Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/920 E. 2022/972 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2019
ESAS-KARAR NO…
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 04/07/2022
YAZILDIĞI TARİH : 18/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili şirkette pazarlama elemanı olarak çalışan davalı …’a şirket işlemlerinin daha hızlı yürümesi için Ankara 59. Noterliğince 07/01/2013 tarih … yevmiye nolu yetki belgesi ile “gerektiğinde fiş, evrak, makbuz, çek ve belgeleri imzalamaya” yetki verildiğini, 2018 yılı Ocak ayı başında dava dışı … Ltd. Şti.ye o gün itibariyle belli olmayan ödeme için imzalayıp kendisine teslim ettikleri senedin kaybolduğunu söylemesi üzerine Ankara 14. ATM nin 2018/32 esas sayılı dosyası ile bu senedin iptaline ilişkin dava açıldığını, davadan bir süre sonra şirket yetkilisinin imzasını taşıyan bu senedin, imza dışında müvekkiline ait olmayan yazılarla müvekkili şirketi borçlu, kendisini alacaklı, borç miktarını da 40.000,00TL olarak doldurup 01.07.2018 vade tarihi yazarak elinde bulundurduğunu öğrenmeleri üzerine davalı hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, bu senedin hiçbir hukuki ilişkiye ve alacak hakkına dayanmadığını, yine davalının, borçlularla aralarında hiçbir hukuki ve ticari ilişki olmayan, sadece şirket işlerinin kolay yürümesi için kendisine yetki verildiği halde şirketin alacaklı olduğu kişilerden alınacak senetleri de kendi adına, şahsi alacağı gibi tanzim ettiğini, kendisine duydukları güven nedeniyle bu duruma rıza gösterdiklerini ancak işten ayrıldıktan sonra bu senetlere ait alacağı şahsi alacağı gibi Muş İcra Müdürlüğünün 2016/59 esas sayılı dosyası ile işleme koyduğunu öğrendiklerini beyan ederek, davalı yedinde bulunan ve hukuki hiçbir alacağa ve ticari ilişkiye dayanmayan 40.000,00TL bedelli 01.07.2018 vade tarihli senet hakkında öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilerek bu senet nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine, ayrıca Muş İcra Müdürlüğünün 2016/59 Esas sayılı dosyasına konu takip alacağının taraflarına ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, müvekkilinin davacıdan alacağına karşılık dava konusu bonoyu aldığını, bononun illetten mücerret olduğunu, borçlu olmadığını iddia eden davacının iddiasını ispatla yükümlü olduğunu, yine davaya konu Muş İcra Müdürlüğünün 2016/59 esas sayılı dosyasının delili olan bononun da müvekkiline alacağına karşılık verildiğini, aksini ispat yükümlülüğünün davacıya ait olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, dava ve Ankara 9. İcra Dairesinin 2018/7826 esas sayılı dosyasıyla takibe konu edilen 40.000,0 TL bedelli bonodaki imzanın davacı şirket yetkilisi …’e ait olduğu, adı geçen şirket yetkilisinin de kabulünde olup, davaya konu bononun kambiyo senedi niteliğini haiz olduğu, kambiyo senedi niteliğinde ve sebepten mücerret bulunan bonoya karşı borçlu bulunmadığının yazılı delillerle ispatı gerektiği, ancak davalının iddiasını ispata yönelik olarak yazılı delil sunamadığı ve yemin deliline de açıkça dayanmadığı, hal böyle olunca ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerektiği; ayrıca tensip tutanağı 9 nolu ara karar ile teminat mukabilinde icra takibinin durdurulduğu ve davanın reddedildiği dikkate alınarak, 2004 Sayılı İİK’nun 72/4 maddesi gereğince takibe konu asıl alacağın (40.000,00 TL) % 20’si oranında tazminatın davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine karar verildiği; diğer taraftan, davacı, Muş İcra Dairesinin 2016/59 esas sayılı takip dosyasındaki alacağın da kendisine ait olduğunu iddia etmekte ise de takibe konu alacağın 25/05/2015 keşide 21/08/2015 ödeme tarihli, keşidecisi …, lehtarı …(davalı) olan 7.250,00TL bedelli bonoya dayandığı, açıklandığı üzere bu iddianın da yazılı delille ispatı gerektiği, davacının buna dair de yazılı delil sunamadığından ve yemin deliline de açıkça dayanmadığından, ispatlanamayan davanın REDDİNE, İİK’nun 72/4 maddesi gereğince 40.000,00 TL lik alacağın %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili tarafından; Ceza davasının sonucunun beklenmesinden vazgeçilmesinin hatalı olduğu, davalının müvekkili şirkette çalışan olduğu dönemde kendisine duyulan güven ve akrabalık ilişkisinden dolayı şirket tarafından vekil tayin edildiği, adresi İstanbul’da olan … Ltd Şti’ye olan açık hesap borç nedeni ile müvekkili lehdarı ve miktarı açık olan bir adet bono imzaladığı, tutar belli olunca rakam yazılmak ve lehdar hanesine … Ltd Şti’nin talep edeceği unvan yazılmak üzere davalıya teslim edildiği, günü gelince davalının, müvekkilinin imzasını taşıyan bonoyu İstanbul’a göndermek yerine kendi düzenlediği sahte bonoyu İstanbul’a kargo ile yolladığı, İstanbul’daki şirketin dikkati ile imzanın müvekkiline ait olmadığı ortaya çıkınca İstanbul’a gönderilmesi gereken açık bononun davalının elinde kaldığının anlaşıldığı, davalının, açık bonoya kendi ismini ve 40.000,0TL bedel yazmak sureti ile müvekkilinden haksız para talep ettiği, İstanbul’a sahte senet gönderen davalının gerçek boş senedi bu şekilde kendi adına doldurduğunun ceza yargılamasında ortaya çıkacağı, inkar tazminatına hükmedilmesinin de hatalı olduğu, taraflar arasındaki alacağın çekişmeli olduğu, ceza dosyası olmak üzere senedin geçersizliğine dair deliller bulunduğu, bu nedenle müvekkilinin yasal hakkını kullanması nedeni ile icra inkar tazminatı ile cezalandırılmasının hakkaniyete aykırı olduğu bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davaya konu borçtan davacının sorumluluğunun kapsam ve miktarı ile tespit talebinin değerlendirilmesi uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davacı yan eldeki dava ile dava konusu 01/07.2018 vade tarihli 40.000,0TL tutarlı senedin Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2018/7826 Esas sayılı dosyasında aleyhine başlatılan takipten borçlu olmadığının tespiti ile 2016/59 Esas sayılı Muş İcra Müdürlüğünün takip dosyasında alacaklı olduğunun tespitini talep etmiştir.
Dava dilekçesi ekine savcılığa sunduğu şikayet dilekçesinde bedeli,vadesi ve lehtarı olmayan bononun bedel ve tarih netleştirilerek, dava dışı … Şirketine verilmek üzere şüpheli …’a teslim edildiğini bu şahsın 3 yıldır şirketlerinde çalıştığı için ve şirket Müdürü …’in akrabası olması nedeniyle güvenilerek bedel, lehtar ve vade kısmı boş olarak adı geçen kişiye teslim edildiğini ancak senedin muhatabı … Şirketine verilmediği gibi kendilerine iade de edilmeyerek şirketin kaşesini alıp götürerek hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun işlendiği bildirilerek şikayette bulunmuştur. Şikayet dilekçesi ekindeki senedin incelenmesinde 01.07.2018 ödeme tarihli olduğu 40.000,0TL rakam yazılı olduğu miktarla yazılı olan kısımda da 40.000,0TL yazıldığı lehtarın … olarak belirtildiği nakden ihdas nedenli olarak … … … Sistemleri keşideci olarak kaşesinin basıldığı iki imza atılı olduğu görülmüştür.
