Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2023/85 E. 2023/116 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/85 – 2023/116

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2023/85 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/116

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/11/2022
ESAS NO : 2022/158 (Ara Karar)

İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN
DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
TALEP KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 15/02/2023
YAZILDIĞI TARİH : 15/03/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacılar vekili, müvekkilleri lehine verilen ihtiyati tedbir kararının Ankara BAM 22. Hukuk Dairesi’nin 20.04.2022 tarih 2022/1197 E. 2022/1318 K. sayılı kararı ile kesin olarak kaldırıldığını, ancak kaldırma kararının dosyada mevcut delil durumu ile örtüşmediğini, davalı …’ın sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile senedin soyut borç niteliğini ortadan kaldırarak senedin veriliş nedenini tüketim ödüncü olarak talil ettiğini, ispat yükünün davalı yan üzerinde olduğunu, son hamil davalı … ile senedin lehdarı arasındaki organik bağın dosya kapsamı ile ispat edildiğini, müvekkilinin zararına bilerek hareket ettiğini, teminatın da yatırılması nedeniyle hiçbir riskin bulunmadığını belirterek İİK 72/3 maddesi gereğince icra veznesindeki paranın takip alacaklısına ödenmemesi yönünde yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; verilen tedbir kararının BAM tarafından kesin olarak kaldırıldığı, söz konusu karardan sonra yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerektirir yaklaşık ispat koşuluna uygun yeni bir delil sunulmadığı, durum ve koşulların değiştiğine dair delil sunulmadığı belirtilerek talebin reddine karar verilmiş, karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili; tedbir için aranan koşulların oluştuğunu, özel kanun ile düzenlenmiiş tedbir kararı hakkında HMK hükümlerinin uygulanmaması gerektiğini, davalı … …’ın cevap dilekçesi ile bonoyu talil ettiğini, ispat yükünün tüketim ödüncü iddiasında bulunan davalı … …’ta olduğunu, son hamil … ile lehdar arasındaki organik ilişkinin dosya kapsamı ile ispat edildiğini, İstanbul C. Başsavcılığı soruşturma dosyasının halen derdest olduğunu ve davalıya ulaşılmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, somut olayda ihtiyati tedbir koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Talebe konu uyuşmazlık İİK 72/3 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir.
İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
İİK’nın 72/3.maddesinde; “İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez.
Ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” şeklinde yasal düzenleme mevcuttur.
Menfi tespit davası her ne kadar İİK’da düzenlenmiş ise de icra hukukuna özgü bir dava türü olmayıp maddi anlamda kesin hüküm teşkil eden ve HMK’daki genel usul ve yargılama kurallarına tabi olan ve genel mahkemelerde görülen bir dava türüdür.
Dolayısıyla usul kuralları bakımından İİK hükümleri ile yetinilmesi doğru olmayıp HMK’daki usul kurallarının ve yasal düzenlemenin dikkate alınması gerekmektedir.
Yine her ne kadar menfi tespit davası, İİK da özel olarak düzenlenmiş ise de borçlu olmadığı iddiası ile açılan menfi tespit davasında; ödeme borcun sona ermesi, edimin ifa edilmemesi başta olmak üzere pek çok iddia gerek borcun dayanağı olan belgeye ilişkin def’ilerden gerekse kişisel def’ilere ilişkin olabilir.
Diğer yandan HMK’nın ihtiyati tedbirin koşullarına ilişkin genel düzenlemelerinin dikkate alınarak HMK’nun 390/3.maddesinde; “tedbir talep taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklindeki düzenlemede “yaklaşık ispat” ölçüsünde bir kısım delil ve emarelerle haklılığı ihtimal dahilinde gösteren belgelere dayalı olması koşulu da aranmalıdır.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine yönelik 07.03.2022 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verildiği, karara itiraz üzerine mahkemece 09.05.2022 tarihinde itirazın reddine karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 14.10.2022 tarih 2022/1197 E. 2022/1318 K. sayılı kararı ile istinaf başvurusunun kabulü ile 07.03.2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın istinaf eden davacılardan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.f maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 15/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”