Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/715 E. 2022/701 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/715 (KABUL YENİDEN ESAS HAKKINDA
KARAR NO : 2022/701 HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/11/2017
ESAS NO : 2016/515 E 2017/756 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 17/05/2022
YAZILDIĞI TARİH : 26/05/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili, tarafından istenmiş, Dairemizce verilen kararın temyiz incelemesi sonucu bozulması üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373.maddesi uyarınca, incelemenin duruşmalı yapılmasına karar verildi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili ; davacı ile davalı arasında, davacının dava dışı … şirketine ait damacana sularını dağıtımını içeren İçanadolu Bölgesi Distribütörlüğünün, davalıya devrine ilişkin sözleşme imzalandığını, sözleşme gereğince davalının ödemesi gereken 310.000,00TL bedelli bono bedelinin 138.000,00TL’lik kısmının ödendiğini, bakiye bedelin ödenmediğini, alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptalini takibin devamını ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; müvekkili ile davacı arasında distribütörlüğün devri için bir ön sözleşme imzalandığını, sözleşme koşullarını davacının yerine getirmediğini, devir işlemini gerçekleştirmediğini, sözleşmenin bağlayıcılığının bulunmadığını, müvekkilinin distribütör olamadığını bayilere dağıtım yapamadığını, dava dışı … fabrikasından sadece su alabildiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece: Benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; taraflar arasında imzalanan 01/10/2010 tarihli sözleşme ile davacının uhdesindeki distribütörlüğün davalıya devir edildiği, devir bedelinn 310.000,00TL olarak belirlendiği, davacının 2011 yılına kadar dava dışı … Nak. İnş. Mad. San. Ve Tic. Ltd. (…) şirketinin İç Anadolu Distribütörü olarak görev yaptığı, bu tarihten sonra ise taraflar arasında düzenlenen 01.10.2010 tarihli sözleşmeye istinaden (davacı uhdesindeki) … firmasına ait İç Anadolu Bölgesi Distiribütörlüğünün davalıya devredildiği, dava dışı … firmasına yazılan müzekkereye verilen cevapta, devir yapılmadığının bildirilmiş olmasına rağmen şirketin internet sayfası çıktılarından, bilirkişi raporuyla belirlenen su satış fiyatlarından, devir işleminin fiilen gerçekleştiği kanaatine ulaşıldığı, buna göre; davacının 2011 yılı ve öncesinde distiribütör olarak 19 litre damacana suyu KDV hariç 80 kuruşa aldığı, bu dönemde davalının ise (davacının ve dava dışı …’nun bayisi olarak) suyu 2 TL ‘ye satın aldığı, davalıya distiribütörlüğün devredildiği bildirilen 2011 ve devamı 2012-2013-2014-2015 ve 2017 yıllarında dava dışı … firmasından davalı 19 lt damacana suyunu 80 kuruş, 1 TL gibi fiyatlara satın aldığı, bu durumunda açıkca distiribütörlüğün devredildiğini gösterdiği, sözleşmede yazılı olduğu üzere devir bedelinin 310.000,00TL olduğu, davalının keşidecisi olduğu 310.000,00TL bedelli senedin (bononun) bu amaçla düzenleyerek davacının babası olan lehtar …’e verildiği, davalı savunmasında geçen, davacıya ait bir kısım borçların ödendiği iddiasının incelenmesinde; yapılan ödemelerin davacıya ait borçların ödenmesi niteliğini taşımadığı, devir bedeli olan 310.000,00TL’den 138.000,00TL’nin ödendiğinin tespiti neticesinde; distiribütörlük devir bedelinin ödenmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; imzalanan sözleşmenin ön sözleşme niteliğinde olduğunu, davalının hiçbir zaman distribitör olmadığını, her iki rapor arasında çelişki olduğunu, … şirketinin yazısı ile davalının halen bayii olduğunun görüldüğünü, davalının damacana suyu daha uygun fiyata almadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
BOZMA İLAMI :
