Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
ESAS NO : 2022/780 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/978
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/02/2022
ESAS-KARAR NO :…
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 23/06/2023
YAZILDIĞI TARİH : 20/07/2023
Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve ihbarolunan vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında imzalanan 22.02.2008 tarihli … ruhsatı devir ve satış sözleşmesiyle, … sahası ruhsatının, … sahasında bulunan kömür rezervlerinin çıkarılması ve işletilmesi hakkı saklı tutularak devredildiğini, sözleşme gereğince müvekkilinin 6 yıl kömür rezervlerinin kullanılması konusunda hiç bir hak talep etmeyeceğinin kararlaştırıldığını, bu süre içinde müvekkilinin söz konusu sahaya gitmediğini, süreç içinde yasada değişiklik yapıldığı ve linyit kömürü ile uranyum cevheri için ayrı ruhsatlama işlemlerinin yapılabileceğine karar verildiğini, davacının uranyum cevheri araması için … nezdinde intibak işlemlerini yaptırarak kendi adına ruhsat aldığını ancak kömür hakları ile ilgili ruhsatlama işleminin yaptırılmayarak (kömür haklarını hariç tutarak … arama ruhsatını yenilediğini), müvekkilinin sözleşmeye konu sahadaki IV.grupta yer alan linyit kömürü cevherini arama ruhsatına konu sahanın ihaleye açık hale getirildiği ve ilgili birimce ihaleye çıkarılarak dava dışı şirket uhdesinde ruhsatlandırıldığını ve böylece davalının uhdesinde tutması gereken sahada müvekilinin linyit kömürü işletme hakkını kaybettiğini, bu durumda, karşılıklı kabule göre sahada bulunan 200.000 ton linyit kömürünü çıkartamayacaklarını belirterek davalının sözleşmeye aykırı davranışları ile zarara uğrayan müvekkilinin fazlaya ilişkin haklarını saklı tutularak şimdilik 20.000,00 TL zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; davacının ruhsat kaybının müvekkilinin sözleşmeyi ifa etmemelerinden kaynaklanmadığını, sözleşmenin devamı sırasında … Kanununda değişiklik yapılarak … işletme gruplarının değiştirildiğini, kömür madeninin başka bir gruba dahil olduğunu ve hak sahiplerine intibak işlemleri için süre verildiğini, bunun da davacı tarafından yapılması gerektiğini kömür ile ilgili tüm tasarruflarının davacı firmada olduğunu, yapılan devir sözleşmesinde bunun belirlendiğini, ancak davalının yasaya göre öngörülen intibak işlemlerini yapmadığını, müvekkiline de herhangi bildirimde bulunmadığını bildirerek, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini ve … ruhsatının hali hazır sahibi … Ltd. Şti.’nin dava dışı 3.kişi konumunda olması nedeniyle davanın … Ltd.Şti.’ne ihbarını talep etmiştir.
İhbar olunan … Ltd. Şti. vekili ; müvekkili tarafından … başvurularak uranyum için ayrı bir ruhsat alındığını , kömür sahasının ruhsatı için davacının ruhsatlama işinin müvekkilini ilgilendirmediğini ileri sürerek; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; taraflar arasında imzalanan 22/02/2008 tarihli … arama ruhsatının devri ve satışı sözleşmesiyle, söz konusu sahadaki davacıya ait IV. … … arama ruhsatı davalıya devredildiği ancak saha içinde bulunan linyit kömürüne ilişkin hakların devredilmediği, davacının sözleşme tarihinden itibaren altı yıl süre ile sahada linyit kömürü çıkarma işlemi yapmayacağı, davalının sahada yaptığı aramadan sonra bulduğu … cevherinin davacının linyit kömürü üretimini tamamen imkansız kılması durumunda davacıya KDV dahil 200.000 USD karşılığı YTL nin ödeneceğinin kararlaştırıldığı, ruhsat devrinden kısa bir süre sonra 16/04/2009 tarihinde davalının söz konusu ruhsatı ihbar olunana davacı ile yapılan sözleşmedeki hak ve yükümlülükleri ile birlikte devrettiği, devir işleminden davacının haberdar edilmediğinden davalının sözleşme kapsamında davacıya karşı yükümlülüklerinin devam ettiği, ihbar olunanın sahada yaptığı çalışmada uranyum cevheri tespit ettiği ve 2010 yılında … Kanunda yapılan değişiklik ile linyit kömürü ve uranyum madenleri için ayrı ruhsatlandırma yapılabilmesi üzerine adına intibak işlemini yaptırarak 22/02/2012 tarihinde uranyum arama ruhsatı alındığı, ancak kömür ruhsatı intibak işlemini yaptırmadığı, saha ruhsatı bu yönüyle boşta kalmış ve İlgili makamca yapılan ihale ile üçüncü kişiye satıldığı, bilahare ihbar olunan, bu sahadaki uranyum üretimini çözelti madenciliği yöntemi ile yapmayı planlaması ve … Kanunun 24.md gereğince …Müdürlüğüne iletmesi üzerine ihbar olunan adına 07/10/2013 tarihinde VI. … İşletme Ruhsatı düzenlendiği, ihbar olunanın 3. Kişi adına olan kömür arama ruhsatının uranyum üretimini olumsuz etkileyeceğinden bahisle yaptığı başvuru üzerine 3.kişi ruhsatının da iptal edildiği, bu aşamadan sonra ihbar olunanın sahada işletmeye geçmesi için gerekli işletme izni verilmeden (dava tarihinden sonra) İlgili Bakanlık 2840 sayılı kanunun 2. maddesinde yer alan emredici hüküm gereğince, uranyum madeninin işletilmesinin özel hukuk kişilerine verilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle işletme ruhsatının tesis edildiği tarihten itibaren iptal edildiği, davacının söz konusu sahada linyit kömürü çıkarmasının, gerek ruhsat kaybı ve gerekse de dava tarihi itibariyle söz konusu sahada ihbar olunan 3.kişinin çözelti madenciliği suretiyle uranyum işletmesi için ruhsat alması nedeniyle imkansız hale geldiği ve taraflar arasındaki sözleşmenin 2. md a bendi gereğince; davalının, davacıya KDV dahil 200.000 USD karşılığı TL tazminatı ödemesi gerektiği anlaşılmış ise de sözleşmenin 2. md c bendi gereğince; söz konusu tazminatın davalının işletmeye karar vereceği … cevherinin üretilmesi ve satışının gerçekleştirilmesi sureti ile elde edilecek kar’dan ödeneceği şartının da konulduğu, dosya kapsamında ruhsatın devredildiği 3. Kişi ihbar olunan şirketin uranyum işletmesi ruhsatının henüz işletmeye izin verilmediği aşamada iptal edildiği, yani … işletmesine geçilip kar elde edilemediği, tazminatın ödenmesi için gerekli olan ikinci koşulun da gerçekleşmediği, bu aşamada davacının sözleşme kapsamında kararlaştırılan tazminatı talep edemeyeceği, yine sözleşme hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, taraflarca sözleşme kapsamında var olduğu kabul edilen 200.000 Ton linyit kömürünün çıkartılamaması halinde, davacının uğrayacağı zararın en fazla 200.000 USD karşılığı TL olarak kararlaştırdığı anlaşılmakla davacının ayrıca bir zarar talep edemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş hükme karşı davacı vekili ve ihbar olunan vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
I-)Davacı vekili; bilirkişi raporları ile haklılığın ortaya konduğu gibi gerekçeli kararda da görüleceği üzere mahkemece de müvekkilinin haklılığının tescil edildiğini, alacağın şarta bağlandığı ve şartın gerçekleşmediği gerekçesiyle ret kararının hatalı olduğunu, öncelikle sözleşmede yer alan bu maddenin bir tazminat maddesi olarak düzenlenmemiş, sözleşmeye uygun davranılması ve uranyum çıkarmanın kömür çıkarmaya engel teşkil etmesi halinde ödemenin nasıl yapılacağına ilişkin olarak yapılan bir düzenleme olduğunu, bu maddede yer alan şartta da, ödemenin, işletmeye geçilip kar edildikten sonra yapacağının belirtildiğini, ancak, kömür ruhsatının intibak sonrası devam ettirilmeyerek sözleşme hukukunun ortadan kaldırılması ile birlikte bu şartın geçerliğinin devam ettiğini ileri sürmek, sözleşme şartlarının sadece müvekkil için geçerli olduğunun, davalı yanın ise sözleşmeye aykırı hareketlerinden sorumlu olmadığının kabulü manasına geleceğini bunun kabulünün mümkün olmadığını, davalının sözleşmeye uymamasının yanı sıra, edimlerin müvekkiline maddi olarak zarar verdiğini, müvekkilin ruhsatını kaybetmesine sebep olduğu hususunun da dikkate alınmadığı, davalının, müvekkile haber vermemek suretiyle, dava konusu … ruhsatını (kömüre ilişkin hakkı saklı