Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1139 – 2023/1412
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
ESAS NO : 2023/1139 (KABUL DÜZELTEREK YENİDEN
KARAR NO : 2023/1412 KARAR VERİLMESİNE)
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/06/2023 (Ara karar)
ESAS NO : 2023/404 E
İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 25/10/2023
YAZILDIĞI TARİH : 25/11/2023
Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
İhtiyati tedbir talep eden vekili, alacaklı tarafından 01/04/2020 tarihli 10.882,92-TL bedelli, 07/02/2020 tarihli 3.014,04-TL ve 07/02/2020 tarihli 5.035,96-TL tutarlarında faturalar nedeniyle müvekkillerinin murisi … aleyhine Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2022/6348 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin müvekkili Merve Karaçelik’e 27/04/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, ödeme emrinde yer alana Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2022/3546 esas sayılı doyasındaki alacakla bağlı olduğunu, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla bu takibin yapıldığını, 2022/3546 esas sayılı dosyadaki takip konusu bonodaki imzaya itiraz edildiğini, Ankara 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/238 esas sayılı dosyası ile davalı vekilinin duruşmada ve cevap dilekçesinde belirttiği üzere imzanın murisi tarafından değil dava dışı … tarafından atıldığının kabul edildiğini, muris tarafından …’e verilen vekaletnamenin tetkikinde kambiyo senedi düzenleme yetkisini bulunmadığının anlaşıldığı gibi murisinin de akıl zayıflığı nedeniyle vesayet altında olduğunu belirtilerek müvekkilinin kendisine ait olmayan bir borçtan dolayı mağdur olmaması için İİK md. 72/3 gereğince ihtiyati tedbir talebinde bulunduklarını, icra veznesine borcun asıl ve ferileriyle birlikte tamamını karşılar paranın veya teminatın yatırılması durumunda paranın davalı alacaklıya ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389/1 maddesine göre; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, aynı Yasa’nın 390/3 maddesine göre ise, tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebi ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu, dosya kapsamına, sunulan delillere göre; talepçi tarafın tedbir talebinde haklı olduğunu yaklaşık olarak ispat etmediği, davanın mahiyeti gereği yargılama gerektiği ve ihtiyati tedbir için yasal koşulların oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş ara karara karşı talep eden vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir talep eden vekili; dosya kapsamına, sunulan delillere göre; davacı tarafın tedbir talebinde haklı olduğunu yaklaşık olarak ispat ettiği, İİK 72/3 maddesi gereğince talebin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak talebin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, somut olayda ihtiyati tedbir koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Talebe konu uyuşmazlık borçlu olunmadığının tespiti amacıyla açılan menfi tespit davasında, takibin durdurulmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir.
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Menfi tespit davalarında tedbir müessesesi İİK’nın 72. maddesinde düzenlenmiştir.
İİK’nın 72/2. maddesinde icra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkemenin, talep üzerine alacağın % 15’inden az olmamak üzere gösterilecek teminat karşılığında, davaya konu alacağın icra takibine konu edilmemesi hakkında ihtiyati tedbir kararı verebileceği düzenlenmiştir. Bu maddenin düzenleniş biçiminden menfi tespit davasına bakan mahkemece mevcut, delil durumu nazara alınarak tedbire karar verilebileceği, delil durumunun değişmesi durumunda verdiği tedbir kararını kaldırabileceği anlaşılmaktadır. Mahkemenin tedbir verip vermemekte takdir hakkı bulunmaktadır.
İİK’nın 72/3.maddesinde; “İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez.
Ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” şeklinde yasal düzenleme mevcuttur.
Menfi tespit davası her ne kadar İİK’da düzenlenmiş ise de icra hukukuna özgü bir dava türü olmayıp maddi anlamda kesin hüküm teşkil eden ve HMK’daki genel usul ve yargılama kurallarına tabi olan ve genel mahkemelerde görülen bir dava türüdür.
Dolayısıyla usul kuralları bakımından İİK hükümleri ile yetinilmesi doğru olmayıp HMK’daki usul kurallarının ve yasal düzenlemenin dikkate alınması gerekmektedir.
Yine her ne kadar menfi tespit davası, İİK da özel olarak düzenlenmiş ise de borçlu olmadığı iddiası ile açılan menfi tespit davasında; ödeme borcun sona ermesi, edimin ifa edilmemesi başta olmak üzere pek çok iddia gerek borcun dayanağı olan belgeye ilişkin def’ilerden gerekse kişisel def’ilere ilişkin olabilir.
Diğer yandan takibin durdurulması bakımından HMK’nın ihtiyati tedbirin koşullarına ilişkin genel düzenlemelerinin dikkate alınarak HMK’nun 390/3.maddesinde; “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklindeki düzenlemede “yaklaşık ispat” ölçüsünde bir kısım delil ve emarelerle haklılığı ihtimal dahilinde gösteren belgelere dayalı olması koşulu da aranmalıdır.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde; uyuşmazlık dava konusu faturalar nedeniyle davacının borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için davacının iddialarını yaklaşık olarak ispat etmesi gerekmektedir. Dosya kapsamı doğrultusunda talepçinin murisinin faturaların düzenlendiği tarih aralığı itibariyle akli melekelerinin yerinde olmadığı daha sonrasında da vesayet altına alındığı anlaşılmıştır.
Dava konusu; faturalara dayalı olarak girişilen icra takibinden sonra somut olayda takipten sonra açılan menfi tespit istemli bir dava bulunduğu ve mahkemenin davanın takipten sonra açıldığına ilişkin tespitin yerinde ise de somut olayda davacı iddiasını HMK’nun 390.maddesi gereğince “yaklaşık ispat” ölçüsünde gerekçelendirdiğinden İİK’nun 72/3. maddesi uyarınca alacağın %15’i oranında teminat karşılığında icra veznesine yatacak paranın alacaklıya verilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken yasaya aykırı olarak reddine karar verilmesi doğru olmadığından HMK’nun 353(1)-b.2 maddesi gereğince kararın düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/404 Esas, 08/06/2023 tarihli ara kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
2-a)Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin KABULÜ ile;
Ankara 4. İcra Müdürlüğü’nün 2022/6348 sayılı dosyasında icra veznesine yatacak paranın İ.İ.K.nun 72/3.m. gereğince alacaklıya ödenmemesi konusunda İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA,
b)22.429, 35 TL’nin %15 teminat karşılığı olan 3.364,40TL nakit veya süresiz banka teminatı yatırıldığında kararın ilgili icra dairesine gönderilmesine,
c)HMK’nun 393.maddesi gereğince kararın uygulanma süresinin başlangıcının, gerekçeli kararın UYAP ortamında elektronik imza ile onay tarihinden başlatılmasına,
İstinaf aşamasında yapılan harç ve masraflar yönünden ;
3-İstinaf kanun yoluna başvuran ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde yatırana iadesine,
4-İstinaf eden ihtiyati tedbir talep eden tarafından yapılan istinaf posta giderinin ilk derece mahkemesince nihai kararda değerlendirilmesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
8-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, HMK’nun 362/1.f.maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 25/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Katip
e-imzalıdır
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”