Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2023/503 E. 2023/472 K. 31.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2023/503 ( KABUL KALDIRMA )
KARAR NO : 2023/472

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : DR…. (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2020
ESAS NO : 2019/411 E 2020/172 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 31/03/2023
YAZILDIĞI TARİH : 18/04/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352.maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili hakkında davalı tarafından Ankara 30. İcra Müdürlüğü’nün 2014/5779 E. ve Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2016/22874 E. sayılı dosyaları ile icra takibi yapıldığını, Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2016/22874 E. sayılı dosyaları ile icra takibinde 27/09/2012 düzenleme 30/04/2013 vade tarihli bonoya istinaden 29/11/2016 tarihinde, bononun zamanaşımına uğramış bono nedeniyle icra takibinde bulunduğunu, zamanaşımına uğramış bonoya istinaden icra takibi yapılmayacağını, ayrıca senedin ön yüzünde müvekkilinin aval olarak imzasının da bulunmadığını, arka yüzünde ise sadece isim ve imzasının bulunduğunu, keşidecinin avali sayılamayacağını, bu nedenle senedin arkasında yer alan imza nedeniyle borçlu sayılamayacağını, bu nedenle Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2016/22874 E. sayılı dosyaları ile icra takibinde takip çıkışı 29.353,57 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiğini, yine Ankara 30. İcra Müdürlüğü’nün 2014/5779 E. sayılı dosyasında senedin ön yüzünde müvekkilinin aval imzası bulunmadığı gibi arka yüzünde de sadece isim ve imzasının bulunduğunu, bu nedenle isim ve imzanın aval olarak değerlendirilemeyeceğini, ayrıca müvekkili tarafından düzenlenen teslim alındı belgesinin de kefaletin yasal unsurlarnı taşamadığını belirterek icra dosyalarına istinaden borçlu olmadığının tespiti ile Ankara 30. İcra Müdürlüğü’nün 2014/22874 E. sayılı dosyasında dava tarihi itibariyle maaş haczi ile haczedilmiş 2.718,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işeleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini istemişir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, senetlerin arkasında borçluya ait aval imzası adı ve soyadının yer aldığını, kanunda aval imzalasının senedin ön yüzünde olduğuna dair açıklık bulunmadığını, Yargıtay içtihatlarında da bu yönde olduğunu, davacının kimin için olduğu belirtilmeksizin bono arkasına aval olduğunu belirterek imza atmış olup, TTK’nun 701/4 maddesinde açıkça belirtildiği üzere kimin için verildiği belirtilmeyen avalin düzenleyici olarak verilmiş sayılacağını, davacının mevcut borcu ödemekten kaçınmak için ileri sürüdüğü hususların gerçek dışı olduğunu, davacının 13 adet senede kefil olduğunu belirten teslim alındığı belgesi imzaladığını, bu nedenle ileri sürdüğü hususların kabulü mümkün olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacının imzaladığı senetlerin bono vasfını taşıması nedeniyle kanunda belirtilen şekle uygun olmayan kefalet geçerli kabul edilemeyeceğinden davacının Ankara 30. İcra Müdürlüğünün 2014/5739 E. Sayılı dosyasındaki takibe konu edilen toplam 30.000,00 TL bedelli senetler ve senetler nedeniyle talep edilen alacak miktarından ve yine Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2016/22874 E. Sayılı dosyasında takibe konu edilen her biri 10.000,00 TL bedelli toplam 20.000,00 TL bedelli senetler ve fer’ilerinden borçlu olmadığının tespiti gerektiği, Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2016/22874 E. Sayılı dosyasında takibe konu edilen 2.000,00 TL bedelli 3. senet yönünden ise bono vasfını taşıdığından, TTK’nun avala ilişkin hükümleri nazara alınması gerektiği, senet arkasında lehtarın ciranta olarak imzası da yer olmadığından davacının keşidecinin avali olduğunun kabulü gerektiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Mahkemece Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2016/22874 E. sayılı dosyası dayanağı 2.000,00 TL bedelli senet yönünden de davanın kabulüne karar veirlmesi gerektiği, bononun arka yüzünde yer alan imzanın aval olarak kabul edilebilmesi için kimin için aval olduğunun belirgin olması gerektiği, Ankara 30. İcra Müdürlüğü’nün 2014/5779 E. sayılı dosyası kapsamında menfi tespit hükmü kurulmakla yetinildiği, ancak istirdat talebi ile ilgili olarak mahkemece hiç hüküm kurulmadığı, müvekkilinin dava tarihine kadar maaş haczi nedeniyle yapılan ödemelerin istirdatı talebi hakkında hüküm tesis edilmediği, ayrıca mahkemece kötüniyet tazminatı talebi ile ilgili olarak da olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmadığı,
İstinaf eden-davalı vekili tarafından;
Dosya kapsamında bulunan davacı tarafça imzalan bono teslim belgesinin hiç değerlendirilmediği, söz konusu bonolar kambiyo senedi değil ise de temel ilişki kapsamında yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmesi ve tanık dinlenmesine imkan tanınması gerektiği hususunun gözden kaçırıldığı, davacı yanın dürüstlük kurallarına aykırı eylemlerinin değerlendirilmediği, davanın tümden reddi gerektiği bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık takiplere dayanak bonolar nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, aval imzasının geçerli olmadığına dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 297/1-c maddesinde hükmün gerekçe bölümünün, 2.fıkrada ise hükmün sonuç bölümünün kapsayacağı hususlar düzenlenmiştir. Anılan 297/1-c maddesinde, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. HMK’nın 297/2.maddesinde, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür.
Somut olayda Mahkemece, hüküm kısmında HMK’nın 297/2. maddesine uygun bir hüküm kurulmadığı gibi davacı yanın Ankara 30. İcra Müdürlüğü’nün 2014/5779 E. sayılı dosyası kapsamında dava dilekçesindeki maaş haczi nedeniyle istirdat istemi ile ilgili de olumlu ya da olumsuz bir hüküm tesis edilmediği, dava tarihinden sonra da istirdata dönüşen kısım bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın karar verildiği anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle HMK’nın 355/1.m.2.cümle hükmü resen gözetilerek esası incelenmeksizin kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Kaldırma nedenine göre istinafa gelen tarafların sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekmemiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/411 Esas 2020/172 Karar sayılı 02/03/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 355. maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde taraflara İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran vekiline vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin İlk Derece Mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/(1).g. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 31/03/2023 tarihinde kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”