Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1059 E. 2022/210 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 23.11.2017
ESAS-KARAR NUMARASI :….
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacılar vekili; Ankara 5. ATM’nin 2008/301 esas sayılı Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen dava dosyasında, 24/03/2011 tarihinde verilen karar ile müvekkillerinin davalı kooperatif üyesi olduğu hususunun kesinleştiğini, buna rağmen davalı kooperatif yetkililerince müvekkillerinin ortaklığına karar verilmediğini, gerekli işlemlerin başlatılmadığını, müvekkillerince Ankara 16. Noterliği’nin 13/06/2012 tarih 14046 yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edilerek kooperatif ortaklık işlemlerinin başlatılması ve diğer kooperatif ortaklarının dairelerine denk dairelerin tahsil edilmesinin ihtar edildiğini, kooperatif yetkililerince yaklaşık bir buçuk yıl sonra Yenimahalle Noterliği’nin 30/10/2013 tarih …. yevmiye nolu cevabi ihtarnamesinin gönderildiğini, kooperatif üyeliğinin genel kurulda gündeme alındığını, üyelik işlemlerinin sürdürülmesinin uygun olduğunun kararlaştırıldığını, üye kayıt borç hesapları vs. üyelik prosedürlerinin tamamlanması için kooperatif merkezine gelinmesi gerektiğinin belirtildiğini, müvekkillerince yapılan araştırmada kooperatif adına kayıtlı konut bulunmadığının anlaşıldığını, diğer üyelerin konutlarda oturmasına karşın müvekkiline tahsis edilebilecek konut bulunmadığını, Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2009/28 Esas sayılı dosyasındaki gerekçeli karardan da anlaşılacağı üzere davalı kooperatifin başkanının müvekkillerinden almış olduğu peşinat ve aidatlarını kooperatif kayıtlarına işlemeyerek müvekkillerinin mağduriyetine yol açtığını, kendisine konut tahsis edilmeyen müvekkillerinin konut karşılığında tazminat isteme hakları bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile konut rayiç değerine karşılık her bir müvekkili için 5.000,00 er TL olmak üzere 10.000,00 TL tazminatın işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen Dava Dosyasında ,
Davacı vekili; asıl davada alınan bilirkişi raporu doğrultusunda her bir davacı için ayrı ayrı 46.955,68 TL olmak üzere 93.911,36 TL tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, kooperatif başkanı olan … hakkında açılan davanın, zamanaşımına uğraması nedeni ile cezalandırılamadığını, davacılara ait paranın …’ın mal varlığına geçtiği ve kooperatif tarafından muhasebeleştirilemediğinin açık olduğunu, davacıların haklarını …’a yönetmelerini gerektiğini savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “Esas ve birleşen davada taraflar arasındaki ihtilaf, davacıların kooperatif üyeliğinin mahkeme kararı ile kesinleşmesine karşın diğer üyelerden farklı olarak konut tahsis edilmediği ve tahsis edilecek konut kalmadığı iddiasına dayalı olarak, konut rayiç bedelinin tahsilinin talep edilip edilemeyeceği, edilebiliyor ise miktarının belirlenmesi noktasındadır.
Taraflarca delil olarak dayanılan belgeler dosyaya sunulmuş ve yazılan müzekkereler ile temin olunmuştur.
Dava tarihi itibari ile davacıların kooperatif üyesi olduğu çekişmesizdir.
Mahkememizce mali müşavir ve kooperatifler konusunda uzman bilirkişi tarafından oluşturulan birinci bilirkişi kurulundan kooperatif kayıtları üzerinde inceleme yetkisi de verilerek 04/08/2014 tarihli rapor aldırılmış, gerekçeli ve denetime elverişli olarak verilen raporda, davacıların Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2009/28 Esas sayılı dosyasında sanık olan eski kooperatif başkanı …’a 16 adet makbuz karşılığında 13.000,00 TL ödediklerini, söz konusu ödemenin kooperatif kayıtlarına intikal edilmediği tespiti yapılmıştır.
