Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ .
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
ESAS NO : 2023/945 (KABUL DÜZELTEREK YENİDEN
KARAR NO : 2023/1045 ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
…
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/04/2022
ESAS NO : 2022/106 E
İHTİYATİ TEDBİRE
İTİRAZ EDEN DAVALI :…..
TALEP KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 11/07/2023
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2023
Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Tedbir kararına itiraz eden davalı vekili, sözleşme hükümleri gereğince müvekkili tarafından tüm edimlerin yerine getirildiğini, davacı yanca ihalede en yüksek teklifi veren 1. sıradaki alıcının ihalenin iptali talepli olarak Danıştay 13. Dairesi’nde açtığı 2017/2818 esas sayılı dava sonucunda ihalenin iptal olması durumunda taşınmazdan fayda sağlayamayacağını, taşınmaz üzerinde yapacağı yatırımların boşa gideceği temeline oturttuğunu, ancak taraflar arasındaki taşınmaz satış sözleşmesi gereğince müvekkilinin taşınmazın alıcıya tesliminden başka bir yükümlülüğünün bulunmadığını, taşınmazın davacıya süresinde ve “olduğu şekli ile bulunduğu yerde” prensibine göre teslim edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmadığını, davacının ise en kötü ihtimalde taşınmazın devrinin gecikmesi veya yapılamaması halinde dahi zarar, ziyan talebinde bulunmayacağını taahhüt ettiğini, davacının iddia ettiği şekilde ihalenin yargı kararı sonucunda iptal olması durumunda dahi ise sözleşmenin 10. maddesine göre İdareden tazminat talebinde bulunmayacağını taahhüt ettiğini, bu nedenle açılan iş bu dava ve verilen tedbir kararının hukuka aykırı olduğunu, tedbir kararı nedeniyle kamunun zararı katlanarak arttığını, sadece dava konusu takside ilişkin olarak davacının borcunun 05.04.2022 tarihi itibarıyla yaklaşık 336.909.253 TL olduğunu, tedbir konulan 100.368.000 TL’lik teminat mektubu borcun 1/3’ünden dahi az olduğunu, davacı tarafından aynı zamanda dördüncü taksitte ödenmediğini, söz konusu teminat mektubunun tutarının da 93.726.000 TL olduğunu, dördüncü takside ilişkin olarak davacının güncel borcunun 249.942.848 TL olduğunu, idareden tazminat istenemeyeceği taahhüt edildiği halde ve dahi gerçekleşmemiş vakıalara dayanarak zaman kazanmaya yönelik davalar açmakta olduğunu, sözleşmenin uyarlanmasını talep ettiğini, arz olunan ve re’sen belirlenecek sebeplerle, mahkemenin 30.03.2022 tarihli duruşmasında tedbir konulan … … … A.Ş. … … Şubesi’nin 09.11.2016 tarihli … referans nolu, … nolu 100.368.000 TL tutarındaki teminat mektubu üzerindeki tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; ihtiyati tedbir isteminin kabulü ve … … … A.Ş. … … Şubesinin 09/11/2016 tarih ve … numaralı, No:A1028671 ve 100.368.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun iş bu dava sonuçlanıncaya kadar paraya çevrilmesinin tedbiren önlenmesine dair verilen karara itiraz üzerine HMK’nun 389/1. maddesinde, teminatın iadesi halinde mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, HMK’nun 390/2.maddesinde de hakimin talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde karşı taraf dinlenmeden de tedbir kararı verebileceği hükümleri karşısında, verilen tedbir kararından sonra tedbirin kaldırılması ve değiştirilmesi gerektiren yeni bir durum oluşmadığı ve esas yargılamanın devam ettiği belirtilerek itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İtiraz eden davalı vekili,
Davanın temelini oluşturan Danıştay 13. Dairesi’nin 2017/2818 ihalenin iptali talepli olarak açılan davanın reddine dair verilen kararın kesinleştiğini, müvekkili tarafından sözleşme ile üzerine düşen tüm edilmlerin yerine getirildiğini, sözleşme hükümleri çerçevesinde bu şekilde bir dava açılmasının mümkün olmadığını, müvekkili idarenin hiçbir zarardan mesul olmadığını, mahkemece verilen tedbir kararının hukuki olmadığını, tedbir kararına itirazın reddi kararının da gerekçesiz olduğunu, tedbir kararı nedeniyle kamu zararının katlanarak arttığını bildirerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, somut olayda ihtiyati tedbir koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.10.2018 tarih ve 2018/41 D.İş sayılı kararında özetle; ileride telafisi imkansız veya zor şartların oluşmaması için davacı ….. tarafından davalı kuruma verilen … … … A.