Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2023/1089 E. 2023/1139 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2023/1089 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2023/1139

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : DR. … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2020
ESAS-KARAR NO : 2018/1049 E 2020/446 K

DAVACI-KARŞI DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVALI-KARŞI DAVACI :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 21/09/2023
YAZILDIĞI TARİH : 17/10/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı karşı davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352.maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalının … Şubesi’ne 17/08/2018 tarihli olarak keşide ettiği 64.000,00 TL bedelli çekin davacıya ciro yolu ile intikal ettiğini, davacının çekin alacaklısı olduğunu, davalı tarafın çekin davacıda olduğunu öğrenmesinden sonra irtibata geçerek çekin ödeme tarihinden 1 gün önce 30.000,00 TL ödeme yaptığını, ödeme miktarının düşülmesinden sonra bu çeke dayalı olarak Eskişehir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8750 E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili yargılamanın 25/02/2020 tarihli oturumunda; “Biz takip tarihine kadar işleyen faiz talebimiz yönünden davamızdan feragat ediyoruz, takip sonrası faiz talebimiz devam etmektedir. 34.000,00 TL asıl alacak yönünden davamızın kabulüne karar verilmesini talep ediyoruz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı karşı davacı vekili, dava konusu çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, takip konusu yapılan çekin müvekkilinin elinden rızası dışında üstü boş bir şekilde çıktığından imzaya ve borca itiraz edildiğini bildirerek asıl davanın reddi ile karşı dava olarak davacıya müvekkilinin borcu olmadığı halde ödediği 30.000,00 TL’nin de müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu çekteki imza ile aynı nitelikteki bilirkişi raporunda 23-29 sıra numarası altındaki davalıya ait imzaların aynı kişi eli ürünü olduğu, davalı vekilince bu çeklerin davalı tarafından ödenmiş olduğundan davalı tarafından kabul edilip ödenen kendisine ait çeklerdeki imzalar ile aynı imzayı içeren dava konusu çekten davalının sorumlu bulunduğu, karşı davaya konu olan ve ödendiği tartışmasız olan 30.000,00 TL’lik ödeme düşüldüğünde çek nedeniyle davalının bakiye 34.000,00 TL borcunun bulunduğu, bu miktara yönelik takibe ilişkin itirazında haksız olduğu belirtilerek asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden davalı-karşı davacı vekili tarafından;
Dava konusu çek üzerindeki yazı ve imzanın müvekkiline ait olmadığı, müvekkilinin rızası dışında 3. kişilerin eline geçen çeklerle ilgili müvekkili tarafından suç duyurusunda bulunulduğu, bilirkişi raporu ile dava konusu çek altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığının tespit edildiği, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık dava konusu çek altındaki imzanın aidiyeti ve bu definin taraflar arasında ileri sürülüp sürülemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava, kısmen ödenen ve bankaya ibraz edilmeyen çekin keşidecisi aleyhine bakiye alacağın tahsili için hamil tarafından başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası, karşı dava ise çek altındaki imzanın keşideciye ait olmadığından bahisle borçlu olunmadığı halde ödenen bedelin istirdatı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile davalıya ait imza örnekleri incelenmek suretiyle, çekteki keşideci imzasının davalıya ait olup olmadığının belirlenmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan 21/08/2019 tarihli rapor alınmış, raporda gerekçeler açıklandığı üzere sonuç olarak, “inceleme konusu çekte …’ye atfen atılı imzanın teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersimi basit taklidi kolay imza olması nedeniyle söz konusu imzanın aidiyetinin, bu meyanda sorulduğu üzere …’nin eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği” şeklinde mütalaada bulunulmuştur.
Ankara Jandarma Kriminal Laboratuvarı’ndan 25/12/2019 tarihli raporunda gerekçeleri açıkladığı üzere sonuç olarak; “dosya muhteviyatında bulunan ve mukayese konusu bölümünde tanımlanan mukayeselerin birbirleri arasında yapılan inceleme karşılaştırmada,
A-(1-20) sıra numarası aralığında tanımlanan mukayeseler üzerinde … adına atfen atılı bulunan imzaların bir kaligrafide atılmış imzalar olduğu,
B-(21) ve (22) sıra numaralarında tanımlanan mukayeseler üzerinde … adına atfen atılı bulunan imzaların farklı ikinci kaligrafide atılmış imzalar olduğu,
C-(23-29) sıra numarası aralığında tanımlanan mukayeseler üzerinde … adına atfen atılı bulunan imzaların farklı üçüncü kaligrafide atılmış imzalar olduğu kanaatine varılmıştır.
