Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18/12/2017
ESAS-KARAR NUMARASI ….
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili firmanın …… işini yüklendiğini ve bu kapsamda taraflar arasaında hizmet alımına ilişkin sözleşme imzalandığını, 2016 yılı Temmuz ayı temizlik hizmet alımı işinin hakediş faturalarının davalıya iletildiğini ancak hakedişlerin eksik ödendiğini, 11.08.2016 tarihli yazı ile eksik yapılan ödemenin iadesinin istendiğini, davalının 15.08.2016 tarihli yazı ile işçilere ödenen kıdem tazminatlarının hakediş ödemesine rücu edilmesi sonucu eksik ödemenin yapıldığını beyan ettiğini, dava dışı işçilere ödenen kıdem tazminatından müvekkilinin sorumlu olmadığını ileri sürerek, davacı müvekkilinin hakedişlerinden yapılan kesinti tutarı olan 11.748,76 TL’nin 31.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile; mümkün olmaması halinde müvekkilinin işçilik alacaklarından sorumlu olduğu tutarın hesaplanarak kesinti yapılan 11.748,76 TL’den mahsubu sonucu kalan tutarın 31.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının tedritli dava açamayacağını, hakedişten yapılan kesintinin davacı fırmanın bilgisi dahilinde olduğunu, kıdem tazminatı ödemelerinden davacının sorumlu olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “… öncelikle taraflar arasında akdedilen sözleşmnin 22.1 maddesi yollamasıyla teknik şartnamenin 3-e maddesinde yer alan “yüklenici çalıştırdığı işçilerin kıdem, ihbar ve her nevi tazminat taleplerinde tek sorumlu olup, idarenin bu konuda bir yükümlülüğünün bulunmadığı” amir hükmü doğrultusunda dava dışı işçilere ödenen kıdem tazminatından davalının sorumluluğunun bulunmadığı, davacının ödenen tazminattan sorumlu olduğu ancak dava dışı işçilerin davacı şirket bünyesinde çalıştığı süreyle sınırlı olmak üzere hesaplanacak kıdem tazminatından davacının sorumlu olabileceği, bu bağlamda davalı tarfından yapılan kesintiye esas olmak üzere dava dışı … … 14.06.2011-20.10.2014 tarihleri arasındaki çalışması nedeni ile kıdem tazminatı hesaplaması yapılmış ise de davacı şirket bünyesinde 01.05.2012-20.10.2014 tarihleri arasında çalıştırdığı dönem ile sınırlı olarak kıdem tazminatının hesaplanması gerektiği, yine dava dışı…’in 01.05.2012-31.12.2015 tarihler arasındaki çalışması nedeni ile kıdem tazminatı hesaplaması yapılmış ise de davacı şirket bünyesinde 01.01.2014-31.12.2015 tarihleri arasında çalıştırdığı dönem ile sınırlı olarak kıdem tazminatının hesaplanması gerektiği, bu dönemle sınırlı olmak üzere dava dışı işçi … … yönünden 1.155,32 TL, … yönünden ise 3.820,50 TL kıdem tazminatından davacının sorumlu olduğu, kesinti toplamı olan 11.748,76 TL’den davacının sorumlu olduğu her iki işçiye ait toplam 4.975,82 TL mahsup edildiğinde davacının davalıdan 6.772,94 TL alacaklı olduğu, her iki tarafın tacir ihtilafın ise ticari iş mahiyetinde olması sebebiyle davacının avans faizi isteminde bulunabileceği, her ne kadar davacı kesinti tarihinden itibaren faiz isteminde bulunabilecek ise de davacının 11.08.2016 tarihli yazı ile yapılan kesintilerin iadesini isteyerek davalıya atifet tanıdığı, anılı ihtar yazısının tebliğ şerhini davacı ibraz etmemiş ise de davalının 15.08.2016 tarihli ihtara cevap yazısı ile hakediş bedelinden yapılan kesintiyi ödemeyeceğini beyan etmekle en geç davalının 15.08.2016 tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilerek 6.772,94 TL’nin 15.08.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Davanın terditli olarak açılamayacağını, dava dışı işçilerin birden fazla alt işveren emrinde ve fakat aynı kamu kurumunda görev yapmış olduklarını, buna göre; dava dışı işçi…’in 01.05.2012-31.12.2013 tarihlerinde …. A.Ş.’de 01.01.2014- 21.12.2015 tarihlerinde…, dava dışı diğer işçi … … ise 14.06.2011-31.12.2011 tarihlerinde ….’de, 01.05.2012-31.12.2013 tarihlerinde …. A.Ş.’de, 01.01.2014-20.10.2014 tarihlerinde ise ….’nde çalıştıklarını, yasal düzenlemeye uygun olarak işçilerin tüm işyerlerindeki çalışma dönemlerinin toplanmış ve son işveren olan davacı şirketin hak edişinden dava dışı işçilerin kıdem tazminatlarının ödenmiş olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme ve eki şartnameye göre göre işçilerin ücret ödemelerinin yüklenici sorumluluğunda olduğunu, asıl sorumlunun davalı kuruluş olmadığını beyan ederek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın tüm iddia ve alacak talepleri yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce ….. sayılı dava dosyasında verilen 18/12/2017 tarihli karara yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 462,66-TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 116,00-TL’nin düşümü ile kalan 346,66-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
29/09/2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 30/09/2021
Başkan … Üye … Üye … Katip …