Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2023/289 E. 2023/882 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2023/289 ( KABUL YENİDEN ESAS HAKKINDA
KARAR NO : 2023/882 KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/10/2016
ESAS NO : …. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 13/06/2023
YAZILDIĞI TARİH : 19/06/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi Davalılar …, … ve … vekili; vekili tarafından istenmiş, Dairemizce verilen kararın temyiz incelemesi sonucu bozulması üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373.maddesi uyarınca, incelemenin duruşmalı yapılmasına karar verildi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; davacı kooperatifin eski başkan ve başkan yardımcıları olan … ve … tarafından imzalanarak düzenlenen 21/05/2007 tanzim 30/07/2007 vade tarihli borçlusu davacı kooperatif alacaklısı davalılardan …’e ait olan … … … Ltd.Şti olan 125.000,00TL bedelli bir adet karşılıksız senedin davalı …’e verildiğini, davalı …’in senedi önce şirket yetkilisi olarak kendi adına, sonra da … isimli şahsa ciroladığını, …’nın da senedi …’a ciro ettiğini ve bu şahıs tarafından icra takibi başlatıldığını, icra takibi aşamasında iken de senetle ilgili menfi tespit davası devam etmekte iken bu sefer de 04/05/2012 tarihinde … isimli şahsa temlik yapıldığını, Eskişehir 3.İcra Müdürlüğünün 2007/10121 E. sayılı dosyası ile yapılan takibe davacı kooperatifin o dönemki yöneticileri olan ve senedi imzalayan … ve … tarafından itiraz edilmediği gibi bir dava da açılmadığını, dava konusu senedin esasında kooperatife 130.000,00TL borcu olan …’e karşılıksız olarak verildiğini ve açılacak ve devam eden davalarda 3.kişinin iyi niyetinden yararlanmak amacıyla senedin sürekli ciro edildiğini, alacaklı olarak görünen hiçbir davalının da iyi niyetli olmadığını belirterek, davacının 21/05/2007 tanzim 30/07/2007 ödeme tarihli 125.000,00TL bedelli senet nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespiti ile Eskişehir 3.İcra Müdürlüğünün 2007/10121 E sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibinin iptaline, davalıların yasanın öngördüğü %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalılar …, … ve … vekili cevap dilekçesi; davalılardan …’nın diğer davalılar … ve …’na olan borcundan dolayı dava konusu bonoyu ciro yapmak suretiyle devir ettiklerini, davacı kooperatif ile kooperatifin taahhüt işlerini yapan firma arasındaki alacak ve borç ilişkisinin mahiyetinin müvekkilleri tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, müvekkili … tarafından dava dilekçesinde ismi geçen … adlı kişiye söz konusu icra dosyası ile ilgili olarak vekalet verilmesi ve tahsilat yapılmasının gerçek dışı olduğunu ve müvekkilinin bilgisi dışında olduğunu belirterek, haksız davanın reddini, davacının %20 tazminat ödemekle yükümlü tutulmasını, dava masraf ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, davalılardan …’in davacı kooperatifin taşeronu olduğu, dava konusu senetle aynı tanzim tarihini içeren 25/07/2007 vade tarihli, 130.000,00TL bedelli senedi keşideci sıfatıyla imzalayarak davacı kooperatife verdiği, bu senede istinaden davacı kooperatif tarafından … ortağı ve yetkilisi olduğu … … … Ltd. Şti. aleyhine Eskişehir 2.İcra Müdürlüğü’nün 2008/2286 (yenilenmekle 2013/3689) E. sayılı dosyası üzerinden takip başlatılmış olduğu, …’in kooperatife ait daireleri kooperatif genel kurulunun kararı ve onayı olmaksızın 3.