İnceleme konusu çekin keşideci hanesinde … adına atfen atılı bulunan imza ile …’nin mevcut mukayeseleri arasında yapılan inceleme ve karşılaştırmada; mukayese konusu bölümünün (23-29) sıra numarası aralığında tanımlanan farklı üçüncü bir kaligrafide atılmış imzalar ile başlangıç, buklesel ve bitim hareketlerinin yapılışı yönünden benzer özellikler gösterdiği görülmüş olup, inceleme konusu çek üzerinde atılı bulunan imza ve (23-29) sıra numarası aralığında tanımlanan mukayese imzaların aynı kaligrafide atılmış aynı şahıs eli ürünü imzalar olduğu kanaatine varılmıştır.” şeklinde mütalaada bulunulmuştur.
Davalı vekili yargılama sırasında 29/09/2020 tarihli oturumda; “Daha önceki beyanlarımızda ifade ettiğimiz gibi müvekkil mahkeme huzuruna gelmiş, kullandığı imzaları vermiş ve bu imza örneklerine göre bilirkişi raporu alınmış, dava konusu çekteki imzanın müvekkilin huzurda verdiği imzaya ait olmadığı alınan bilirkişi raporu ile belirlenmiştir. Her ne kadar alınan bilirkişi raporunda 23 ve 29 sıra numaraları altındaki mukayese imzalarının dava konusu çek ile aynı şahıs eli ürünü olduğu ifade edilmiş ise de bizim bu tespite bir itirazımız yoktur. Bizim itirazımız 23 ve 29 sıra numarası altındaki ve bu belgeler altındaki imzaların da müvekkile ait olmadığı yolundadır. Her ne kadar bu belgeler müvekkil tarafından ödenmiş ise de, çekin keşidecisi olarak görünmesi ve ödeme yasağı alamamış olması sebebiyle ödeme zorunluluğu almasından kaynaklanmıştır. Biz müvekkilin mahkeme huzurunda aldığı imzalarla bu 23 ve 29 sıra no arasındaki belgelerdeki imzaların karşılaştırılmasını, bu yönden ayrıca rapor alınmasını istiyoruz, bu yönde inceleme yapmak üzere müvekkilin mahkemeye verdiği imzalar ve noterler huzurunda verilen imzalar yeterlidir. Burada başkaca bir delil toplanmasına gerek yoktur, başka bir delil de sunmayacağız. Biz davanın reddini, karşı davamızın kabulünü istiyoruz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Ankara Batı CBS’nin 2018/28075 Sor sayılı dosyası incelendiğinde; davalı …’nin imzası ve boş olarak muhtemelen çaldırdığı çekler nedeniyle ortaya çıkması halinde ilgililer hakkında şikayeti üzerine başlatılan soruşturmanın halen derdest olduğu, ancak davalının şikayet dilekçesinde, dava konusu C1 0925749 nolu çekin yer almadığı, bu çeke benzer numaralı C1 10925749 nolu başka bir çekin, başka çeklerle birlikte yer aldığı, dava konusu C1 0925749 nolu çekin soruşturma konusu olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece dosya kapsamında imzaya ilişkin bilirkişi raporları hükme esas alınarak karar verilmiş ise de alınan bilirkişi raporlarının tarafların iddia ve savunmalarını aydınlatmaya yeterli olmadığı, davalı karşı davacı yanın itirazlarının yeterince irdelenmediği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 281/3. maddesinde mahkemenin gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla tekrar inceleme yapabileceği öngörüldüğünden, davalı karşı davacı yanın imza inkârı ve itirazları yönünden mahkemece kesin kanaat içeren bu kez Güzel Sanatlar Fakültesinden konusunda uzman olan bilirkişi kurulundan yukarıda açıklanan usule göre düzenlenmiş, kesin kanaat içeren, denetime elverişli olacak şekilde bilirkişi raporu alınması gerekirken bu yönün göz ardı edilerek eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Bu durumda, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davalı karşı davacı vekillinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1049Esas, 2020/446Karar ve 29/09/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davalı karşı davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı karşı davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 21/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”