Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2023/270 E. 2023/189 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/270 – 2023/189

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2023/270 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/189

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/12/2021
ESAS-KARAR NO : 2021/232 E- 2021/969 K

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI
FERİ MÜDAHALE
TALEBİNDE BULUNAN :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 21/02/2023
YAZILDIĞI TARİH : 21/03/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili,… ile …’in enerji sektöründe faaliyet göstermek adına davalı … Şirketini %50 – %50 pay sahibi olarak kurduklarını,… ve …’in davalı şirketin müşterek imza ile yetkili yönetim kurulu üyesi olduklarını, aralarındaki iş ortaklığına göre enerji sektöründe faaliyet göstermek adına davalı şirketi tarafından finanse edilen davacı … A.Ş. ve …. A.Ş. ünvanlı şirketlerin kurulduğunu, davacı şirkette… %100 pay sahibi ve tek yönetim kurulu üyesi olarak … şirketinde ise …’in %100 pay sahibi ve tek yönetim kurulu üyesi olarak bulunduğunu, davalı şirketin … A.Ş.’den çektiği kredi ile davacı şirketin ve dava dışı … şirketlerinin Antalya ili Korkuteli ilçesinde aynı arazi üzerinde yer alan birer mw’lık güneş enerjisi santrali projelerinin eşit olarak finanse edildiğini, çekilen krediye ilişkin olarak hem… hem de …’in şahsi kefalet verdiğini, müvekkili şirketin ve dava dışı … şirketlerinin hisselerinin banka lehine rehin verildiğini ayrıca … ve … şirketlerinin elektrik santrallerinden elde edilecek olan gelirlerin bankaya temlik edildiğini, temlik edilen güneş enerjisi santrallerinin gelirleri ile de davalı şirket tarafından çekilen kredilerin taksit ödemeleri yapıldığını ve halen de yapılmaya devam edildiğini, …’in pay sahibi ve yöneticisi olarak bulunduğu başka şirketler de olduğunu, şirketler arasında organik bağ ve … önerisi ile davacı müvekkili şirket ve davalı şirketlerin muhasebe işlemlerinin tek bir elden yürütülmesi amacıyla şirketlerin merkezinin … fiilen kullandığı müvekkili davacı şirketin de merkezinin bu adreste yer alan bir oda olduğunu, müvekkili şirketin, davalı şirketin, dava dışı … ve …’in pay sahibi ve yönetici olduğu diğer tüm şirketlerin tamamının aynı adreste faaliyet gösterdiğini, şirketlerin muhasebe işlemleri de …’in personeli tarafından yürütüldüğünü, … ile …’in pay sahibi olarak bulundukları davalı … şirketi nezdinde son dönemde uyuşmazlıklar yaşandığını, yaşanan bu süreçte müvekkili şirketin yasal defterlerine ve diğer tüm bilgi, kayıt ve belgelerine ulaşılamadığını, …, … ve tespit edilecek diğer şüpheliler hakkında müvekkili şirkete ait defter ve kayıtları kasıtlı olarak farklı bir yerde sakladıkları veya tahrip ettikleri ve güveni kötüye kullanma suçlarını işlediklerinden bahisle 12.02.2021 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na 2021/33126 soruşturma numaralı dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu,ayrıca defterlere ilişkin zayi belgesi verilmesi talepli Ankara 7. Ticaret Mahkemesinde dava açtıklarını, Gelir İdaresi Başkanlığı İnteraktif Vergi Dairesi sistemi üzerinden alınan ve müvekkili şirket tarafından kesilen faturaların incelenmesi sonucunda yönetim kurulu üyesi olarak bulunan…’nun yaşanan uyuşmazlıklar ve Pandemi sebebiyle müvekkili şirketin merkez adresine uzunca bir süre gidemediği dönemlerde şirketin muhasebe kayıtlarında olağandışı hareketler olduğunun tespit edildiğini, bu kapsamda davalı şirket tarafından müvekkili şirkete içerikleri Gelir İdaresi Başkanlığı sistemi üzerinden görülemeyen 31.12.2020 tarihli …001 numaralı KDVsiz 1.160.000,00 Türk Lirası ve yine 31.12.2020 tarihli …002 numaralı KDV dahil 253.948,43 Türk Lirası bedelli faturaların düzenlendiğinin tespit edildiğini, müvekkili şirketin usulsüz ve tutarları nasıl hesaplandığının tespit