şahıslara satması nedeniyle Eskişehir 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/492 esas sayılı dosyası ile nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine karar verilmiş olduğu, adı geçenin davacı kooperatife borcu bulunduğuna ilişkin 21/05/2007 tarihinde 130.000,00TL bedelli senet vermişken aynı gün davacı kooperatiften 125.000,00TL alacaklı olduğuna dair senet almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, senedin ciro edildiği … ile temlik alacaklısı …’nun dayı çocukları olduğu, diğer ciranta …’ın ise çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşan aylık ortalama geliri 2.500,00TL civarında olan bir kişi olduğu, dolayısıyla …’ın bu miktarda bir senedi alabilecek gelirinin bulunmadığı, nitekim takip devam ederken senedin tekrar …’ya temlik edildiği, cirantalar ve temlik alacaklıları arasında yakın ilişki bulunduğu, dava ve takibe konu senedi birbirlerine cirolayıp, temlik aldıkları gözetildiğinde gerçek bir alacak verecek ilişkisinin bulunmadığı değerlendirilmiş, kaldı ki davacı kooperatifin kayıtlarına da dava konusu senedin işlenmemesi karşısında kooperatifin davalılara borçlu olmadığı hususu bilirkişi raporu ile de sabit olmakla davanın kabulüne, icra takibi durdurulmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hükme karşı davalılardan …, … ve … vekilince istinaf yasa yoluna başvuurlmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar …, … ve … vekili; kararda “Tutanak ve Protokol” başlıklı belgeden bahsedilmediğini, bononun kooperatif kayıtlarında bulunmadığını, bu durumun davanın kabulüne gerekçe yapılamayacağını, davalının geliri olmadığına ilişkin yapılan zabıta araştırmasındaki tespitin karara gerekçe sayılamayacağını, tarafların akraba olduklarını, akrabalar arasında borç ilişkilerinin bulunmasının doğal olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
BOZMADAN ÖNCEKİ DAİREMİZİN İLK KARARI:
Dairemizin 2017/335 Esas ,2018/344 Karar ve 13/03/2018 tarihli kararı ile ”… dava konusu senedin 125.000,00 TL bedelli olduğu ve malen kaydı ile düzenlendiği, senet lehtarı ile keşideci kooperatif arasında temel bir borç ilişkisinin bulunmadığı, senet lehtarının ilk derece mahkemesince incelenen 2007 yılı defterleri de dahil olmak üzere davacı kooperatifle herhangi bir mal veya hizmet ilişkisinin bulunmadığı, ticari defterlerde ve borç senetleri hesabında dava konusu senedin yer almadığı, davacı kooperatif ile davalı senet lehtarının kayıtlara geçmemiş olsa dahi bir an için herhangi bir alacak borç ilişkisi olduğu kabul edildiğinde, davacı kooperatifin davalı tarafından itiraza uğramayan 130.000,00 TL’lik davalı şirketten alacağı var iken ve kambiyo senedi düzenlenmesi gerektiği takdirde yapılan mahsup sonucu davacı kooperatifin 5.000.- TL alacaklı olmasına karşılık 125.000.-TL’lik bir borç senedi düzenlenmesinin ticari hayatın gerekleri, hayatın olağan akışı, kayıt ve belgeler ile örtüşen ve uyuşan bir durum ve basiretli bir tacir davranışı olmadığı, kooperatif yöneticileri ile davalı lehtar şirket yöneticileri arasındaki bir kısım hukuk davaları, kooperatif yöneticileri hakkında görevi kötüye kullanma suçundan açılan kamu davaları göz önünde bulundurulduğunda, aynı tarihte düzenlenen iki ayrı senetle hem alacaklı, hem borçlu durumunda bulunulmasının hukuksal ve kabul edilebilir bir izahının bulunmadığı, 21.05.2007 tarihli Tutanak ve Protokolde belirtildiği üzere mahsup yapılmış olması halinde davacı kooperatif alacaklı duruma geçeceğinden, tarafların hesap görme neticesi kooperatif lehine 5.000,00 TL’lik bakiye alacak ile ilgili senet düzenlenmesi gerekirken bu şekilde yapılan işlemlerin iyi niyetli olmadığı, dava konusu senedin borçlusunun S.S. … … …, alacaklısının … … ….., ilk cirantanın lehtar olan … … … Ltd. Şti., ikinci cirantanın …, üçüncü cirantanın …, hamilin … olduğu, icra takibinin … tarafından başlatıldığı, icra takibi başlatıldıktan sonra … tarafından 04.05.2012 tarihinde dosya alacağının temlik alındığı, bu kişinin de …’nın dayısının oğlu olduğu, … ile aynı köylü olduğu, dolayısıyla taraflar arasında yakın arkadaşlık ve akrabalık ilişkilerinin bulunduğu, …’nın 01.10.2015 tarihli duruşmada …’den alacaklı olduğunu, kooperatif başkanı ve kooperatif başkan yardımcısının …’in yanına geldiğini, kendisinin ve kooperatif yetkililerinin yanında kendisine 125.000,00 TL bedelli senet verildiğini, dava konusu senedin kendisinin de bulunduğu anda tanzim edilerek verildiğini, …’in de