Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/948 E. 2022/1468 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/948 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2022/1468

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/04/2022
ESAS-KARAR NO : 2020/491 E 2022/261 K
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI : … –
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 14/12/2012

BİRLEŞEN KONYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2014/26 E.
SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN:
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI : … –
VEKİLİ :
KARAR TARİHİ : 01/11/2022
YAZILDIĞI TARİH : 01/11/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili hakkında Konya 13. İcra Müdürlüğü’nün 2012/11402 Esas sayılı dosyası ile 31/07/2012 vadeli 2.500,00 TL bedelli, 31/08/2012 vadeli 2.500,00 TL bedelli, 15/09/2012 vadeli 3.500,00 TL bedelli, 31/09/2012 vadeli 3.500,00 TL bedelli 4 adet bonodan dolayı davalı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığını, bu 4 adet senetteki imzaların müvekkiline ait olmaması nedeniyle takibin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek müvekkilinin takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve lehine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili birleşen Konya 1. Asliye Ticaret Mahkeme’sinin 2014/26 Esas 2015/641 Karar sayılı dosyasına vermiş olduğu dava dilekçesinde, davalının müvekkili hakkında Konya 13. İcra Müdürlüğünün 2012/9521 Esas sayılı dosyası ile 31.04.2012 vadeli 2.000,00-TL bedelli, 15.05.2012 vadeli 2.000,00-TL bedelli, 15.06.2012 vadeli 2.000,00-TL bedelli üç adet bonodan dolayı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığını, takip konusu olan üç adet senet altındaki imzaların müvekkiline ait olmadığını belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyetli davalı aleyhine %20’ den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili asıl ve birleşen davada, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, asıl ve birleşen davalara konu senetler altındaki imzanın davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği belirtilerek asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalı vekili tarafından;
Mahkemece kurulan ara karara aykırı olarak … öğretim üyelerinden oluşmayan bir heyete talimat mahkemesi tarafından dosyanın tevdi edildiğini, alınan raporun hüküm kurmaya ve dosya kapsamına alınan raporlar arasındaki çelişkiyi gidermeye elverişli olmadığı, mahkemece kötüniyet tazminatına karar verilmesinin de doğru olmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık icra takibine konu senetler nedeniyle davacının borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl ve birleşen dava, kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla başlatılan takibe konu bonolar altındaki imzaların inkarına dayalı menfi tespit istemine ilşkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
1- Birleşen dava konusu uyuşmazlık; imza inkarına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesi tarafından 27/02/2018 tarihli karar ile, davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
HMK’nın “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlıklı 341.maddesinin (2) no’lu bendinde, miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiş, 2.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 24.11.2016 tarihli 6763 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 41.maddesi ile de, maddede yer alan “binbeşyüz” ibaresi, “üçbin” şeklinde değiştirilmiş, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığınca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiştir. Buna göre 2022 yılı için Maliye Bakanlığınca istinaf kesinlik sınırı 8.000,00TL olarak belirlenmiştir.
İlk derece mahkemelerinde verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.(HMK 341/1) Karar tarihi itibariyle, miktar ve değeri 8.000,00TL’yi geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.(HMK 341/2) Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda 8.000,00TL’lik kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.(HMK 341/3) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 8.000,00TL’yi geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.(HMK 341/4)
Bu açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde; istinaf kanun yoluna başvuran davalının birleşen davaya yönelik istinafı 6.000,00 TL olup verilen karar davalı yönünden kesindir. Miktar olarak kesin olduğu yasada açıkça belirtilen bu karara karşı davalı istinaf yasa yoluna başvuramaz.
HMK’nun 346.maddesi gereğince, kesin olan karara ilişkin istinaf başvurusunda bulunulması halinde, kararı veren mahkeme tarafından istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi istinaf incelemesi sırasında da istinaf isteminin reddine karar verilebilir.
Bu durumda; HMK’nın 341/2.maddesinde açıklanan 8.000.00TL’yi aşmayan kararın istinaf başvuru sınırının altında kaldığı anlaşıldığından, HMK’nın 352.maddesi gereğince birleşen dava yönünden davalının istinaf isteminin miktar yönünden reddine karar verilmiştir.
2- Asıl davaya yönelik davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince;
Dairemizin 11.09.2020 tarih 2018/449 E. 2020/961 K. Sayılı kararı ile dava konusu bonolar ile ilgili olarak alınan raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi, bonolar ile ilgili bulunulan suç duyurusunun akıbetinin araştırılması, ayrıca icra hukuk mahkemesinde alınan raporun hükme esas alınmayacağı belirtilerek eksik inceleme ve araştırma gerekçesiyle kaldırma kararı verilmiştir.
Konya 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/386 Esas, 2017/204 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı … vekiline davalı …. Tic. Ltd. Şti. aleyhine imzaya itiraz davası açıldığı, mahkemece Ankara Jandarma Kriminal Dairesi Başkanlığı Laboratuvarınca düzenlenen 09/03/2017 tarih ve 2017/1058 sayılı rapor doğrultusunda, davaya konu bonolardaki keşideci imzasının davacının eli ürünü olduğu tespit edildiğinden bahis ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece dosya kapsamında alınan ATK Fizik İhtisas Dairesi’nin 13.06.2016 tarihli raporunda dava konusu bonolar altındaki imzaların mukayese imzalarına kıyasla kuvvetle muhtemel …’in eli ürünü olmadığı bildirilmiştir.
Dosya kapsamında söz konusu rapora itiraz üzerine alınan İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığı Jandarma Kriminal Laboratuvarınca düzenlenen 31/05/2017 tarih ve 2017/1380 sayılı rapora göre bonolardaki imzaların …’in eli ürünü olduğu tespit edilmiştir.
Dairemizin kaldırma kararında raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi istenmiş olup Mahkemece 16.03.2021 tarihli 1 nolu ara karar ile raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için …’nden seçilecek öğretim üyelerinden oluşturulacak üç kişilik bir heyetten rapor alınmasına dair ara karar kurulmuş ve mahal mahkemesine talimat yazılmıştır. Ancak bilirkişi isimlerinin bildirilmemesi nedeniyle talimat 30.09.2021 tarihinde bila ikmal mahkemesine iade edilmiştir.
Mahkemece daha sonra yeniden isimleri belirlenerek raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için 3 kişilik bir heyet oluşturulmuş ve talimat mahkemesi aracılığıyla rapor alınmış olup, alınan raporda bonolar üzerindeki keşideci imzasının davacı eli ürünü olmadığı belirtilmiştir.
Dairemizin kaldırma kararında bahsi geçen davacı yanın suç duyurusu üzerine Konya C. Başsavcılığı’nın 2015/31530 soruşturma sayılı dosyasının UYAP üzerinden incelenmesi sonucunda dava konusu senetlerin de aralarında bulunduğu senetler altındaki imzanın davacının eli ürünü olmadığından resmi belgede sahtecilik suçundan davalı şirket çalışanları hakkında 15.06.2022 tarihinde kamu davası açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için oluşturulan ara karara aykırı olarak daha sonra ara karardan dönülmeksizin seçilen bilirkişiler tarafından hazırlanan bilirkişi raporuna itibar edilmesi doğru olmadığı gibi dava konusu bonoların da aralarında bulunduğu bonolar hakkında açılan ceza davası yargılamasının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. Maddesi kapsamında değerlendirilmesi Mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir.
Açıklanan bu nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca kabulü ile yukarıda belirtilen ceza davası incelenerek bilirkişi raporları arasındaki çeliki giderilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden, ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2020/491Esas, 2022/261Karar ve 07/04/2022 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davalıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 01/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”