Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/983 E. 2023/1037 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/983 (KABUL DÜZELTME YENİDEN ESAS
KARAR NO : 2023/1037 HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/03/2022
ESAS-KARAR NO : 2021/313 E – 2022/229 K

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 11/07/2023
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili,müvekkili şirketin Konya’da güvenilir, konut ve iş yeri imalatı yapan bir tacir olduğunu, davalının ise müvekkili şirketin yetkili ve ortaklarından …’ın kardeşi, … ve …’ın ise amcası olduğunu, davalının …nda tuğgeneral olarak görev yapmakta iken 15 Temmuz darbe teşebbüsü gecesinde açığa alınarak tutuklandığını, davalının tutukluluk süresince müvekkili şirket yetkililerinin davalının eşine ve kızına maddi-manevi anlamda destek olduklarını, davalıya destek olma minvalinde müvekkili şirket yetkililerinin mal teslimi şartı ile davaya konu 13.11.2020 keşide, 20.05.2021 ödeme tarihli, 105.000,00 USD bedelli bonoyu keşide ederek davalıya teslim ettiklerini, davalının bonoyu teslim aldıktan sonra müvekkili şirket yetkilileri ile irtibatını kestiği gibi bono karşılığı teslim etmesi gereken malları da teslim etmediğini, davalı çalışmasının karşılığı oluşan birikimini müvekkili şirkete borç vermiş ve bunun karşılığında da davaya konu diğer bir bono olan 13.11.2020 keşide, 20.06.2021 ödeme tarihli, 97.100,00 Euro bedelli bonoyu teslim aldığını, mezkur bonodan kaynaklı borcun, müvekkili şirket yetkilileri tarafından ödendiğini, davalının da bunun karşılığında alacağı kalmadığına yönelik belge imzaladığını, davalının davaya konu bonodaki mal teslimini yapmamasının, diğer bonoya ilişkin ödeme olduğu halde bonoyu teslim etmekten imtina etmesinin kötüniyetinin bir göstergesi olduğunu, bonoların icra takibine konu edilmesi ihtimalinin olduğunu beyan ederek, öncelikle tedbiren ve tensiben olası icra takibinin durdurulması için İİK. 72/2 madde ve fıkrası gereğince ihtiyati tedbir vaazına, müvekkili şirket yetkilileri tarafından keşide edilerek davalıya teslim edilen 13.11.2020 keşide, 20.05.2021 ödeme tarihli, 105.000,00 USD bedelli bono ve 13.11.2020 keşide, 20.06.2021 ödeme tarihli, 97.100,00 Euro bedelli bonolar sebebiyle müvekkilinin borcunun bulunmadığının tespiti ile bonoların iptaline, dava sürecinde ödeme yapılması halinde davanın istirdat davası olarak devamına, dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere haksız talep tazminatının davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, müvekkilinin toplam alacağının taraflar arasındaki anlaşmaya uygun olarak (malların satışlarından gelen paranın döviz olarak tutulacağı anlaşması), evlerin bedelleri ve iki araç bedeli 119.100 Dolar ve 97.100 Euro olduğunu, davacı şirket ortaklarının borcun 14.100 dolarlık kısmını vermeyeceklerini, bu çerçevede 105.000 USD ve 97.100 Euro borcu ödemeyi, 6-7 vadeki bono vereceklerini, ancak bu şekilde kabul edeceklerini söylediklerini, davacı şirket ortakları tarafından, müvekkili davalının bonolar haricindeki vazgeçtiği miktarlar açısından geçerli olmak üzere senet fotokopisi üzerine davacı şirket ortağı yeğeni … tarafından dikte ettirilerek “herhangi bir alacağım kalmamıştır” yazılmasının istendiğini, müvekkilinin yaşı ve şeker hastalığı nedeniyle fenalaştığını, bu yüzden müvekkilinin kızının “herhangi bir alacağım kalmamıştır” yazmak zorunda kaldığını, müvekkilinin ise o anki tansiyon ve zor kalmasından dolayı öylesine bir imza attığını, buna uygun olarak 20/05/2021 vadeli 105.000 USD bedelli ve 20/06/2021 vadeli 97.100 Euro bedelli iki adet bononun keşide edilerek müvekkiline verildiğini, fotokopideki imzanın müvekkilinin normal imzasından oldukça farklı olduğunu, müvekkilinin kurtulmak amacıyla yazıyı bile okumadan imza attığını, davacı şirket ortaklarının imzayı aldıktan sonra iki bonoyu müvekkiline teslim ettiklerini, müvekkilinin davacı şirket ortaklarına aile ziyaretleri dışında ziyaretinin olmadığını, bonoları aldıktan sonra ulaşılamamasının ise tamamen gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin iki bonoda da alacaklı olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, (A) 97.100 Euro bedelli bono yönünden; davacı vekili dava dilekçesinde açıkça anılı bono bedelinin davalıya ödendiğini beyan ederek menfi tespit isteminde bulunmuş olup, davalının ödeme iddiasını yazılı delil ile ispat etmesi gerektiği, eldeki davada davacının iddiasını yazılı delil ile ispat edemediği, nitekim davalı ticari defterlerinde davaya konu bononun kayıtlı olmamasının davacının iddiasını ispat ettiği şeklinde yorumlanamayacağı saptanmış, bu doğrultuda dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanan davacı vekiline mahkememizin 03/02/2022 tarihli celsesinde yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış, davacı vekili mahkememizin 03/03/2022 tarihli celsesinde davalıya 97.100 Euro bedelli bono bedelinin ödendiği maddi vakıasına yönelik yemin teklif etmiş, davalı asil 03/03/2022 tarihli celsede 97.100 Euro bedelli bono bedelinin kendisine ödenmediği konusunda yemin etmiştir. Bu suretle, davacının ödeme iddiasını ispat edemediği gerekçesi ile 97.100 Euro bedelli bono yönünden açılan davanın reddine, mahkememizce 97.100 Euro bedelli bono için verilen 01/07/2021 tarihli tedbir kararı infaz edilmediğinden İİK 72. maddesi gereğince davacının tazminata mahkum edilmesine yer olmadığına;
(B) 105.000 USD bedelli bono yönünden; Keşideci olan davacı tarafından imzası ikrar edilen bonoda ihdas sebebinin “malen” olarak kayıtlı olduğu, ancak davalının cevap dilekçesi ile bonoyu davacıya vermiş olduğu borç karşılığında aldığını iddia ederek, senet sebebini talil ettiği, senet sebebini talil eden davalının ispat külfetini üzerine alarak bono nedeni ile davacıya borç verdiğini yazılı delil ile ispat edemediği davalının davacıya yemin teklif etmeyeceğini beyan etmesi karşısında anılı bono yönünden davanın kabulüne, imzaların istiklali prensibi gereğince bononun iptali isteminin reddine, davalının kötü niyetli olduğu sabit olmadığında davalının tazminata mahkum edilmesi yönündeki davacı isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
1-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili tarafından; Mahkemece her iki bonoyu da kapsar şekilde verilen ve imzası davalı tarafça ikrar edilmiş ibraname hiç bir şekilde dikkate alınmadığı,davanın tümden kabulü gerektiği bildirilmiştir.
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili tarafından; Belirtilen nedenlerle davanın reddini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Sulh sözleşmesinin değerlendirilmesi hususu uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuşsa da; istinaf incelemesi sırasında sunulan 02.06.2023 tarihli dilekçe ile taraflar sulh olduklarını bildirerek davanın konusuz kaldığından karar vermeye yer olmadığına karar verilmesini ve tarafların birbirinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını bildirmişlerdir.
Bilindiği üzere HMK’nin 313.maddesi; “(1) Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.
(2) Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir…”
314.maddesinde; ” Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
Sulh, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince sulh doğrultusunda ek karar verilir.”
HMK’nin 315/1.maddesi de; ” Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.