senedi ciro ederek kendisine verdiğini ve …’ın akrabası olduğunu belirttiği, bu beyanlar dikkate alındığında TTK’nın 687. maddesi kapsamında senedi ciro yolu ile devralan ciranta ve hamillerin başından beri senedin ne şekilde düzenlendiğini bilen kişilerden olduğu, özellikle senedi ciro yolu ile devralan …’nın bulunduğu ortamda senedin düzenlendiği anlaşıldığına göre ve senet düzenlenirken yapılan protokole göre kooperatifin alacak ve borçlarından mahsup suretiyle senet düzenlendiği savunulduğuna göre, aynı tarihte düzenlenen 130.000,00 TL’lik senede herhangi bir itiraz olmadığı ve bu senede dayalı yapılan takibin kesinleştiği, senedi ciro yolu ile devralan kişilerin senedin bedelsiz olduğunu bildikleri veya yakın akrabalık ilişkileri nedeniyle bilebilecek durumda oldukları, bu gerekçeler ve tanık beyanları, ağır ceza mahkemesi dosyası ile ilk derece mahkemesinin kabul ve gerekçesi doğrultusunda davalıların iyi niyetli hamil olmadığı, davacı kooperatifin o tarihteki yöneticileri ile birlikte birbiri ile dayanışma içerisinde borçlandırma girişimi içerisinde oldukları, senedin bedelsizliğini bildiklerinden senetteki mücerretlik ilkesi ile iyi niyetli iktisap savunmasının yerinde olmadığı gerekçesiyle davalılardan …, … ve … vekilinin vekillerinin istinaf başvurusunun kabulüne ile, kararın kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davanın kabulü ile Eskişehir 3.İcra Müdürlüğü’nün 2007/10121 sayılı dosyasında takibe konu 21.05.2007 tanzim 30.07.2007 ödeme tarihli 125.000,00 TL bedelli senet nedeniyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline, tazminat talebinin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
BOZMA İLAMI:
Karara karşı davalılar …, … ve … vekili temyizi üzerine: Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesince 2021/2283 Esas, 2022/7691 Karar ve 02/11/2022 tarihli kararı ile ‘’…Dava, 21.05.2007 tanzim 30.07.2007 ödeme tarihli 125.000,00 TL bedelli senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve icra takibinin iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, kambiyo senedinden dolayı temel bir borç ilişkisinin bulunup bulunmadığı ve senedi devralan ciranta ve hamillerin iyiniyetli olup olmadığı hususundadır.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, senedi ciro yoluyla temlik alan cirantalar ve son hamilin iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle cirantalar ve son hamil yönünden de davanın kabulü ile davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş ise de; dosyada bulunan 21.05.2007 tarihli “Tutanak ve Protokoldür” başlıklı belgede davaya konu senedin kooperatifin borcuna mahsuben … ….Ltd. Şti. tarafından …’e verildiğinin tarafların kabulünde olduğu, …’in de senedi 21.05.2007 tarihli imzalı tutanak ile borcuna karşılık …’ya verdiği, davalılar … ile … arasında noter huzurunda yapılmış 27.01.2006 tarihli bir gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin de dosya içerisinde görüldüğü, senette ciranta konumunda olan … imzasının bulunduğu görülmekle bu senedin fiktif bir işlem için değil gerçek bir alacak borç ilişkisi kapsamında …. ciro edildiği anlaşıldığından artık davalı … ve müteakip cirantaların senedi kötüniyetle iktisap ettikleri söylenemeyecektir.
Bu durumda mahkemece, temyiz yoluna başvuran davalılar …, … ve … yönünden davanın reddi gerekirken kabulü doğru olmamış, kararın mümeyyiz davalılar yararına bozulması gerekmiştir…’’gerekçesiyle bozulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık; kambiyo senedinden dolayı temel bir borç ilişkisinin bulunup bulunmadığı ve senedi devralan ciranta ve hamillerin iyi niyetli olup olmadığı hususlarına ilişkindir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; İİK’nun 72/3.maddesi gereğince kambiyo senedine dayalı icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dairemizce bozma ilamına uyularak birleşen davada davalının davalılar …, … ve … yönünden istinaf itirazları incelenmiştir.
