Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/813 E. 2022/1934 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/813 – 2022/1934

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/813 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/1934

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/03/2022
ESAS-KARAR NO : 2022/229 E 2022/211 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 30/12/2022
YAZILDIĞI TARİH : 27/01/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; davacının simsarlık faaliyetiyle iştigal ettiğini, müvekkilinin … AŞ ile imzalanan bila tarihli Hizmet Sözleşmesi ile Türkiye’nin muhtelif yerlerinde bulunan enerji projelerinin/gayrimenkullerin satışına/alışına/devrine aracılık etmeyi üstlendiğini, buna karşılık olarak davalı … şirketinin aynı sözleşmenin 3.maddesi gereğince müvekkilin aracılık ettiği her bir sözleşme için sözleşme bedelinin % 1+KDV’si kadar hizmet bedeli ödemeyi taahhüt ettiğini,… A.Ş ve … A.Ş’ne ait 7 adet RES projesi ile şirket paylarının …’a satış/devir işlemlerinin gerçekleşmesi adına tarafları bir araya getirdiğini, ancak davalıların sözleşme gereği ödenmesi gereken hizmet bedelini ödemekten kaçınmak adına müvekkilini saf dışı bırakmaya çalıştığını, … firmalarının şirket paylarının ve ilgili RES projelerini …’ın yönetim kurulu başkanı …’in tek pay sahibi olduğu … AŞ’ye devredildiğini, hizmet bedelinin ödenmesine ilişkin ihtarname gönderildiğini, muhatapların ise karşı ihtarnamesi ile bahsi geçen sürece herhangi bir katkı bulunmadığından talebin reddedildiğini, belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı satış/devir işleminin sözleşme bedelinin bilirkişi marifetiyle belirlenmesi neticesinde mezkur bedelin %1 + KDV’si kadar hizmet bedelinin fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 USD’nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun gereği devlet bankalarının döviz cinsinden 1 yıllık mevduata uygulanacağı en yüksek faiz oranıyla birlikte, fiili ödeme tarihindeki karşılığı üzerinden davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalılar vekili; müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkil …’nın … adına temsil ve imza yetkisi bulunmadığını, bu sebeple geçerli bir sözleşmede bulunmadığından müvekkillerinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, bu hususun 23/06/2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde açıkça görüldüğünü, simsarlık sözleşmelerinin yazılı yapılmasının bir geçerlilik şartı olduğunu, sözleşmenin her iki tarafının da imzasının bulunmadığı tellallık sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının müvekkiller ile davalılar arasındaki toplantılarda, devir sürecinde yer almadığını, husumet yokluğundan her bir müvekkili yönünden ayrı ayrı usulden reddine, haksız ve mesnetsiz davanın ayrı ayrı esastan reddine, karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; davaya konu 07/10/2019 tarihli hizmet bedeli sözleşmesi taraflarının davacı ile dava dışı… A.Ş. ve … A.Ş. olduğu, davalıların bu sözleşmede ve bu sözleşmeye esas olmak üzere dosyada yer bulan gizlilik sözleşmelerinde de imzalarının bulunmadığı, tefrik olunan dosyada yer verilen bilgilere ve davacı vekilinin 09/02/2022 tarihli beyan dilekçesine göre davalıların dava dışı… A.Ş. ve … A.Ş. Şti.’nin ortağı ve yetkilisi olduğundan bahisle davanın davalılara yöneltildiği, ancak davalıların sözleşmeye taraf olmadığı sözleşmenin nispiliği ilkesi gereği tüzel kişiliği ve taraf ehliyeti bulunan dava dışı şirketler (veya bu şirketlerin devredildiği/birleştiği şirketler) yerine davalılara husumet yöneltilmesinin yerinde olmadığı, dolayısıyla iş bu dava yönünden davalıların pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın (pasif) husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; … şirketlerinin paylarının müvekkilinin simsarlık faaliyeti kapsamında …/…’a devredildiğini, … şirketinin hissedarlarının da şirket paylarını alıcıya devretmiş ve karşılığında pay bedellerini aldıklarını, bu sebeple müvekkilin ücretini devre konu tüzel kişilikler değil, pay bedellerini alan hissedarların ödemesi gerektiğini, aksi takdirde … şirketlerine (tüzel kişiliklere) husumet yöneltilmesi durumunda bu şirketleri devralan …/… sorumlu olmadığı simsarlık ücretini ödemek zorunda kalacağını, kaldı ki, bu şirketlere sorumlu oldukları simsarlık ücreti için Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/746 E. Sayılı davası ikame edildiğini, bahsi geçen şirketlerin iki kez simsarlık ücreti ödemesi gündeme geleceğini, bu durumun temel borçlar hukuku ve ticaret hukuk mantığına aykırı olduğunu, Dolayısıyla yerel mahkemenin … şirketlerine değil de şirket oraklarına husumet yöneltilmesinin hatalı olduğunu, belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak işin esasına girişilerek davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; davalılara husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, tellallık sözleşmesinden kaynaklı davacının davalılardan alacak isteminden ibarettir.
Mahkememizce öncelikle çözülmesi gerekli husus davalıların husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Davacı ile dava dışı… A.Ş. ve … A.Ş. arasında akdedilen 07/10/2019 tarihli hizmet bedeli sözleşmesi ile anılan şirketlere ait enerji projelerinin bütün halinde satış/devir işlemine aracılık etmeyi üstlendiği, davacının aracılık faaliyetlerini yerine getirdiği, işlem bedelinin yüzde 1 artı KDV dahil hizmet bedelinin davalılardan tahsilini talep ettiği, buna karşılık davalıların ise sözleşmede imzalarının bulunmadığından bahisle husumet yöneltilemeyeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına ve özellikle dava konusu tellaliye sözleşmesinde davalıların sıfatının ve imzasının bulunmaması gözetilerek pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 30/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan

Üye

Üye

Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”