Dairemizce verilmiş olan karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/4348 Esas, 2022/1141Karar Sayılı 15/02/2022 tarihli ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle:
”6100 sayılı HMK’nın karar tarihinde yürürlükte olan 353/1-b-1 maddesi uyarınca yargılamada eksiklik bulunmadığının ve kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediğinin anlaşılması halinde istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekir. Başka bir anlatımla, yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması halinde ve bu hale münhasır olarak başvurunun esastan reddine karar verilmesi gereklidir. Ancak Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda da açıklandığı üzere yargılamada eksiklik görülerek dava konusu uyuşmazlık üzerinde inceleme yapılması ve gerekçe genişletilmiş olması durumunda HMK’nın 353/1-b-3. maddesi gereğince esastan yeni bir karar verilmesi gerekmektedir. Aksi halde, incelenen kararda olduğu gibi, bir yandan kararın gerekçesinde yargılama eksikliğine ve bunun giderildiğine değinilirken, bir yandan da ancak ilk derece yargılamasında usul ve yasaya hiçbir aykırılık bulunmayan hallerde verilmesi gereken istinaf başvurusunun esastan reddi biçimindeki hüküm fıkrası arasında çelişki oluşacağı açık olup bu durum ise kanuna açık bir aykırılık oluşturur ve re’sen bozma nedeni teşkil eder.
Hükümden sonra 7251 sayılı Kanun ile HMK’nın 356. maddesine eklenen ve yayım tarihinde yürürlüğe giren 2. fıkra, yukarıda belirtilen hallerde, farklı bir değerlendirme yapılmasını gerektirir nitelikte değildir. Nitekim, bilindiği ve HMK’nın 354. maddesinde ve özellikle bu maddenin gerekçesinde değinildiği üzere, Bölge Adliye Mahkemelerince yapılacak incelemenin biri denetim açısından, diğeri ise dava konusu uyuşmazlık bakımından olmak üzere iki yönü bulunmaktadır. Ayrıntıya girilmeden ifade edilecek olursa, Bölge Adliye Mahkemesince dava konusu uyuşmazlık üzerinde bir inceleme yapılması halinde, 356/2. maddede değinilen ve verilmesi öngörülen gerekli karar, yeniden esas hakkında bir karardır. Tüm bu nedenlerle, HMK m. 353/1-b-1 kapsamında istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın öncelikle bu nedenle ve HMK’nın 369/1. ve 371. maddeleri uyarınca bozulması gerekmiştir…” denilmiştir.
Dairemizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; taraflar arasında imzalanan sözleşme ile distribütörlüğün davalıya devir edilip edilmediği, burada varılacak sonuca göre de davalının borçlu olup olmadığı hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355.madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava distribütörlük sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf 01/10/2010 tarihli sözleşme ile distribütörlüğün davalıya devir edildiğini, davalının bakiye alacağını ödemediğini belirterek takip başlatmış, davalı taraf ise bu sözleşmenin ön sözleşme olduğunu, distribütörlüğün devir edilmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Dosyada bulunan 01/10/2011 tarihli sözleşme ile dava dışı … ile davacı arasında bayilik sözleşmesi imzalandığı, bununla birlikte 01/10/2011 tarihli protokol de davalının davacıya ait olan … şirketinin İç Anadolu Bölge Distribütörlüğünü 310.000,00TL bedelle devir alması konusunda tarafların anlaştığı görülmektedir. Bahsedilen bayilik sözleşmesinin fotokopisi ekinde davalının davacının bayisi olduğu da anlaşılmaktadır.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında distribütörlüğün devri konusunda bilirkişilerin farklı görüşte bulunması üzerine çelişkinin giderilmesi için heyetimizce yeniden bilirkişi incelemesi yoluna başvurularak alınan rapor sonucunda; bilirkişi heyetince: Mali açıdan distribütörlüğün fiilen devir edildiği şeklinde görüş beyan edilmiştir.
Eksik tahkikat üzerine heyetimizce yapılan yargılama sırasında 15.10.2019 tarihli oturumda: davalı asil 01/10/2011 protokoldeki imzayı ve içeriğini kabul etmiştir.
