Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2023/456 E. 2023/730 K. 15.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/456 – 2023/730

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2023/456 (KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2023/730

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/12/2022
ESAS-KARAR NO : 2021/497 E 2022/941 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Sözleşmenin Uyarlanması
KARAR TARİHİ : 15/05/2023
YAZILDIĞI TARİH : 15/06/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kurumun ihalesine katıldığını, taraflar arasında 13/07/2020 tarihinde 5.000 çuval unun teslimini ve 20.000 çuval unun teslimini öngören iki ayrı sözleşme imzalandığını, sözleşmelerin imzalanmasından sonra corona virüs salgını nedeniyle tedarik zincirinde telafisi mümkün olmayan sıkıntılar meydana geldiğini, artan maliyetler nedeniyle sözleşmelerin ifasının imkansızlaştığını, sözleşmenin uyarlanmasına ilişkin davalı ile yapılan görüşmelerden sonuç alınmadığını, müvekkilinin konkordato komiseri denetimi altında olduğunu, borçlu olduğu ilişkilerde ödeme yapmak için azami çaba sarf ettiğini, davalıyla yapılan sözleşmelerin corona ile ortaya çıkan ekonomik kriz ve fahiş fiyat artışları nedeniyle işlem temelinin çökmesi hem de müvekkilinin konkordato sürecinde olması nedeniyle aleyhe işlem yapılamaması, konkordato komiserinin onayının aranması ve sözleşmenin aşırı külfetli hale gelmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde sözleşmenin güncel piyasa koşullarına göre uyarlanması zorunluluğunun doğduğunu, İİK 294 ve 297.maddeleri uyarınca butlanla malul olması nedeniyle güncel piyasa koşullarına uyarlanmaması halinde hüküm ve sonuç doğurmayacağından fesih/dönme yönünde karar verilmesi gerektiğini belirterek öncelikle sözleşmelerin butlan ile malul olduğunun tespitine, mümkün olmadığı takdirde piyasa koşullarına göre uyarlanmasına, teminatların tedbiren irat kaydedilmesinin durdurulmasına, uyarlamanın mümkün olmaması halinde sözleşmeden dönme/fesih yönünde karar verilerek teminatların iadesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında 07/02/2022 tarihli tam ıslah dilekçesi ile birlikte yeni dava dilekçesi sunulmuş, yeni dava dilekçesinde davacı vekili, sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedilmesi ve teminatların irad olarak kaydedilmesi nedeniyle öncelikle sözleşmelerin mutlak butlanla geçersiz olduğunun tespiti ile irad kaydedilen teminatın yatırıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte iadesine, mümkün olmadığı taktirde sözleşmenin haksız olarak feshedildiğinin tespiti ile irad kaydedilen 152.800,00 TL teminat bedelinin fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte ödenmesini istemiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı taraf ilk dava dilekçesine karşı cevap dilekçesi sunmamış, tam ıslah dilekçesi ile sunulan yeni dava dilekçesine karşı davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşmelerden sonra davacı tarafa termin planı gönderildiğini, davacının termin planına uymadığını, teslimat yapmadığını, bunun üzerine yeni tarihli termin planlarının gönderildiğini, ancak bu tarihlerde de teslimat yapılmadığını, sözleşmelerin corona sürecinde imzalandığını, olağanüstü hal koşullarının oluşmadığını, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklı haklarını kullandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davanın 05/07/2022 tarihli duruşmasında izin verilen süre içerisinde eksik harçların tamamlanmadığı, Harçlar Kanunu 30 ve devamı maddeleri uyarınca harç yatırılmadığından dava dosyasının HMK’nun 150/1. maddesi gereğince yasal süresinde yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, aradan yasal 3 aylık süre geçtiği halde davanın yenilenmediği gerekçesiyle yasanın 150/5. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki talepler üzerine dava harçlarının hesaplandığını, sonrasında davalının sözleşmeyi haksız yere feshetmesi üzerine uyarlanacak sözleşme kalmadığından 07/02/2022 tarihinde HMK 180.maddesi kapsamında tam ıslah yapıldığını, dava dilekçesinde belirtilen ve mahkemenin harca esas aldığı taleplerin değiştirildiğini, ıslahla değişen talepler açısından mahkemece yeniden harç hesaplaması yapılmadığını, hesaplanan harç miktarlarının yeni talepler için fahiş derecede fazla olduğunu, hesaplanan ve yatırılması talep edilen harcın da yanlış olduğunu, talep edilen harç ve giderlerin kalem kalem ve miktar olarak belirtilmediğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davanın açılmamış sayılmasına dair kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, ıslah edilmiş haliyle sözleşmenin butlanla geçersiz olduğunun tespiti ve irad kaydedilen teminatın iadesi olmadığı takdirde sözleşmenin haksız feshedildiğinin tespiti ile irad kaydedilen teminatın iadesi istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.