tutmayarak) başkasına devretmekle kalmamış, kendilerine işletme hakkını saklı tutarak devredilen “kömür ruhsatını” yenilemeyerek ruhsatın kaybına da sebebiyet verdiğini, ruhsatın 3. Kişinin elinde bulunduğunu, kaldı ki ruhsatın 3. Bir kişinin elinde olmamış olsa dahi, müvekkilinin bu ruhsatı tekrar çıkarmak için gerekli harç, vergi ve ruhsat için talep edilen ücretleri ödemek durumunda kalacağını, yani sözleşmeye aykırı edimin yanı sıra, bu edimlerle müvekkilinin hak kaybına ve zarara uğramasının da söz konusu olduğunu, ancak mahkemenin, sözleşmeyi halen geçerliymişçesine yorumladığını, ihbar olunanın, işletmeye geçememekle birlikte, işletme karını da eklemek suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine uluslararası tahkim nezdinde dava açtığını, gözden kaçırılan bir başka hususun da, davanın ihbar olunduğu firmanın Türkiye Cumhuriyeti aleyhine açmış olduğu tazminat davası olduğunu, bu dava ile talep olunan rakamın 30 Milyon ABD Doları olup İhbar olunanın, ruhsat iptali nedeniyle açmış olduğu davada, işletmeye geçerek elde edebileceği tüm karı da talep ettiğini, sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde sözleşmenin yorumuna ve genel kuralların uygulanması cihetine gidileceğini, sözleşmenin yorumlanmasında ise BK 2 ve 19. maddelerinin kriter teşkil ettiğini, madenin çıkarılmasında hukuki imkansızlık halinin taraflarca düzenlenmediğini, ancak taraflar arasındaki düzenlemede, paranın ödenmesi için davalı firmanın işletmeye geçerek kar etmesi gereği düzenlendiğini, bu hususun da tarafların niyetinin ortaya çıktığını, iki tarafın da birbirini hukukunu gözeterek ve neticesinde karlılık üzerinden bir anlaşmaya vardıklarını, belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
II-) İhbar olunan vekili; önceki Daire kaldırma kararında işaret edilen eksik harcın Davacı tarafından verilen kesin sürede tamamlanmamış olması, nedeniyle davacının daha önce duruşmaya mazeretsiz olarak katılmaması nedeniyle işlemden kaldırılan dosyanın bu defa eksik harç tamamlansa dahi ikinci defa yenilemeyecek olması, dosyayı yenileme imkanından mahrum olan davacının, davada verilen gerekçeli kararı ister usule ister esasa ilişkin sebeplerle istinaf etme hakkının olamayacağı, nedeniyle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın açılmamış sayılmasına, karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; … ruhsatı devir sözleşmesi kapsamında davacının sözleşmeye aykırılık nedeniyle davacının talep edebileceği bir alacağının bulunup bulunmadığı hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında akdedilen 22.02.2008 tarihli “Ruhsat Devir ve Satış Sözleşmesi” başlıklı sözleşmeye aykırı hareket nedeniyle davacının uğradığı zararın tazmini istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle davalıya teslim edildiğinin kanıtlanamamasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında davacının sözleşme hükümleri gereğince talep edebileceği bir tazminatın bulunmadığının tespitiyle mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Mahkemece verilen kararda ihbar olunan aleyhine bir hüküm kurulmamış, verilen karar davalı tarafça da istinaf edilmemiştir. Yanında katıldığı davalı tarafça karar istinaf edilmediğinden, kararı tek başına istinaf imkanı bulunmayan, aleyhinde de hüküm kurulmayan ihbar olunan vekilinin istinaf talebinde hukuki yararı bulunmadığından istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı ve ihbar olunan vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-a)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
b)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20TL harcın istinaf eden ihbarolunandan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 23/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan…
e-imzalıdır
Üye…
e-imzalıdır
Üye…
e-imzalıdır
Katip…
e-imzalıdır
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”