğüne karar verilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davanın konusuz kaldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 11. maddesi gereği yüklenicinin kesin teminatı ancak yüklenicinin bu işten dolayı idareye ve …’ya herhangi bir borcunun bulunmadığı anlaşıldıktan sonra iade edilebileceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Ltd. Şti.’ne dava dilekçesi Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ olunmuş, davalı yargılamaya iştirak etmediği gibi davaya cevap da vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “…Davacı kontrgaran teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti davasında lehtar ve muhatabın garanti sözleşmesinden doğan hakkını kötüye kullanması iddiasına dayandırmıştır. Somut gerekçe olarak da gerek taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 12.1. maddesi ve gerekse … ve İdari Para Cezalarının Hakedişlerden Mahsubu, Ödenmesi ve İlişiksizlik Belgesinin Aranması Hakkında Yönetmeliğin 6. maddesi çerçevesinde davalı muhatap kurumun diğer lehdar davalı yüklenici şirketin … prim borcu var iken hakediş yapması ve hakediş bedellerinin ödenmesi gösterilmiş olup teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti talebinde teminat mektubu ile bağımsız bir borç yüklenildiğinden davanın konusu lehtar ile muhatap arasındaki akdi ilişki olamayacağı gibi davaya esas somut hadise teminat mektubunun hükümsüzlüğü sonucunu doğuracak hakkın kötüye kullanımı mahiyetinde değerlendirilmediğinden açılan davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Mahkemece davalının teminat mektubunu nakde çevirmesinin hakkın kötüye kullanılması olmadığı kabulünün doğru olmadığını, kararın gerekçesinin olmadığını, dava ıslah ile alacak davasında dönüşmüş iken bu konuda hiç bir karar verilmemiş olduğunu,kararın hukuka aykırı olduğunu beyan ederek; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmesi kapsamında davacı tarafından davalı ….şirketi lehine verilen teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti, alacak istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce …. sayılı dava dosyasında verilen 22/11/2017 tarihli karara yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 35,90-TL harcın düşümü ile kalan 23,40-TL harcın davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına,
29/09/2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere,, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 30/09/2021
Başkan … Üye … Üye … Katip …