Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2023/354 E. 2023/431 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2023/354 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/431
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/12/2022
ESAS-KARAR NO : 2022/334 E – 2022/880 K

DAVACI : .
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ : Av. …-[elektronik tebligat ]

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 30/03/2023
YAZILDIĞI TARİH : 10/04/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı … isimli kişinin “…. Şti’de bulunan payını 300.000,00 TL bedelle devir alma konusunda adı geçen kişiyle anlaşarak aralarında 07.08.2018 tarihinde bir protokol düzenlediklerini, bu protokole göre … adresinde kurulu şirket hisselerinin müvekkiline devredileceğini, şirketin … adresinde bulunan ‘…” isimli işletmenin de devir ile birlikte müvekkiline teslim edileceğini, protokolde devir bedeli olan 300.000,0TL’nin kira, personel maaşı, tedarikçilere olan borçlar, vergi, SSK borçlarının müvekkili tarafından ödeneceğini, geri kalan kısmın ise nakten devir edene ödeneceğini, bu sözleşmeye istinaden de 300.000,0 TL’lik senedin teminat olarak verileceği, ödemelerin yapılması halinde senedin iade edileceğinin belirtildiğini, 07.08.2018 tarihli pay devir sözleşmesi ile şirket payının müvekkiline devredildiğini, müvekkilinin devirden önceki dönemlere ilişkin borçları ödediğini, müvekkilinin 07.08.2018 tarihli protokol gereğince toplam 305.009,98 TL ödeme yaptığını, ancak teminat olarak verilen senedin dava dışı … tarafından iade edilmediğini ve davalı …’e ciro yoluyla teslim ettiğini, ikisinin ortak olup kötüniyetli olduklarını, davalının da bakiye senet alacağı olarak 72.404,64 TL ve 1.585,96 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 73.990,60TL bedelin tahsili için Ankara 31. İcra Müdürlüğü’nün 20181/10657 esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını belirterek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının kötü niyetli olmasından dolayı %20 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, takibe konu senedin alacaklı … ile borçlu davacı … arasında davacı tarafın sunmuş olduğu protokol gereğince …. Ltd. Şti.’nin ve şirketin işletmekte olduğu …işletmesinin devri karşılığı düzenlendiğini, protokolde bahsi geçen devir işleminin bedeli olarak tarafların 300.000,00 TL olarak belirleyip kabul ettiklerini, protokolde açıkça “devir bedeli 300.000,00 TL dir.” yazdığını, senedin bu bedelin ödeme aracı olarak verildiğini, aynı gün devir sözleşmesinin noterde yapıldığını, aksi takdirde hiç bir ödeme almadan resmi olarak devir yapılmış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, protokol ve kambiyo senedinin arka yüzü incelendiğinde 300.000,00TL bedelli senedin 192.000,00TL’sinin elden …’na 08.08.2018 tarihinde ödendiğini, 35.595,36TL 3 adet su faturası, 1 adet elektrik faturası ve geçmiş kira bedellerinin davacı tarafından ödendiğini, kalan bakiye 72.404,64TL’nin ise ödenmediğini, işletmenin aylık kira bedelinin 8.000,00 TL olduğunu, davacı tarafından ibraz edilen tahsilat makbuzlarının tamamının 08.08.2018 olduğunu, o tarihte davacının vermiş olduğu nakit 192.000,00TL kullanılarak borçların kapatıldığını, müvekkilinin …’i tanıdığını ve firmanın resmi olmayan ortağı olduğunu ancak devre ilişkin herhangi bir bilgisinin bulunmadığını, müvekkilinin 300.000,00TL bedelle devrin yapıldığını ve çok kısa bir süre içerisinde kalan bedelin kendisine isabet eden kısmının ödeneceğini bildiğini, müvekkilinin …’ten alacaklı olduğunu, davanın eki olan protokolü daha sonra gördüğünü, taraflar arasındaki mevcut hukuki ilişkinin tüm detaylarını bilmediğini belirterek haksız açılan davanın reddine, %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece verilen ilk kararda; takibe konu bononun ön ve arka yüzünde teminat ibaresinin bulunmadığı, senedin teminat amaçlı verildiğinin kabul edilmesi için neyin teminatı olarak verildiğinin açıkça yazılması gerektiği, davacının dosyaya ibraz ettiği dava dışı … ile düzenlemiş olduğu 07.08.2018 tarihli …. Şti. Şirket devir protokolünde devir bedelinin 300.000,00 TL olarak düzenlendiği “iş