Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2023/385 E. 2023/389 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2023/385 (KABUL DÜZELTEREK YENİDEN
KARAR NO : 2023/389 ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2019
ESAS NO : 2018/727 E 2019/1110 K
ASIL DAVADA :
DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI : … (T.C….)
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 20/03/2023
YAZILDIĞI TARİH : 18/04/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Asıl davada davacılar vekili tarafından davalı … aleyhine açılan davada dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri aleyhine alacaklı … tarafından iki adet senede dayalı icra takibi başlatıldığını, takipteki alacağın daha sonra …’a temlik edildiğini, müvekkillerinin … ve … aleyhine açtığı Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/420 Esas sayılı dava dosyasından yürütülen derdest menfi tespit davası kapsamında bono lehtarı olan …’e karşı menfi tespit davası açılıp mevcut dava dosyası ile birleştirilmesi için taraflarına süre verildiğini, bu davanın birleştirme talepli olarak açıldığını, müvekkillerinin tapuda işlem yaparken haciz kaydını görünce icra dosyasından haberdar olduklarını, takip konusu iki adet bononun tanzim ve vade tarihlerinin sonradan doldurulduğunu, özel grafolog bilirkişiden alınan raporda bonodaki yazıların tahrifen ilave edilerek mevcut hale getirildiği ve bu kısımların farklı fiziki evsaflı kalemle yazılmış olduğunun tespit edildiğini, takip konusu senetlerin kambiyo vasfını yitirdiğini, müvekkillerinin tamamen bilgisi ve iradesi dışında tahrifat yapılarak oluşturulmuş senetler olduğunu, ayrıca bonoların dava dışı sıralı senetlerle birlikte ödendiğini, ödeme sonrası bono asılları teslim alınmadığından takibe konu edildiğini, bonolarda lehtar olan … hakkında takip başlatılmasına rağmen herhangi bir işlem yapılmadığını, bu durumun … ile davalıların birlikte hareket ettiğini göstermekte olduğunu belirterek müvekkillerinin takip konusu bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Ankara 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/02/2017 Tarih, 2018/89 Esas, 2018/55 Karar sayılı kararı ile dava dosyasının Ankara 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/420 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, birleştirme kararı sonrasında Ankara 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/420 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sırasında asıl davanın takipsiz bırakılması nedeniyle birleşen işbu davanın ayrı esasa kaydı ile tefrikine karar verilmiş, tefrik kararı sonrasında birleşen dava dosyası Ankara 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/727 Esasına kaydedilmiştir.
Birleşen davada davacılar vekili tarafından davalılar … ve … aleyhine açılan davada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri tarafından Ankara 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/420 Esas sayılı dosyası üzerinden davalılar … ve … aleyhine açılan menfi tespit davasının açılmamış sayılmasına karar verildiği için tekrar aynı davanın açıldığını, davalı temlik eden … tarafından müvekkilleri aleyhine iki adet senede dayalı icra takibi başlatıldığını, takip sonrasında temlikname ile dosya alacağının diğer davalı …’a temlik edildiğini, grafoloji uzmanından alınan özel raporda dava konusu senetlerin tanzim ve vade tarihlerinin sonradan doldurulduğunun tespit edildiğini, raporda her iki senet üzerinde 05.08.2010, 5 Ağustos 2010, 05.07.2010, 5 Temmuz 2010 yazılarının, tanzim tarihlerinin ve adreslerin daha sonra tahrifen ilave edilerek mevcut hale getirildiğinin tespit edildiğini belirterek müvekkillerinin takibe konu senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Asıl davada davalı … cevap dilekçesinde özetle; husumet ve zamanaşımından davanın reddi gerektiğini, takibe konu bonoların 1999 yılında davalı …’ye ciro edildiğini, müvekkilinin aleyhine icra takibi başlatıldığını ancak ödeme emrinin tebliğ edilmediğini, işlem yapılmadığını, davacılar ile müvekkili arasında 04/11/2003 tarihli ek protokolün düzenlendiğini, ek protokolde tam ve açık dökümüne yer verilen bonolar içinde dava konusu olan bonoların bulunmadığını, ek protokolde belirtilen 6 adet bononun davacılar tarafından ödendiğini, dava konusu bonoların keşide ve vade tarihleri arasında 11 yıl olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dava konusu bonolarda müvekkili tarafından yapılan bir tahrifat bulunmadığını savunarak davanın reddine ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların tahrifat iddiasının gerçek olmadığını, bonoların ödeme aracı olup sebepten mücerret olduğunu, davacılar tarafından bilirkişiden alınan mütalaada bonoların sadece farklı fiziksel evsafta kalemle yazıldığının belirtildiğini, tahrifat ve ödeme savunmasının çeliştiğini, müvekkillerinin iyiniyetli hamil olduğunu, müvekkili …’nin bonoları tamamen doldurulmuş halde mevcut hali ile ciro aldığını ve ciro ettiğini, bonoların anlaşmaya aykırı doldurulduğu ve ödendiği iddiasının davacı tarafından ispat edilmesi gerektiği gibi müvekkillerine karşı ileri sürülemeyeceğini, protokol ve ek protokolde davaya konu bonolara doğrudan veya dolayı atıf bulunmadığını, protokol ve ek protokol kapsamında yapılan ödemelere ilişkin dekontlarının da dava konusu bonolarla ilgisinin bulunmadığını savunarak davanın reddine ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların bonoların vade ve tanzim tarihlerinin boş olarak keşide edildiği ve sonrasında anlaşmaya aykırı olarak doldurduğunu iddia ettiği, iddianın ileri sürülüş şekli itibariyle iddianın tahrifat iddiası değil bonoların anlaşmaya aykırı doldurduğu iddiası olduğu, davacıların iddiasını yazılı delille ispat edemediği, yine ödeme iddiası yönünden yapılan değerlendirmede bedel ve vade tarihleri örtüşmediğinden bonoların 20/02/2002 tarihli protokol kapsamında kalmadığı, ödeme iddiasının da yazılı delille ispat edilemediği, davacıların yemin teklif etme hakkını kullandığı, davalı …’in usulüne uygun yemini eda ettiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl ve birleşen davada davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı …’in cevap dilekçesindeki beyanları nazara alındığında davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, davalının gerçeğe aykırı yemin ettiğini, tahrifat iddiası yönünden rapor alınmadığını, davalıların alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiğini, davalıların fikir ve eylem birliği içinde danışıklı hareket ettiğini, grafolog bilirkişiden alınan raporda tanzim ve vade tarihlerinin sonradan doldurulduğu ve farklı bir kalemle işlemin yapılarak tahrifen ilave yapıldığının tespit edildiğini, dava konusu senetlerin dava dışı senetlerle birlikte ödendiğini, ödenen senetlerin sıra senetler olup ödemelere ilişkin dekontların sunulduğunu, müvekkillerinin dava konusu senetler nedeniyle borçlu olmadığını, ibranamede dava konusu bonolar nedeniyle borcun bulunmadığının belirtildiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiş, istinaf aşamasında Uyap üzerinden gönderilen 10/06/2020 tarihli dilekçe ile sadece birleşen davada davalılar … ve Engin Vardar aleyhine açılan davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacıların davaya konu bonolar nedeniyle borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl ve birleşen dava, takibe konu senetler nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Takibe konu her biri 35.000 USD bedelli iki adet senedin 07/06/1999 keşide tarihli, 05/07/2010 ve 05/08/2010 vade tarihli, keşidecilerinin davacılar … ve …, lehtarının … olduğu, senetlerin lehtar cirosuyla davalı …’ye ciro edildiği ve kambiyo senedi vasfında olduğu anlaşılmıştır.
Dayanak Ankara 1. İcra Müdürlüğünün 2012/13571 Esas sayılı icra takip dosyasının yapılan incelemesine göre, 12/10/2012 tarihinde alacaklı … tarafından borçlular …, …, … aleyhine iki senede dayalı olarak 70.000 USD asıl alacak olmak üzere toplam 79.114,40 USD alacağın tahsili için kambiyo takibi başlatıldığı, takip devam ederken 23/10/2012 tarihinde alacaklı tarafından icra dosyası alacağının 160.000,00 TL’lik kısmının …’a temlik edildiği görülmüştür.
Davacıların dayandığı 30/02/2002 tarihli protokolü yapılan incelemesine göre, protokolün … A.Ş.-… arasında düzenlendiği, … şirketinin bankadan kullandığı krediye kefil olan ve taşınmazını ipotek veren … şirketine 70.000,00 TL ödeme yapıldığı, 20/03/2002 tarihinden itibaren her ay 20/11/2003 tarihine kadar miktarları belirtilen bedellerin ödeneceği belirtilerek ödemelerin yapılması halinde … şirketinin … şirketi ve …’den herhangi bir hak ve alacak talep etmeyeceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür.