HMK’nın 314/(1).maddesi gereğince hüküm kesinleşinceye kadar her zaman sulh sözleşmesi yapılabileceğinden ve 315/(1).maddesi gereğince taraflar sulhe göre karar verilmesini istemezlerse karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiğinden davacı vekilince istinaf aşamasında tarafların sulh oldukları bildirilmiş olmakla birlikte herhangi bir sulh protokolü sunulmadığından davacı vekilinin talebi doğrultusunda HMK’nın 315/(1).maddesi gereğince esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun bu gerekçe ile kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b.2 maddesi uyarınca KABULÜ ile;
Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/313 Essa, 2022/229 Karar ve 24/03/2022 tarihli kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
2-a-HMK’nın 315/(1).maddesi gereğince sulh nedeniyle esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
b-Harçlar Kanunu gereğince alınması 269,80TL harcın peşin alınan 8.538,75TL harçtan mahsubu ile bakiye 8.269,85TL harcın davacıya iadesine,
c-Taraflarca yapılan yargılama giderinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
d-Sulh sözleşmesi gereğince taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
e-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde ilgili taraflarına iadesine.
f-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
3-İstinaf kanun yoluna başvuran taraflarca yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatıran taraflara iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından, karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderinin takdiren taraflar üzerinde bırakılmasına,
6-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1.maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 11/07/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Katip …
¸e-imza

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”