edilemeyen faturalar ile borç altına sokulduğunu, İnteraktif Vergi Dairesi sisteminden incelenirken, davalı şirket dışında; … Şirketler grubu içerisinde yer aldığı internet sitesinde açıkça görülen, …’in kardeşi ……’in ortağı ve müdürü olduğu… Şirketi tarafından da müvekkili şirkete 16.11.2020 tarihli … numaralı 118.000,00 TL bedelli, 30.11.2020 tarihli 2003 numaralı 118.000,00 TL bedelli ve 31.12.2020 tarihli 2148 numaralı 118.000,00 TL bedelli 3 adet faturanın düzenlediğinin tespit edildiğini, tamamen sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı faturalar düzenlendiğini ve esas amacın müvekkili şirketi borçlandırmak olduğu belirtilerek bu faturalara itiraz edildiğini, … Şirketine ihtarname gönderilerek faturalara itiraz edilmesine ve izahat istenmesine rağmen herhangi bir cevap verilmeden faturaların ödenmesi amacıyla Ankara 32. İcra Dairesinin 2021/3435 Esas ve 2021/2263 Esas sayılı dosyaları ile icra takibi başlatıldığını, böyle bir borcun bulunmaması sebebiyle itiraz edildiğini, … firması tarafından düzenlenen ilgili faturaların, Ekim 2020, Kasım 2020 ve Aralık 2020 bakım onarım bedeli açıklaması ile tanzim edilmişse de müvekkili şirketin herhangi bir bakım onarım talebi olmamakla ve hizmet alınmamakla birlikte böylesine yüklü olağandışı bir bakım onarım hizmet bedeli de gerçekte mümkün olmadığını, tüm bu olaylar yaşanmakta iken …’in davalı şirketi de borç altına soktuğunu, …’in tek pay sahibi ve yönetim kurulu üyesi bulunduğu … A.Ş. tarafından davalı şirkete Ankara 32. İcra Dairesi’nin 2021/2269 Esas sayılı dosyası ile 127.523,56 Türk Lirası tutarında, yine … pay sahibi ve yöneticisi olduğu diğer şirket … … A.Ş. tarafından davalı şirkete Ankara 32. İcra Dairesinin 2021/2262 E. sayılı dosyası ile 720.000,00.-TL tutarında icra takipleri başlatıldığını ve davalı tarafından borca itiraz edilmediğini, …’in tek pay sahibi ve yönetim kurulu başkanı olduğu şirketlerden, yine %50 oranında pay sahibi ve yönetim kurulu üyesi olduğu davalı şirkete icra takibi başlatmasının da hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi yapılan usulsüzlükleri de daha net ortaya çıkardığını, …’in, davalı şirket aleyhine icra takipleri başlattığını ve kesinleşmesini sağlayarak davalı şirketi borçlandırdığını, dolayısıyla …’nin pay sahibi ve yöneticisi bulunduğu … şirketlerinin davalı şirketten alacaklı konumuna geldiğini, … pay sahibi ve yöneticisi bulunduğu … şirketlerinin davalı şirketten alacaklı konumuna geldiğini, usulsüz tanzim edilen faturalarla da davalı şirketin, müvekkili şirketten alacaklı konumuna geldiğini, … şirketlerinin davalı şirket aleyhine icra takibine giriştiğini, takibin kesinleşmesi akabinde de ilk iş olarak müvekkili şirkete 10.03.2021 tarihli birinci haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, müvekkili şirketin her ay yüklü miktarlarda elde ettiği gelirler ile davalı şirketin kredi taksitleri için ödeme yapılmış olmasına rağmen muhasebe kayıtlarında bu ödemeler hiç yokmuş gibi muhasebe kayıtları tutulduğunu ve muhasebe kayıtlarında borç kasten kapatılmayarak müvekkili şirket adına gerçek dışı borçlar yaratıldığını ve müvekkili şirketin borç altına sokulmaya çalışıldığını, müvekkili şirketin davalı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığının yapılacak inceleme ile tespiti ve hükümle saptanmasının haciz ihbarnamelerinin gönderilmesine engel olacağını belirterek müvekkili şirketin davalı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davacı şirketin gönderilen haciz ihbarnamelerine karşı itiraz ettiğini, aynı zamanda borcu olmadığı iddiasıyla işbu menfi tespit davasını ikame ettiğini, davacı şirketin davalı şirkete borcu bulunduğunu, işbu hukuki yarardan yoksun davanın kötü niyetle ikame edildiğini, davacı şirkete gönderilen haciz ihbarnamelerine konu olan borcun davacı şirketin sahip olduğu tesisin kurulumu için davalı şirketçe kullanılan