Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2023/607 E. 2023/750 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2023/607 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/750

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/01/2023
ESAS-KARAR NO : 2022/757 E – 2023/58 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 24/05/2023
YAZILDIĞI TARİH : 23/06/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davacı ile davalı … arasında 25/06/2014 tarihinde Taşınmaz Ön Satış ve Emlak Komisyonculuğu Sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme neticesinde satıcı-davalı …, … parselde bulunan mesken nitelikli taşınmazı 109.000,0TL bedelle müvekkiline satımı hususunda anlaştığını, ancak sözleşmenin şekil ve içerik bakımından Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerine aykırı olduğunu, yok hükmünde bulunduğunu, meskenin satış bedeli için müvekkiline kredi çıkmadığı için satımın gerçekleşmediğini, sözleşmenin 10.maddesinde de belirtildiği gibi kredinin çıkmaması halinde sözleşmenin fesh olmuş sayılacağının açıkça dercedildiğini, müvekkili ile sözleşme konusu satımın gerçekleşmediğini, sözleşmenin 11.maddesinde belirtilen ve teminat olarak satıcı-davalıya teslim edilen 25/06/2014 tanzim tarihli, 11/07/2014 vade tarihli, 10.000-TL meblağlı, keşidecisi davacı olan, alacaklısı … olan bononun davalı tarafça Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2014/14018 Esas sayılı dosya üzerinden icra takibi başlatıldığını, icra takibine ilişkin ödeme emrinin davacıya 22/07/2014 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının haciz işlemleri ile karşı karşıya kalacak ve mağdur olacağını, davacının davalı ile 25/06/2014 tarihinde sözleşme yapmadan önce 23/05/2014 tarihinde ileride davalıya ödeyeceği komisyon ücretine mahsuben 955,0TL ödemiş olduğunu belirterek, davacı ile davalı arasında yapılan sözleşme feshedilmiş olduğundan davacı tarafından ödenen 955,0TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini, davacı aleyhine başlatılan icra takibinin durdurulmasını, icra takibine konu edilen bono nedeni ile borçlu olmadığının tespitini, kötüniyetle hareket eden davalının %40’ından aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, davalıya mahsuben ödenmiş olan 955,0TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davacının kanıt olarak sunduğu ön satış ve emlak komisyonculuğu sözleşmesinin tahrifatlı olduğunu, altına sonradan takip konusu senedin vadesi, miktarı, tanzim tarihi eklenerek dava açılmışsa da bu belge üzerinde tahrifat yapılarak sahte hale getirildiğini, davalının taşınmazın emlakçılığını yaptığı için komisyon olarak aldığı bir senet olmadığını, satış protokolü içinde herhangi bir para alınmadığını, takip konusu olan bonoda bu sözleşmeden doğmadığını ve emlakçılık komisyonu olarak da alınmadığını, davacının gerekçesinin sonradan uydurma ve delil yaratma çabası içinde olduğunu belirterek, öncelikle mahkemenin görevli olmaması nedeniyle reddine, davaya konu olan bononun sözleşme ile alakalı olmadığı ile davanın reddine, tahrifata dayalı olarak açılması ve takibin durması nedeniyle müvekkili zararlarının karşılanması için alacağın %20 oranından az olmamak üzere tazminatın müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece istinaf incelemesine konu kararında; taşınmaz mal simsarlığına ilişkin sözleşmenin yazılı olarak yapılması zorunluluğu olduğu, TBK’nun 520. maddesinde öngörülen yazılı şekil, geçerlilik şartı olup, bu şartta uyuşmadan yapılan tellallık sözleşmesinin geçersiz olduğu, şekil şartının, mahkemece resen dikkate alınması gerektiği, davacının sunduğu 15.06.2014 tarihli Ön Satış ve Emlak Komisyonculuğu Sözleşmesinin komisyoncusunun davalı olmadığı, sözleşme hükümlerinin dava dışı… ile davacı arasında kurulduğu, aynı zamanda sözleşme konusu … parselde bulunan 38 nolu binanın 5 nolu bağımsız bölümünde davacıya satılmış olmadığı, davalı tarafından dosyaya sunulan Ön satış ve Emlak Komisyonculuğu Sözleşmesi örneklerinin de hiç birinde komisyoncu olarak davalının adının bulunmadığı, davanın neticeten simsarlık sözleşmesinin geçersiz olması nedeni ile kabulüne karar verildiği, davalının kötü niyetinin ayrıca ve açıkça ortaya konulamadığı nazara alınarak kötü niyet tazminatına yönelik taleplerin reddine karar verildiği, alacak istemi yönünden yapılan incelemede HMK’nın 190 ve TMK’nın 6. maddesi gereğince ispat yükünün davacı tarafta olduğu, dosya arasına alınan banka yazısı kapsamında 23.05.2014 tarihinde yapılan 955,00-TL’lik ödemede yatıran kişi bilgilerinin davalıya ait olduğu, ödemenin davacı tarafça yapıldığı iddiasının ispatlanamadığı belirtilerek;
-Davanın Kısmen Kabulü ile davacı … … Ankara 11. İcra müdürlüğünün 2014/14018 esas sayılı dosyası üzerinden takibe konu edilen 25/06/2014 düzenleme tarihli 11/07/2014 ödeme günlü 10.000,00-TL bedelli keşidecisi … lehtarı … olan bono nedeni ile borçlu olmadığının tespitine,
