Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/790 E. 2022/954 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2019
ESAS-KARAR NO…… İSTANBUL
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 29/06/2022
YAZILDIĞI TARİH : 18/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin … … Bankası A.Ş. … Bulvarı/… şubesinden alınmış olan 23.09.2014 tarihli 2.760,00 TL bedelli çek ile muhatap … A.Ş. Eskişehir şubesinden verilmiş olan 30.09.2014 tarihli 2.462,00 TL bedelli çekleri kaybettiğini, kaybedilen çekler için Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/613 E sayılı dosyası ile zayi nedeni ile çek iptal davası açtıklarını, mahkemece çeklerin ödenmesinin engellenmesi için tedbir kararının alındığını, çeklerin ortaya çıkması nedeniyle dava açmak için süre verildiğini, çeklerin bankaya ibraz edilmediğini Konya 8 icra müdürlüğünden gelen tebligat ile durumu öğrendiklerini, her iki çekin de … tarafından icraya konulduğunu, müvekkilinin dava konusu çeklerle ilgili olarak davalı … … Itd.şti. ile hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığını, müvekkilinin kaybolan çekler için mağdur olduğunu, belirterek dava konusu çekler nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı şirkete usulüne uygun tebligata rağmen yargılamaya katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; davacı yanın çeklerin bankaya ibrazından sonra davadan tefrik edilen …’ın araya ciro girerek sahtecilik yaptığı ve davacının davalıya borçlu olmadığı iddiasında bulunduğu, davacı çeklerin bankaya ibrazı anındaki görüntülerini sunduğu, bankaya ibrazı anında davalı şirketin cirosunun davacıdan sonra bulunduğu, davacının kendi cirosundaki imzaya yönelik bir inkarı bulunmamakta davalı şirkete herhangi bir borcunun olmadığını çekleri kayıp ettiğini, …’ın da araya girdiği iddiasında bulunduğu 6102 sayılı TTK 793. Maddesi ” Protestonun düzenlenmesinden veya aynı nitelikte bir belirlemeden veya ibraz süresinin geçmesinden sonra yapılan ciro, ancak alacağın temlikinin sonuçlarını doğurur.” hükmünü içermekte olup çekin ibrazından sonra yapılan cironun alacağın temliki hükmünde kabul edileceği düzenlenmiş olup bu husus davacı ile davalı şirket arasındaki ilişkiyi etkilemediği, çekin geçersizliği sonucunu da doğurmadığı, davalı ile davacı arasında düzgün ciro silsilesi ile devredildiği, zira davacı kendi cirosunu da inkar etmediği, davacı vekili 16.02.2019 tarihli dilekçesinde çekin davacı cirosu ile piyasaya sürülmek üzere cirolandığı bu esnada kaybedildiği, davacı şirketin basiretli davranması gereken bir tacir olup cirolu olarak sakladığı çeki kaybederek kendinden sonraki düzgün ciro silsilesi ile cirosu bulunan davalıya karşı, çeki cirolu olarak kaybetmekle kendi kusurundan ileri gelen durum nedeniyle bedelsizlik iddiasında bulunamayacağı, her ne kadar kendi defterlerinde davalı ile ticari ilişkisi tespit edilememiş ise de kambiyo senedi olan çek illetten mücerret olup davacı yan davalı şirkete yönelik bedelsizlik iddiasını yazılı delille ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; müvekkil şirketin davalı ile herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığının müvekkilinin ticari defter kayıtlarıyla sabit olduğunu, davalı tarafından davaya cevap verilmediği gibi defterlerini de ibraz emrine karşı da beyanda bulunmadığını, yargılama sırasında müvekkilin lehine delil olma vasfını taşıyan ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış ve müvekkilin davalıya borcunun bulunmadığı ve aralarında ticari ilişki bulunmadığının tespit edildiğini, takip dayanağı iki adet çekten dolayı müvekkilimin davalıya borcu olmadığı sübut bulduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davaya ve takibe konu iki adet çeke ciro yolu ile hamil davalının yetkili hamil olup olmadığı buradan varılacak sonuca göre lehtar davacının hamile karşı sorumluluktan kurtulup kurtulamayacağı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava TTK 758 maddesine dayalı çek sebebi ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dava, takibe konu çekteki lehtar ciranta olan davacı hamilin tam cirosu ile zayi olan çeke daha sonra hamil olan davalının usulüne uygun ciro yoluyla hamil olmadığı lehtar olan davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına ve özellikle ispat yükü üzerinde olan davacının TTK’nın 792.maddesi uyarınca davalının dava konusu edilen çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğunu ispat edememiş olmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 29/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”