Ş. … … Şubesinin 09.11.2016 tarihli … referans nolu…. nolu 100.368.000,00 TL bedelli kesin teminat mektubunun Danıştay 13. Dairesi’ndeki dava sonuçlanıncaya kadar teminatsız olarak paraya çevrilmesinin önlenmesine karar verildiği ve söz konusu Danıştay 13. Dairesi’nin 19/12/2018 tarih 2017/2318 Esas, 2019/5523 Karar sayılı kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 13/11/2019 tarih ve 2019/651 Esas, 2019/5523 Karar sayılı kararı ile 13/11/2019 tarihinden itibaren kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davalı….. Hukuk Mahkemesinin 26/10/2018 tarihli 2018/41 D.İş 2018/41 Karar sayılı kararının 1 sayılı ara kararı gereğince bedelli kesin teminat mektubunun Danıştay 13. Dairesi’ndeki dava sonuçlanıncaya kadar paraya çevrilmesinin önlenmesine ilişkin ihtiyati tedbirin kaldırılmasına yönelik itirazın kabulü ile kaldırılmasına; ihtiyati tedbir dava konusunun esasına etkin olduğu anlaşılmakla davacı ….. A.Ş. tarafından davalı kuruma verilen … … … A.Ş. … … şubesinin 09/11/2016 tarihli … refarans nolu, …. nolu 100.368.000,00 TL bedelli kesin teminat mektubunun iş bu dava sonuçlanıncaya kadar paraya çevrilmesinin ÖNLENMESİNE karar verilmiş ve mahkemece dava dilekçesine göre yeniden verilen karara davalı … Başkanlığınca 05/04/2022 tarihli dilekçe ile itiraz edilmiş, davacı ise 25/04/2022 tarihli dilekçesi ile itirazın reddine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece itirazın reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’ın istinaf başvurulabilen kararlar başlıklı 341.maddesinde yüze karşı verilen ihtiyati tedbir kararlarına karşı istinaf yolunun açık olduğu belirtilmiştir.
Somut olayda mahkemece taraf vekillerinin hazır olduğu 30/03/2022 tarihli duruşmada ihtiyati tedbir kararı verilmiş olup işbu ihtiyati tedbir kararına davalının itiraz etmesi üzerine itiraz duruşmalı incelenerek itirazın reddine karar verilmiş ise de yüze karşı verilen ihtiyati tedbir kararlarına karşı itiraz yasa yolunun açık olmadığı, istinaf yasa yolunun açık olduğu anlaşıldığından mahkemece itirazın reddine dair verilen kararın yok hükmünde olduğu tespit edilerek davalının tedbire yönelik itirazları incelenmiştir.
İlk önce İstanbul Anadolu 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/10/2018 tarihli 2018/41 D.İş 2018/41 Karar sayılı kararı ile verilen tedbir kabul kararına yönelik itiraz mahkemece duruşmalı incelenmiş, duruşmada tedbirin kaldırılmasına ve yeniden tedbir konulmasına karar verilmiş ise de, tedbire itiraz duruşmasında mahkeme incelemesinin itirazla sınırlı olarak yapılması gerekmektedir. Kaldı ki itiraz duruşmasında yeni bir tedbir talebinde de açıkça bulunulmamıştır.
Kaldı ki davacı, taraflar arasındaki sözleşmenin uyarlanmasını talep etmiş olup gerek uyarlama talep edilen sözleşme bedelinin 369.000.000,00TL olması, gerekse de tedbir talebine konu teminat mektubu bedelinin 100.368.000,00TL olması dikkate alındığında davanın ve tedbire yönelik incelemesinin tek hakimle yapılamayacağı, heyete ilişkin yasal sınırın üzerinde olduğu, davanın ve talebin heyet halinde görülmesi gerekirken tek hakimle incelenerek karar verilmesi de yerinde değildir.
Açıklanan bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 355. ve HMK’nin 353/1.b.2.maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İhtiyati tedbire itiraz eden vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;
… 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 28/04/2022 tarihli 2022/106 Esas sayılı kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
2-İtiraz eden vekilinin ihtiyati tedbir kararına karşı yaptığı itirazının KABULÜ ile, 30/03/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının KALDIRILMASINA,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran ihtiyati tedbire itiraz eden davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesi tarafından itiraz edene iadesine,
4-İhtiyati tedbire itiraz eden vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince nihai kararda nazara alınmasına,
5-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1(f).madde gereğince kesin olmak üzere 11/07/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
.
e-imzalıdır
.
e-imzalıdır
.
e-imzalıdır
.
e-imzalıdır
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”