-Kötüniyet tazminatına yönelik taleplerin reddine, -Alacak isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili; Davacının kanıt olarak sunduğu “Ön satış ve emlak komisyonculuğu” sözleşmesi tahrifatlı olduğu, altına sonradan takip konusu senedin vadesi, miktarı, tanzim tarihi eklenerek dava açılmışsa da bu belge üzerinde tahrifat yapılarak sahte hale getirildiği, Müvekkilinin taşınmazın emlakçılığını yaptığı için komisyon olarak aldığı bir senet olmadığı, satış protokolü içinde herhangi bir para almadığı, takip konusu yapılan bononun da bu sözleşmeden doğmadığı ve emlakçılık komisyonu olarak alınmadığı, davacı avukatı her ne kadar aslı gibidir şerhi koyarak imzalamışsa da bunun aslının kendilerinde de olmadığı bu belgenin aslı kendilerinde ise o zaman da bu sözleşmenin aslının sunulması halinde sonradan tahrifat edilip edilmediği konusunda bilirkişi raporu alınması gerektiği bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davaya konu borçtan davalının sorumluluğunun değerlendirilmesi uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 11. İcra Dairesinin 2014/14018 esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde: 25.06.2014 keşide tarihli, 11.07.2014 vade tarihli, 10.000,00 TL bedelli, keşidecisi davacı …, lehtarı davalı … … olan,ihdas nedeni boş olan, bonoya dayalı olarak örnek 10 ödeme emri tebliği yolu ile davalı tarafından davacı aleyhine 21.07.2014 tarihinde kambiyo takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça sunulan 25.06.2014 tarihli Ön satış ve Emlak Komisyonculuğu sözleşmesinin incelenmesinde: Taşınmaz maliki hanesinde davalı …’nun adının yazdığı, emlak komisyoncusu olarak dava dışı…’ın belirlendiği, alıcı olarak …’ın imza attığı, komisyon sözleşmesine konu taşınmazın … parselde bulunan 38 nolu binanın 5 nolu bağımsız bölümü olduğu, satış şartlarında satış bedelinin 109.000,0TL satışın 10 gün içinde yapılacağı, nakit kredi ödeme şekli olarak belirtilmiş olduğu, altta elle 10) kredi çıkmaması halinde sözleşme fesh olur.
11) alıcı satıcıya 25.06.201 tanzim 11.07.2014 vadeli 10.000 TL meblağlı teminat senedi vermiş olup satışın gerçekleşmemesi halinde senet iade edilecektir.” hükmü görülmüş sözleşme …, … ve… tarafından imzalanmıştır.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/129216 soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde; Davalı … …’nun davacının kendisinin müşterisi olduğunu, ona daire bulunması konusunda anlaştıklarını, davacıdan masraf ve ödemeler için 10.000,00 TL bedelli senet aldığını, davacının mütahite eksik ödeme yaptığını, masraf ve eksik ödemeler düşülünce aralarında alacak verecek kalmayacağını beyan ettiği: davacının ise ilk bulunan evin satımı konusunda davalı ile anlaştıklarını ve senet imzaladığını, mütahitin vazgeçmesi nedeni ile evi alamadıklarını, bu kez davalı ile Beşikkaya Mah. 2000 Sokak 16/4 adresinde bulunan ev için anlaştıklarını, yeniden sözleşme imzalandı ise de senedin yenilenmediğini, evin Necibe Demirtaş üzerine alınmasından sonra davalının senedi iade etmediğini beyan ettiği görülmüştür. Her iki tarafın Müşteki ve şüpheli bunun orada olduğu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 02.10.2014 tarihinde senedin geri verilmemesi ne dair taraflar arasındaki anlaşmanın hukuki ihtilaf olduğu belirtilerek tehdit ve iftiradan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği; davalı …’nun emniyette verdiği 08.08.2014 tarihli ifadesinde; “… benim müşterim olur kendisine daire bulma karşılığında anlaştık kendisinden yapacağımız masraf ve ödemeler için 10.000,0 TL’lik senet yaptık kendisi müteahhide parasını eksik verdi evine aldı ve senedi ödemesi halinde masrafı eksik ödemeler düşülünce aramızda alacak ve verecek para kalmayacaktı.Ben kendisini kesinlikle tehdit etmedim senet karşılığı olan parayı ödemediği için icra takibi başlattım..” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Buna göre Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle davacı ile davalı arasında yazılı bir simsarlık sözleşmesi bulunmadığı geçersiz sözleşmeye dayalı olarak da tarafların aldıklarını iade etmekle yükümlü oldukları, bu nedenle dava ve takibe konu senedin de geçersiz simsarlık sözleşmesi nedeniyle davalıya verildiği benimsenerek menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmesine ve istinafa gelenin sıfatına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu Genel Tebliği eki (1) sayılı tarifenin A-III-1-e uyarınca işin esası ile ilgili olduğundan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 683,10 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 503,2‬0 TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 24/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Katip …
¸e-imza

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”