Söz konusu bilirkişi kurulunca itiraz üzerine sunulan ek raporda, ödemenin kooperatif eski yöneticisi …’a yapılmış olması nedeni ile kooperatif üyesi olsalar dahi ödemeyi kooperatiften değil anılan şahıstan talep edebilecekleri yönünde görüş belirtilmiştir.
Mahkememizce yine kooperatif mevzuatı konusunda uzman hukukçu bilirkişi ve mali müşavirden oluşturulan ikinci bilirkişi kurulundan 24/07/2015 tarihli rapor, inşaat mühendisi bilirkişinin taşınmaz değerin tespit yönünden heyete dahil edilmesi sureti ile 20/04/2016 tarihli ek rapor aldırılmıştır.
Davacıların yaptığı ödeme güncellenerek, bir konutun dava tarihindeki rayiç değeri genel kurul kararlarına göre ödenmesi gereken aidatın rayiç değeri ve diğer hesaplamalar yasal mevzuata uygun yargısal düzenleme dikkate alınarak gerekçeli ve denetime elverişli olarak ikinci rapor ve ek raporda hesaplanmış, davacıların her birinin kendilerine konut tahsis edilmemesi nedeni ile davalı kooperatiften talep edebilecekleri tazminat miktarı ayrı ayrı 51.955,68 er TL olarak hesaplanmıştır.
Davalı kooperatif tasfiye memurları ve daha sonra yargılamaya dahil olan vekilleri, davacıların kooperatife ayrı ayrı 6.500,00 er TL ödemede bulunmadıklarını, ödemenin eski kooperatif başkanı …’a yapıldığını, kooperatif kayıtlarına intikal ettirilmediğini bu nedenle sorumluluklarının olmadığını savunmakta iseler de,
Eski kooperatif başkasının yargılandığı Ağır Ceza dava dosyası içeriği iddia, savunma ve dosyaya sunulan deliller bütün olarak değerlendirildiğinde, ödemenin yapıldığı tarih itibari ile kooperatif başkanı olan … kooperatif kaşesini de taşıyacak şekilde imzalayıp verdiği makbuzlar ile yaptığı tahsilatın kooperatif kayıtlarına intikal ettirilmemesinden özellikle davacıların kooperatif üyesi olduğunun mahkeme kararı ile sabit olması nedeni ile davacıların sorumlu tutulamayacağı anlaşılmakla ve bu yönde vicdani kanaat oluşmakla ikinci rapora ek olarak verilen rapordaki hesaplama hesaplama hükme esas alınarak esas ve birleşen davanın (kooperatif üyeliği devam ettiği için zamanaşımı sürelerinin işlemeyeceği dikkate alınarak) kabulü…” gerekçesi ile asıl ve birleşen davalarda davaların kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: mahkemece bilirkişi raporlarındaki çelişkinin giderilmediğini, davacılar tarafından ödenmiş olan para kooperatife ödendiği zannıyla kooperatif başkanına ödenmiş ancak hiçbir zaman kooperatif hesaplarına geçilmediğini, zimmet suçunun mağduru ve şikayetçi olan davacıların hukuki haklarını da suçun failine yöneltmeleri gerektiğini, Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2009/28 Esas sayılı dosyası ve 07.04.2015 tarihli ilk bilirkişi heyeti raporuna neden itibar edilmediğinin kararda açıklanmadığını, kooperatifin tazminat ödemesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, sorumlu tek kişinin zimmet suçunu işleyen … olduğunu, davacıların evrak üzerinde üye olmak dışında kooperatifle hiçbir ilişkilerinin olmadığını, aidat ödemeyen davacıların daire tahsis edilmediğinden bahisle tazminat isteyemeyeceklerini bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, konut tahsis edilmeyen kooperatif üyelerine konut rayiç bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre asıl ve birleşen davada davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/767E., 2017/907K. sayılı dava dosyasında verdiği 23.11.2017 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 7.098,19 TL’den peşin olarak alınan 1.774,58 TL’nin düşümü ile kalan 5.323,60 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
17.02.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 17.02.2022
….