Bu durumda davalının imzasını ve içeriğini kabul ettiği protokole dava tarihine kadar herhangi bir itirazda bulunmadan uyarken, davadan sonra protokolün ön anlaşma niteliğinde olduğunu ileri sürmesi taraflar arasında bağıtlanan sözleşmeye duyulan güvende çelişki oluşturacak davranış yasağına aykırı olup davacının 2011 yılına kadar dava dışı … Nak. İnş. Mad. San. Ve Tic. Ltd. (…) şirketinin İç Anadolu Distribütörü olarak görev yaptığı, bu tarihten sonra ise taraflar arasında düzenlenen 01.10.2010 tarihli sözleşmeye istinaden (davacı uhdesindeki) … firmasına ait İç Anadolu Bölgesi Distiribütörlüğünün davalıya devredildiği, dava dışı … firmasına yazılan müzekkereye verilen cevapta, devir yapılmadığının bildirilmiş olmasına rağmen şirketin internet sayfası çıktılarından, bilirkişi raporuyla belirlenen su satış fiyatlarından, devir işleminin fiilen gerçekleştiği kanaatine ulaşıldığı, buna göre; davacının 2011 yılı ve öncesinde distiribütör olarak 19 litre damacana suyu KDV hariç 80 kuruşa aldığı, bu dönemde davalının ise (davacının ve dava dışı …’nun bayisi olarak) suyu 2 TL ‘ye satın aldığı, davalıya distribütörlüğün devredildiği bildirilen 2011 ve devamı 2012-2013-2014-2015 ve 2017 yıllarında dava dışı … firmasından davalı 19 lt damacana suyunu 80 kuruş, 1 TL gibi fiyatlara satın aldığı, bu durumunda açıkca distiribütörlüğün devredildiğini gösterdiği, sözleşmede yazılı olduğu üzere devir bedelinin 310.000,00TL olduğu, davalının keşidecisi olduğu 310.000,00TL bedelli senedin (bononun) bu amaçla düzenleyerek davacının babası olan lehtar …’e verdiği, davalı savunmasında geçen, davacıya ait bir kısım borçların ödendiği iddiasının incelenmesinde; yapılan ödemelerin davacıya ait borçların ödenmesi niteliğini taşımadığı, devir bedeli olan 310.000,00TL’den 138.000,00TL’nin ödendiği; bakiye 172.000,00TL distribütörlük devir bedelinin ödenmediği anlaşılmıştır.
Açıklanan bu nedenlerle mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda; Dairemizce bozma ilamına uyulmuş HMK’nun 356/2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince verilen karar kaldırılarak, aşağıdaki şekilde yeniden esas hakkında hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 2016/515 Esas, 2017/756 Karar sayılı 15/11/2017 Tarihli kararının HMK’nun 356/2.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
4-Davanın KABULÜNE,
4-a)Ankara Batı 7. İcra Müdürlüğünün 2014/40162 sayılı dosyasında yapılan takibe itirazın iptaline, takibin 172.000,00TL asıl alacak ve bu alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek değişen oranlarda avans faiziyle birlikte devamına,
b)Davacının icra inkar tazminatı isteminin kabulüne, asıl alacak olan 172.000,00TL’nin %20’si olan (34.400,00TL) oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
c)Alınması gerekli 11.749,32TL harçtan peşin alınan 2.077,33TL harcın mahsubu ile bakiye 9.671,99TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
d)Davacı tarafından yatırılan 2.077,33 TL peşin harç, 27,70 TL başvuru harcı, 4,10 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 2.109,13 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
e)Davacı tarafından sarf edilen 1.100,00 TL bilirkişi ücreti, 311,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.411,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
f)Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 16.270,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
5-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
6-İstinaf eden davalı tarafından yapılan istinaf posta giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-İstinaf incelemesi sırasında davacı tarafça yapılan 142,28TL istinaf posta giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açıldığından 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nin 356/2 maddesi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 17/05/2022 tarihinde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”