Davalılar …, … ve … vekili ; 25/11/2014 tarihli dilekçe ekinde sunulan “Tutanak ve Protokol” başlıklı belgeden kararda bahsedilmediği, bononun kooperatif kayıtlarında bulunmamasının davanın kabulüne gerekçe yapılamayacağı yine zabıta araştırmasında davalının geliri olmadığına ilişkin yapılan tespitin karara gerekçe sayılamayacağı, tarafların akraba olduğu, akrabalar arasında borç ilişkilerinin bulunmasının doğal olduğundan bahisle, hükmün kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, kambiyo senedinin bedelsiz olup olmadığı, karşılığında herhangi bir mal veya hizmet sunulup sunulmadığı ve bedelsizliğin lehtar ile ciranta ve hamiller arasında yakın ilişkiler nedeniyle, bu durumun ciranta ve hamiller tarafından bilinip bilinmediği, senedin iyi niyetle iktisap edilip edilmediği noktalarında toplanmaktadır.
Davaya konu senedi ciro yoluyla temlik alan cirantalar ve son hamilin iyiniyetli olmadığı iddiasıyla cirantalar ve son hamile husumet yöneltilmiş ise de; dosyada bulunan 21.05.2007 tarihli “Tutanak ve Protokoldür” başlıklı belgede davaya konu senedin kooperatifin borcuna mahsuben … ….Ltd. Şti. tarafından …’e verildiği tarafların kabulünde olup, …’in de senedi 21.05.2007 tarihli imzalı tutanak ile borcuna karşılık …’ya verdiği, davalılar … ile … arasında noter huzurunda yapılmış 27.01.2006 tarihli bir gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin de dosya içerisinde görüldüğü, senette ciranta konumunda olan … imzasının bulunduğu anlaşılmakla bu senedin fiktif bir işlem için değil gerçek bir alacak borç ilişkisi kapsamında …’ya ciro edildiği, artık davalı … ve müteakip cirantaların senedi kötü niyetle iktisap ettikleri söylenemeyecektir.
Açıklanan bu nedenlerle, ilk derece mahkemesince anılan davalıların iyi niyetli ciro yoluyla hamil olmadığı senedin bedelsizliği iddiasıyla açılan davanın anılan davalılar yönünden kanıtlanamadığı anlaşılmakla reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalılar …, … ve … vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak anılan davalılar yönünden bozma ilamı doğrultusunda kesinleşen yanlar aynen muhafaza edilerek düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıdaki biçimde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılardan …, … ve … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
2-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 2014/787 Esas 2016/645 Karar sayılı 20/10/2016 tarihli kararının HMK’nun 356.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
4- Davanın KISMEN KABULÜNE,
a)Eskişehir 3.İcra Müdürlüğünün 2007/10121 sayılı dosyasında takibe konu 21/05/2007 tanzim 30/07/2007 ödeme tarihli 125.000,00TL bedelli senet nedeniyle davacının davalılardan … … … … ….borçlu olmadığının tespiti ile bu davalılar yönünden icra takibinin iptaline,
b)Tazminat talebinin reddine,
c)Davacının davalılardan …, …, … aleyhine açılan davasının REDDİNE,
ç)Alınması gereken 8.538,75-TL harçtan, peşin alınan 2.222,50-TL nispi harç indirildikten sonra kalan 6.136,25 -TL karar ilam harcının davalılardan … … … … alınarak, Hazineye gelir kaydına,
d)Davacının dava açılışı sırasında yatırmış olduğu 25,20-TL başvurma harcı ile 2.222,50-TL nispi harç toplamının davalılardan … … … … …. …’den alınarak, davacıya verilmesine,
e)Davacının yapmış olduğu 25 tebligat gideri 233,00-TL, 11 müzekkere 77,1-TL, bilirkişi ücreti 400,00-TL olmak üzere toplam 710,1 -TL yargılama giderinin davalılardan … … … … … alınarak, davacıya verilmesine,
f)Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT.’ye göre takdir ve tayin olunan 12.750,00TL vekalet ücretinin davalılardan … … … … …’den alınarak, davacıya verilmesine,
g)Davalılar …, … ve … yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesap ve takdir edilen 19.750,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalılara verilmesine,
ğ)Davalılar …, … ve … tarafından bozma öncesi ve sonrası yapılan tebligat, müzekkere, posta gideri bilirkişi ücretinden oluşan 1530,70TL yargılama giderinin davacıdan alınarak adı geçen davalılara verilmesine,
h)HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden;
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davalılar …, … ve … tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından AAÜT gereğince hesap ve takdir edilen 11.000TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …, … ve …’a verilmesine,
6-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Davalı vekilinin yüzüne karşı Davacı vekilinine yokluğunda HMK’nin 356 maddesi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1.maddesi gereğince kesin olmak üzere, 13/06/2023 tarihinde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”