kredinin ödemelerinden kaynaklandığını bilmesine rağmen kötü niyetle işbu davayı ikame ettiğini, her ne kadar santralin aylık gelirleri banka kredisinin aylık taksitinin ödenmesi için bankaya temlik edilmiş isede güneşli gün sayısına göre gelir elde edildiğinden güneşli günlerin az olduğu özellikle kış aylarında santralden elde edilen gelirlerin kredinin aylık taksitini ödemeye yetmediğini, icra takiplerinin alacaklısı olan dava dışı … … Anonim Şirketi ve davalı şirket ortağı …’in krediye kefil olduğunu, santralden elde edilen gelirin davalı … Yatırım şirketi tarafından kullanılan kredinin aylık taksit ödemesine yetmediği aylarda icra takiplerinin alacaklısı olan ve aynı zamanda kredinin de kefili dava dışı … … Anonim Şirketi ve dava dışı … Anonim Şirketi tarafından aylık kredi taksiti ödemeleri tamamlandığını, davalı şirket aleyhine … ve … şirketleri tarafından başlatılan icra takipleri ve akabinde davacı şirkete gönderilen haciz ihbarnamelerine konu borçların kaynağının davacı şirketin yarısına sahip olduğu güneş enerjisi santralinin kurulması için kullanılan kredinin borcu olduğunu, davacının davasını dayandırdığı diğer takiplerin de yine dava dışı üçüncü bir şirket olan … Şirketi tarafından açılan takipler olduğunu, davalı … Yatırım tarafından direkt olarak davacı aleyhine ikame edilen bir dava ya da açılan bir icra takibi olmadığını, davacı tarafın davasına dayanak olarak gösterdiği haciz ihbarnamelerine itiraz ettiğini, bu noktada davacı şirket, davalı … Yatırım şirketi tarafından dahi başlatılmamış olan icra dosyalarından gönderilen haciz ihbarnamelerine itiraz ettiklerini, icra işlemlerine devam edilebilmesi için icra takiplerini başlatan alacaklılar tarafından İİK’nın ilgili hükümleri gereği dava açılması gerektiğini, davacı tarafın da mahkeme nezdinde ikame ettiği işbu davada ileri sürdüğü talepleri alacaklılar tarafından açılacak davada da ileri sürülebileceğini, ancak davacı tarafın herhangi bir ödeme yükümlülüğü altında olmaması ve icra işlemleriyle karşılaşmayacak olmasına rağmen menfi tespit davasını ikame ettiğini, bunun da açıkça davacının menfi tespit davası açmada “hukuki yararı” bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Feri müdahale talep eden … Turizm AŞ vekili; davacı şirkete Ankara 32. İcra Müdürlüğü 2021/2262 Esas sayılı dosyadan gönderilen haciz ihbarnamelerine gerçeğe aykırı şekilde itiraz etmiş olması sebebiyle müvekkili şirket tarafından Ankara 13. İcra Ceza Mahkemesinin 2021/142 Esas sayılı dosyayla İİK 338’e gereği cezalandırma ve tazminat talepli dava ikame edildiğini, bahsi geçen dosyanın 19/11/2021 tarihli celsesinde Mahkemeniz dosyasının bekletici mesele yapılmasına karar verildiğini, davacı taraf, haciz ihbarnamelerine konu olan borcun davacı şirketin sahip olduğu tesisin kurulumu için davalı şirketçe kullanılan kredinin ödemelerinden kaynaklandığını bilmesine rağmen kötü niyetle işbu davayı açtığını verilecek kararın müvekkili şirketi de etkileyeceğini, davaya davalı yanında fer’i müdahil olarak katılmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, dosya kapsamına, toplanan delillere, iddia ve savunmaya göre davalı şirket tarafından borçlu olduğu iddiasıyla davacı tarafa açılmış bir dava ya da başlatılmış bir icra takibi bulunmadığı, dava dışı şirketlerin davalı şirket aleyhine başlatmış oldukları icra takiplerinde İİK 89 maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamelerine davacı tarafın itiraz ettiği, davacı tarafın borçlu olmadığına ilişkin iddialarını davalı şirketin alacaklılar tarafından açılacak davada da ileri sürülebileceği, davacının iş bu menfi tespit davasını açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK.114.ve 115.maddeleri uyarınca usulden REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili; Dava dilekçesindeki iddiaları tekrarlayarak, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.

UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Hukuki yarar uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dosya kapsamından; Davalı … … Şirketinin… %50 … %50 ortaklık hissesi olmak üzere kurulduğu, davacı … … tek ortağının… olduğu dava dışı … … Şirketinin tek ortağının da … olduğu anlaşılmaktadır.

Ankara 32. İcra Dairesinin 2021/2263 Esas sayılı dosyaya konu takip talebinde; dava dışı … Şirketi tarafından 20.02.2021 tarihinde … Enerji Şirketi aleyhine 16.11.2020 ve 30.11.2020 tarihli faturalara dayalı 244.557,42TL’ lik ilamsız takipte bulunduğu;
16.11.2020 ve 30.11.2020 tarihli faturanın saha bakım onarım bedeli olduğu;
2021/2269 Esas sayılı aynı yer icra dosyasında; … … AŞ tarafından … … AŞ aleyhinde 20.02.2021 tarihinde cari hesap alacağına dayalı 104.132,08TL için ilamsız takip yapıldığı, aynı şekilde haciz ihbarnamelerinin davacı şirketi gönderildiği anlaşılmıştır.
Öte yandan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/70975 nolu soruşturma dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen kararın incelenmesinde; Müşteki… ve … … Şirketi, şüpheliler … olduğu suç tarihinin Ocak- Şubat 2021 Ankara olarak belirtildiği eldeki davadaki bir kısım iddiaların burada da ileri sürüldüğü savcılık tarafından Ankara İcra Müdürlüğünün 2021/2263 ve 2021/3445 sayılı icra dosyaları üzerinden kendilerine icra emri gönderildiği, müşteki müvekkilinin dolandırıldığı iddia edilmişse de müştekinin şikayet dilekçesine ek olarak belirttiği fatura ve ödeme emirlerinin ve diğer eklerin şikayet dilekçesi ekinde bulunmadığı şirkete ait defter ve belgelerin çalındığına ilişkin ayrıca Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/33126 sayılı dosya üzerinden soruşturma yürütüldüğü, aynı iddiaların burada da ileri sürülmesinin mükerrer iddia olduğu, düzenlenen faturaların gerçek bir mal ve hizmet alımına dayanmadığı iddialarının hukuki ihtilaf niteliğinde bulunduğu belirtilerek kovuşturmaya yer olmadığına dair 12.04.2021 tarihinde karar verildiği görülmüştür.
Buna göre Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle davalı şirket tarafından borçlu olduğu iddiasıyla davacı tarafa açılmış bir dava ya da başlatılmış bir icra takibi bulunmadığı, dava dışı şirketlerin davalı şirket aleyhine başlatmış oldukları icra takiplerinde davacı yana İİK 89. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamelerine davacı tarafın itiraz ettiği, davacı tarafın borçlu olmadığına ilişkin iddialarını davalı şirketin alacaklılar tarafından açılacak davada da ileri sürülebileceği, davacının iş bu menfi tespit davasını açmakta hukuki yararının bulunmadığının anlaşılmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 21/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
¸e-imza

Üye
¸e-imza

Üye
¸e-imza

Katip
¸e-imza

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”