04/11/2013 tarihli ek protokolün yapılan incelemesine göre, ek protokol tarihine kadar yapılan ödemelerden sonra bakiye borcun ödenmesi ile borcun biteceği, kefalet, ipotek ve icra takipleri nedeniyle bilahare alınan borçluları … ve …, alacaklısı … olan her biri 35.000 USD bedelli toplam 6 adet, vade tarihleri 30/01/1999-28/02/1999-30/03/1999-30/04/1999-30/05/1999-30/06/1999 olan senetlerin hükümsüz kaldığı bu senetlerden dolayı … ve …’in bir borcunun bulunmayacağının kararlaştırıldığı görülmüştür.
Davacılar tarafından grafolog bilirkişiden alınan raporda özetle; dava konusu senetlerdeki keşide ve vade tarihleri ile keşide yerinin diğer yazılardan farklı fiziki evsafta kalemle yazıldığı, tahrifen ilave edilerek mevcut hale getirildiğinin belirtildiği görülmüştür.
Somut olayda, davacıların senette boş olan keşide tarihi ve vade tarihinin daha sonra başka kalemle doldurulmak suretiyle tahrif edildiği ve senet bedelinin ödendiğini ileri sürerek menfi tespit talebinde bulundukları, senedin farklı kalemle daha sonra doldurulmasının tahrifat olarak değerlendirilemeyeceği, senette silinti, kazıntı, değiştirme gibi tahrifat iddiasının bulunmadığı, senetlerin anlaşmaya aykırı doldurulduğunun yazılı delille ispat edilemediği, ek protokolde belirtilen senetlerin vade tarihinin açıkça yazılı olduğu, dava konusu senetlerin vade tarihi ile ek protokoldeki senetlerin vade tarihinin aynı olmadığı, bu nedenle davacıların dava konusu senetlerin protokol kapsamında olduğu ve bedellerinin ödendiği savunmasına itibar edilemeyeceği, davacıların davalı lehtar …’e karşı iddialarını ispat edemediği, davacıların yemin teklif haklarını kullandıkları, davalı …’in yeminli beyanında ödemeyi inkar ettiği, bu durumda davacıların asıl davada lehtar …’e karşı iddialarını kesin delille ispat edemedikleri anlaşıldığından usul ve yasaya uygun bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı davacıların istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Birleşen davaya yönelik yapılan değerlendirmede, davacılar her ne kadar birleşen davada verilen kararı istinaf etmişler ise de, istinaf aşamasında davacılar vekilinin birleşen davadan feragat ettiği, davacıların vekaletnamesinde davadan feragate yönelik özel yetkinin bulunduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 311.maddesi gereğince davadan feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Davadan feragat maddi hukuk bakımından haktan da feragat anlamına gelir. Feragat edilen dava yeniden açılamaz.
Aynı kanunun “Feragat ve kabulün zamanı” başlıklı 310 maddesinde, ” 1-Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. 2-Feragat veya kabul, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince feragat veya kabul doğrultusunda ek karar verilir.
” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin birleşen dava dosyasında açmış olduğu menfi tespit davasından feragati kesin hükmün sonuçlarını doğuracağından, karar kesinleşmeden davadan feragat nedeniyle birleşen dava yönünden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak vaki feragat nedeniyle davanın reddine dair yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun asıl dava yönünden HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun birleşen dava yönünden davadan feragat nedeniyle KABULÜ ile;
Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/727 Esas 2019/1110 Karar sayılı ve 26/12/2019 tarihli kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
3-A-Asıl davada;
a-Davanın REDDİNE,
Davacıların tazminata mahkum edilmesi yönündeki davalı isteminin İİK 72.maddesi gereğince REDDİNE,
b-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40 TL harcın peşin alınan 4.509,51 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.465,11 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacılara idesine,
c-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 21.793,66 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
ç-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
d-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde iadesine,

B-Birleşen Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/724 Esas sayılı dava dosyasında;
a-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
Davalıların kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
b-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 7.035,56TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.855,66 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacılara iadesine,
c-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
d-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 30.429,12 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılara verilmesine,
e-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
f-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde iadesine,

İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın asıl davada davacılardan alınarak Hazineye irat kaydına,
5-İstinaf kanun yoluna başvuran birleşen davada davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
8-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
9-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 20/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”