Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2023/246 E. 2023/287 K. 03.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2023/246 (KABUL DÜZELTEREK YENİDEN
KARAR NO : 2023/287 ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2020
ESAS NO : 2019/269 E 2020/182 K

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 03/03/2023
YAZILDIĞI TARİH : 31/03/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında medikal malzeme satımı nedeniyle ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin faturaları ve malları davalıya kargo vasıtasıyla teslim ettiğini, fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının haksız yere borca itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; salt fatura düzenlenmesinin yeterli olmadığını, davacının iddiasını ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu faturalardan davalı tarafından BA formu ile bildirilen faturalar yönünden davacının 13.684,71TL alacaklı olduğu, davacının faturaların davalı tarafa tebliğ edildiğini ispatlayamadığı, takipten önce temerrüdün gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 13.684,71 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticari defterlerine göre takipte talep edilen miktar kadar alacaklı olduğunu, davalının ticari defterlerini sunmadığını, bilirkişi raporunun lehe düzenlendiğini, TTK 1530 maddesi uyarınca temerrüdün gerçekleştiğini, arabuluculuk ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; salt fatura düzenlenmesinin alacağı ispata yeterli olmadığını, mal tesliminin kanıtlanması gerektiğini, müvekkilinin adresine defter incelemesi için talimat yazılmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacının takibe konu faturalar nedeniyle alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibe karşı itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dayanak Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2019/3503 Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesine göre, 15/03/2019 tarihinde davacı tarafından davalıya karşı 7 adet faturaya dayalı olarak toplam 19.203,57 TL asıl alacak, 1.610,73 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.814,30 TL üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, davalı borçlunun süresinde borca itiraz ettiği görülmüştür.
Yargılama sırasında mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmak veya bulunduğu yeri bildirmek için kesin süre verildiği, davalının ticari defterlerini sunmadığı ve yerini bildirmediği, davacının sunulan ticari defterleri üzerinde inceleme yapıldığı, usulüne uygun tutulan davacı ticari defterlerinde davaya konu 7 adet faturanın kayıtlı olduğu, davalı ödemesinin bulunmadığı ve davacının alacaklı olduğu hususlarının tespit edildiği görülmüştür.
Tarafların BA-BS formları celp edilmiş, davaya konu 7 faturadan 13.684,71 TL bedelli 5 adet faturanın davalı tarafından BA formu ile Vergi Dairesine bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece davacıya yemin delilinin hatırlatıldığı, davacının yemin deliline dayanmayacağını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Davacı, davalıya faturalara konu medikal malzemeleri satıp teslim ettiğini, fatura bedellerinin ödenmediğini iddia etmektedir. Bu durumda davacının satıma konu malları davalıya teslim ettiğini yazılı delille ispat etmesi gerekir. Takibe konu irsaliyeli faturalarda teslim alan kısmında isim ve imza bulunmamaktadır. Kargo belgelerinin içeriğinde de dava konusu malların teslim edildiğine ilişkin bilgi bulunmamaktadır. Davalı tarafından takibe konu 7 faturadan 5 tanesinin BA formu ile Vergi Dairesine bildirilmesi nedeniyle bu 5 fatura yönünden teslim olgusunun mahkemece kabul edilmesi yerindedir. 2 fatura yönünden ispat yükü halen davacı üzerinde olup davacı bu yönde yazılı delil sunmamış, yemin delilini de kullanmamıştır. Bu durumda davalı tarafından BA formu ile Vergi Dairesine bildirilen 5 fatura yönünden davanın kısmen kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktır. Her ne kadar icra takibinde işlemiş faiz talep edilmiş ve davacı TTK’nın 1530. maddesinin uygulanmasını talep etmiş ise de; iş bu davanın mal satımından kaynaklı alacağın tahsiline yönelik başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali istemine ilişkin olması, TTK’nın 1530. maddesinin ise mal tedarik sözleşmesine ilişkin olması nedeniyle olayda uygulama yerinin bulunmadığı, davalının ayrıca temerrüde düşürülmediği, bu nedenle işlemiş faiz talep edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Bu durumda davalının tüm, davacının aşağıdaki istinaf sebebi dışında diğer istinaf istemlerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
Davacı, arabuluculuk ücretinin haksız tarafa yükletilmesi yönünde hüküm kurulmadığını ileri sürmüştür.
Dava ticari nitelikte itirazın iptali davası olup, dava tarihi itibarıyla zorunlu arabuluculuğa tabidir. İşbu dava tarihinden önce davacı yan zorunlu arabuluculuk başvurusunda bulunmuş, bu başvuru üzerine düzenlenen 29/04/2019 tarihli anlaşmazlığa ilişkin arabuluculuk son tutanağı dava dilekçesi ekinde mahkemeye ibraz etmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. maddesi, “Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.” hükmünü içermektedir.
Anılan hükümden anlaşılacağı üzere zorunlu arabuluculuğa başvuru üzerine yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda arabulucuya ödenecek arabuluculuk ücreti Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanmakta olup, bu ücret yargılama giderlerinden sayılmıştır.
Arabuluculuk ücreti Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından taraflarca yapılmış yargılama gideri niteliğinde değildir. Bir başka anlatımla hazineden karşılanan bu ücretin yapılan yargılama sonunda, yargılama gideri olduğu gözetilip haklılık durumuna göre haksız çıkan taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına hükmedilmesi gerekir.
Yukarıda yapılan açıklamalar karşısında somut olaya gelindiğinde, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği ancak arabuluculuk ücreti hakkında herhangi bir hüküm kurulmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, arabuluculuk ücretinin haklılık durumuna göre taraflardan tahsili ile Hazineye irad kaydına yönelik HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden hüküm kurulmak suretiyle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE;
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2019/269 2020/182 04/03/2020 kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
3-a-Davanın kısmen kabulü ile;
Davalının Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2019/3503 Esas sayılı icra takibine yönelik itirazının 13.684,71 TL asıl alacak yönünden iptaline,
Hüküm altına alınan 13.684,71 TL’nin %20’sine karşılık gelen 2.736,94 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
Davalı tarafın koşulları bulunmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
b-Bu karar nedeniyle alınması gerekli 934,80 TL harçtan peşin alınan 355,46 TL harcın mahsubu ile bakiye 579,34 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
c-Davacı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-Davacı tarafından yapılan 662,60 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre taktiren 435,64 TL’si ile 44,40 TL başvurma, 355,46 TL peşin harç toplamı 835,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
e-Davalı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
f-Davalı tarafından yapılan 6,40 TL vekalet tasdik harcının davanın kabul ve red oranına göre taktiren 2.19 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, artan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
g-HUAK’nun 18/A-13. maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin haklılık durumuna göre 867,86 TLsinin davalıdan, bakiye 452,14 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
h-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 934,80 TL harçtan peşin alınan 234,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 700,80 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
8-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere 03/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye … e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”