Dava konusu Ankara 9. İcra Dairesinin 2018/7826 esas sayılı dosyasında;… tarafından … … … Sistemleri Şirketi aleyhine 40.000,00TL bono gecikme faizi ve komisyon olmak üzere toplam 40.184,11 TL alacak için 05.07.2018 tarihinde 30.11.2017 keşide tarihli 01.07.2018 vade tarihli 40.000,0TL tutarlı bonoya dayalı olarak kambiyo takibi yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu Muş İcra Dairesinin 2016/59 esas sayılı takip dosyasında; … tarafından … aleyhine 05.01.2016 tarihli kambiyo takibi ile 7.250,0TL asıl alacak gecikme faizi ve bono komisyonu olmak üzere 7.663,65 TL’nin tahsilinin talep edildiği takip dayanağının, 21.08.2015 vadeli 7.250,0TL tutarlı bono olduğu dayanak bononun incelenmesinde 24.05.2014 keşide tarihli 21.08.2015 vadeli, lehdarı … olan ihdas nedeni yazılmayan keşidecisinin … olduğu lehtar … tarafından … … Şirketi’ne ciro edildiği görülmüştür.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/13704 esas nolu soruşturmasında; Müşteki … şüphelinin … olduğu Savcılık aşamasında alınan sahtecilik uzmanı bilirkişi raporunda 28.11.2017 tanzim 10.02.2018 ödeme tarihli 6240 TL tutarlı senet üzerinde atılı bulunan borçlu imzalarının … elinden çıktığı yönünde kanaat hasıl olmuştur şeklinde görüş bildirildiği, ceza soruşturması dosyasının davaya konu senetle ilgisinin olmadığı, rapordan da bahsedilerek hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından 07.03.2019 tarihinde dava açıldığı, 16.03.2018 tarihinde … tarafından verilen kolluk ifadesinde … … Şirketinde 2015-2017 yıllarında pazarlama müdürü olarak çalıştığını, 2016-2017 yıllarında aldığı senet çek düzenleme yetkisi ve imza sirkülerinin olduğunu …’in akrabası olduğunu …’in kendisine 165.000,0TL borcunu ödemediği şikayet edeceğini söylemesi üzerine “60.000,0TL para vereyim borcu kapatalım” dediğini ve sıkışık olduğu için teklifi kabul ettiğini ayrıca benden aldığı para için 40.000,0TL’lik senet vereceğini söylediğini elden 60.000,0 TL verip 40.000 TL’lik senedi de verdiğini … isimli iş yerinin malzeme satın aldıkları iş yeri olduğu bahse konu iş yerinden 6.240,0 TL malzeme satın alıp imza yetkisi ve senet düzenleme yetkisi olduğundan dolayı 6.240,0 TL’lik senedi kendisinin doldurup imza edip … isimli şirkete kargo ile gönderdiğini … … gelen malzemeleri … … … sistemlerinin teslim aldığını bildirmiştir.
Davacı yanın Ankara 9. İcra Dairesinin 2018/7826 esas sayılı dosyasındaki talebi yönünden imzası inkar edilmeyen takibe konu senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının yazılı delille kanıtlanamadığı gibi davacının delil listesinde yemin delilini de bildirmediğinden kanıtlanamayan davanın reddi ve takip durdurulmuş olduğundan davalı lehine tazminata hükmedilmesi doğru olmuştur.
Ne var ki Muş İcra Müdürlüğünün 2016/59 sayılı dosyası yönünden davacı şirkete ait alacaklara ait senetleri kendi adını lehdar yazarak şahsi alacağı gibi gösterip takibe koyduğunu, bu nedenle takibe konu alacağın taraflarına ait olduğunun tespitini talep etmişse de; 2016/59 Esas sayılı dosyada davalı … tarafından dava dışı … aleyhine 24.05.2014 keşide tarihli, keşidecisi …, lehdarı … olan 21.08.2015 vadeli bonoya dayalı takip yaptığı, alacak iddiasında bulunulan senedin takibinin tarafı olan …’nin bu davada taraf olmadığı, davacının talebinin olumlu tespite yönelik olduğu, olumlu tespit kararı talep edilmesinde hukuki yararı olmadığı gibi davada taraf olmayan hakkında hüküm de kurulamayacağından mahkemece bu gerekçe ile davanın bu talep yönünden dava şartı yokluğundan usulden reddi gerekli olup, HMK’nin 353/1.b.2.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının gerekçe yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile;
Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/111 Esas, 2019/370 Karar ve 25/04/2019 tarihli kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
2-1.a)Davacı vekilinin Ankara 9. İcra Dairesinin 2018/7826 sayılı dosyasına konu 30.11.2017 keşide tarihli, 01.07.2018 vade tarihli, 40.000,0TL tutarlı bonoya yönelik menfi tespit talebi yönünden davanın REDDİNE,
b)Muş İcra Müdürlüğünün 2016/59 sayılı dosyasındaki takibe yönelik talebi yönünden davanın HMK 114/1- h ve 115. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu (hukuki yarar) nedeniyle usulden REDDİNE,
2.2004 sayılı İİK’nin 72/4 maddesi gereğince 40.000,00 TL’ lik alacağın %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3.Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 806,92 TL harçtan mahsubu ile bakiye 762,52 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4.Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5.Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 5.547,50TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç ve masraflar yönünden ;
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan peşin harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana İADESİNE,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin takdiren davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK’nin 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine,
7-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,

Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, 04.07.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

NOT: BU BELGE … İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca … imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”