bu sözleşmeye istinaden 300.000,00 TL’lik teminat senet düzenlenmiştir, ödemeler yapıldığında senet iade edilecektir.” düzenlemesinin yer aldığı, “teminat ibaresinin çıkıntı şeklinde eklendiği” senet üzerine davacı tarafından yapılan ödemelerin yazıldığı, davalının protokolün tarafı olmadığı, ciro yolu ile senedi alan takip alacaklısı davalının senedin lehtarı olan … ile ortak olduklarını ancak taraflar arasında yapılan protokolden haberdar olmadığını alınan senedin davacının şirket devrinden kaynaklı borcuna ilişkin olarak alındığını ve ortaklığından kaynaklı borcunu tahsil etmek üzere de kendisine ciro edildiğini ve davacının ödemeleri düşüldükten sonra kalan miktarın icra takibine konu edildiğini beyan ettiği anlaşılmakla takip dayanağı senedin TTK 776-777 maddelerine uygun olarak düzenlenmiş kambiyo senedi niteliğinde bono olduğu, takibe konu senedin teminat senedi olmadığı gerekçesi ile davanın REDDİNE, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş;
Dairece karar “Davacı yan, şirket hisse devrine dair sözleşme ve protokollere dayanarak dava konusu senedin teminat senedi olduğunu, sözleşme gereği borcun ödenmesine rağmen senedin iade edilmediğini ileri sürerek menfi tespit isteğinde bulunmuş ve iddiasını kanıtlamak için senedin teminat senedi olduğuna dair yazılı bir delil sunmamışsa da davacı dava dilekçesinde yemin delilini bildirmiştir.Yemin de kesin delillerdendir. Öyle ise mahkemece davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.” gerekçesi ile kaldırılmıştır.
Mahkeme Dairenin kaldırma kararı sonrasında davacıya yemin hakkı hatırlatılarak, davalıya yemini yaptırılmış ve takibe konu senedin teminat senedi olmadığı gerekçesi ile Davanın REDDİNE, Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna davacı vekili; İddialarını tekrarla, senedin teminat senedi olduğu, senedin teminat senedi olmadığının kabulü durumunda dahi davacı müvekkili tarafından senet bedelinin ödenip ödenmediği hususunun incelenmesi ve müvekkili tarafından yapılan 305.009,98 TL göz önüne alındığında senet borcunun ödenmiş olduğu sonucuna ulaşılarak müvekkilin davalıya borçlu olmadığının tespit edilmesi ve davalının kötü niyetli olmasından dolayı %20 tazminata mahkum edilmesi gerektiği, davalı … ve dava dışı …’in ortak oldukları sabitken …’in iyiniyetli olup olmadığı hakkında inceleme yapılmaksızın eksik inceleme ile karar verildiği bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davacının dava konusu borçtan sorumluluğunun değerlendirilmesi uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kambiyo senedine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 31. İcra Müdürlüğünün 2018/10657 esas sayılı dosyasında davalı … tarafından 17/09/2018 tarihinde davacı … ve dava dışı … aleyhine 72.404,64 TL bakiye senet alacağı ve 1.585,96 TL işlemiş faiz toplamı 73.990,60 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı olarak 07.08.2018 keşide ve vade tarihli 300.000,0TL tutarlı, keşidecisi …, lehtarı … olan, malen ihdas nedenli bono olduğu, lehtar tarafından davalı …’e ciro edildiği ciro kısmının altına “192.000,0 TL alındı, 35.595,36TL Elektrik- su- kira” gibi ibarelerin yazılı olduğu görülmüştür.
Dairece verilen kararın davacıya yemin hakkının hatırlatılması gerektiği belirtilerek kaldırılması üzerine mahkemece davalıya yemin teklif edildiği ve davalı asil beyanında: “Söz konusu icra takibine konu olan senet lehtarı … ile … arasında yapılan protokolden haberim yoktur. Söz konusu senedin teminat senedi olduğunu bilmiyordum. Benim işletmem vardı. İşletme devrine istinaden dava konusu senedi …dan aldım, sonrasında … şifai ortağım olan … 190.000,00 TL’sini verdi. Bu miktar ile işletmenin borçlarını dağıttım. Sonrasında senedin kalan bakiyesi ödenmeyince de icraya verdik.” şeklinde yemini eda ettiği görülmüştür.
Buna göre Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve Daire kaldırma kararı kapsamında davacı yanın iddiasını usulüne uygun delillerle kanıtlanamamasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken istinaf karar ve ilam harcın peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 30/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”