Davanın açıldığı tarih itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlüktedir. Islah müessesesi kanunun altıncı ayrımı olan “ıslah ve maddi hataların düzeltilmesi” başlığı altında 176 ile 182. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Islah, iddia ve savunmayı genişletme ve değiştirme yasağının istisnası olup iddia ve savunmayı genişletme ve değiştirme sayılmayan hallerde yahut karşı tarafın buna rıza gözterdiği hallerde ıslaha başvurulmasına gerek yoktur. (PEKCANITEZ/ATALAY/ÖZEKES, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, B.2, Ankara, 2014, s.346) HMK’nın 176. maddesi gereğince taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir ve aynı davada taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir. Islah tamamen veya kısmen olabilir. Maddenin gerekçesinde de davacının dava dilekçesinde belirttiği dava sebebini değiştirebileceği, örneğin; daha önce belirttiği ödünç sözleşmesi sebebini değiştirip, sebepsiz zenginleşme sebebine dayanabileceği, daha önce istediği Ellibin Türk Lirasını Yüzbin Türk Lirasına çıkarması mümkün olduğu gibi, aynen talep ettiği otomobilden vazgeçip, ıslah yolu ile değerini isteyebileceği yahut otomobilden tümüyle vazgeçip, ıslah yolu ile bilgisayar istemesinin mümkün olduğu belirtilmiştir. Kanun’un davanın tamamen ıslahını düzenleyen 180. maddesine göre; davasını tamamen ıslah ettiğini bildiren taraf, bu bildirimden itibaren bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorundadır. Aksi halde, ıslah hakkı kullanılmış sayılır ve ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir. Davacı, davasını değiştirmek için tam ıslah yoluna başvurmakla, ıslahla talep sonucu yahut dava sebebi değiştirilebilir. Talep sonucunun veya dava sebebinin kısmen genişletilmesi yahut değiştirilmesi tam ıslah olmayıp HMK 181. madde kapsamında kısmen ıslahtır (KURU, Baki, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, 2016).
Islahın etkisi HMK 179. maddesinde düzenlenmiş olup ilk fıkraya göre; ıslah, bunu yapan tarafın teşmil edeceği noktadan itibaren, bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğurur. Usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunun doğmasına yönelik kuralın istisnaları ise ikinci fıkrada sayılmıştır. Buna göre ikrar, tanık ifadeleri, bilirkişi rapor ve beyanları, keşif ve isticvap tutanakları, yerine getirilmiş olan veya henüz yerine getirilmemiş olmakla beraber, karşı tarafın yerine getirebileceğini ıslahtan önce bildirmiş olması koşuluyla, yemin teklifi, reddi veya iadesi ıslah ile geçersiz kılınamaz. Ancak ıslahtan sonra yapılacak tahkikat sonucuna göre, bu işlemlerin göz önünde tutulması gerekmiyorsa, bunlar da yapılmamış sayılacaktır. Davanın tamamen ıslah edilmesi halinde dava dilekçesi dahil, yapılmış olan bütün usul işlemleri yapılmamış sayılır. Bunun doğal sonucu olarak, dava dilekçesinde yer alan ilk talep içeriği değil, ıslah yoluyla açıklanan talep içeriği nazara alınarak araştırma ve inceleme yapılması ve mahkemece verilecek hükümde de ıslahla ileri sürülen istemin karşılanması gerekir (HGK 29/06/2011 tarihli ve 2011/1-364 E. 453 K.).
Somut olayda; davacı dava dilekçesinin sonuç kısmında sözleşmelerin butlan ile malul olduğunun tespitine, mümkün olmadığı takdirde piyasa koşullarına göre uyarlanmasına, uyarlamanın mümkün olmaması halinde sözleşmeden dönme/fesih yönünde karar verilerek teminatların iadesine karar verilmesin istemiş, mahkemece 30/11/2022 tarihli duruşmada davacı tarafa eksik harcı 08/02/2022 tarihli celseye kadar tamamlaması için kesin süre verilmiş, kesin süre içinde 07/02/2022 tarihinde davacı tam ıslah dilekçesi ile birlikte yeni dava dilekçesi sunmuş, yeni dava dilekçesinin sonuç kısmında, sözleşmelerin mutlak butlanla geçersiz olduğunun tespiti ile irad kaydedilen teminatın yatırıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte iadesine, mümkün olmadığı taktirde sözleşmenin haksız olarak feshedildiğinin tespiti ile irad kaydedilen 152.800,00 TL teminat bedelinin fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte ödenmesini talep etmiştir.

Hal böyle olunca, mahkemece davanın ıslah edilmiş haliyle görülüp değerlendirilmesi ve eksik harcın ıslah edilen taleplere göre hesaplanarak davacıya harcı yatırması için usulen süre verilmesi gerekirken ıslahtan önceki talebe yönelik harcın tamamlanması için verilen sürede harcın yatırılmaması nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılması ve devamında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş olup davacının istinaf itirazlarının kabulü ile aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/497 Esas 2022/941 Karar sayılı 02/12/2022 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-4.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran vekiline vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin İlk Derece Mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/(1).g. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 15/05/2023 tarihinde kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Katip
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”