Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/670 E. 2023/621 K. 28.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/670 – 2023/621

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/670 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/621

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2022 (Ara Karar)
ESAS-KARAR NO : 2016/820 E –

İHTİYATİ TEDBİR – HACİZ TALEP EDEN
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 28/04/2023
YAZILDIĞI TARİH : 02/05/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
İhtiyati haciz talep eden vekili; davalı … A.Ş.’ye dava dışı … ve yüklenici … A.Ş. Arasında imzalanan 08/10/2004 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca arsa sahibi Maliye Hazinesine isabet eden bağımsız bölümlerin satışının Özelleştirme Yüksek Kurulunun 03/09/2013 tarih ve 2013/155 sayılı kararı ile Özelleştirme kapsamına alındığını, bağımsız bölümlerin satış yoluyla özelleştirilmesini teminen müvekkili tarafından bağımsız bölümlerin ihale yoluyla davalı …A.Ş.’ye satıldığını, alıcı davacı şirketin sözleşme uyarınca 28/10/2018 tarihinde müvekkili kurum hesabına ödemesi gereken toplam 110.567,625-TL tutarındaki 4. taksit bedelini vade tarihinde ödemediğini, kesin teminat mektubunun diğer davalı bankaya yazı yazılarak nakde çevrilmesini talep ettiklerini, ancak teminat mektubu üzerine İstanbul Anadolu 2.ASHM’nin 26/10/2018 tarih ve 2018/41 D.İş sayılı ihtiyati tedbir kararı gereğince taleplerinin yerine getirilmediğini, bu nedenle müvekkilinin alacağını tahsil edemediğini belirterek müvekkili idarenin alacağının davalılardan işleyecek faizi ile birlikte tahsilini, öncesinde karşı taraf adına kayıtlı ve ipotekli olmayan taşınmazlar ile banka hesapları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, taleplerinin kabul edilmemesi halinde ise taşınmazların üçüncü kişilere devrinin önlenmesini teminen banka hesapları üzerine alacak miktarını karşılayacak oranda ihtiyati tedbir niteliğinde bloke konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; HMK’nın 389/1. maddesine göre;”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmü gereğince HMK’nın 390/3 maddesinde ise; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebi ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmü yer aldığı, İhtiyati haciz İİK 257 maddesinde düzenlenmiş olup buna göre rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haciz isteyebilir ise de İhtiyati haciz için alacağın varlığı, miktarı ve vadesinin geldiği yaklaşık olarak ispatlanması gerektiği, dava konusu olayda dava dilekçesi ve ekindeki bilgi ve belgelere göre davacının yaklaşık ispat koşullarının oluştuğunu kanıtlayamadığı, koşulları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin reddine, diğer yandan davacı vekilinin talebi ödenmediğini ileri sürdüğü taşınmaz satımına ilişkin taksit bedeli alacağına yönelik olup ihtiyati tedbir talebine konu davalı şirkete ait taşınmazın aynı ve banka hesapları uyuşmazlığın doğrudan konusunu oluşturmadığından, dava konusu olmayan menkul ve gayrimenkuller mallar ile haklar hakkında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş ara karara karşı talep eden vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati haciz talep eden vekili; davalı ile ihaleyi yerine getiren …adına ihaleyi yapan ve satışı gerçekleştiren arasında imzalanan satış sözleşmesine göre davalının idareye satım bedelini, sözleşmenin 2. Maddesine göre taksitlerin gecikmesi halinde yıllık %12 oranında gecikme faizi ve aylık %2 cezai şart uygulanacağının kararlaştırıldığını, davalının idareden alacağı olsa dahi idarenin sözleşme gereği alacağın muaccel olup davalının talep ettiği alacağın soyut iddiadan ibaret olduğunu, davalının malları üzerinde ipotek bulunduğunu bu nedenle ihtiyati haciz kararı verilmediği sürece kamunun alacağının kavuşma ihtimali düşmediğini, ihtiyati tedbir açısından ise dava konusu alacak taşınmaz satışına dayandığını, idarenin taşınmazları devretmesine rağmen alacağını alamadığını, bu durumda dava konusu taşınmazların üçüncü kişiye devrinin önlenmesi amacıyla tedbir kararı verilmesi gerektiğini, bu nedenle 11/02/2022 tarihli ara kararının kaldırılarak alacağın teminen borçlunun ipotekli olmayan taşınmazların menkulleri ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerinde teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini, bu talebin kabul görmemesi halinde taşınmazlar üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini isteyerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, somut olayda ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Talep; ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Talep eden vekili; taşınmaz satışına dair taksit ve cezai şart alacağının ödenmesi için teminat mektubu üzerine tesis edilen tedbirin kaldırılarak, alacağının tahsili için davalının adına kayıtlı taşınmazlarına ve banka hesaplarına ihtiyati haciz konulmasını taleplerinin kabul edilmemesi halinde alacak miktarını karşılayacak şekilde ihtiyati tedbir niteliğinde bloke konulması istenmiştir. Talebin reddine karar verilmesi üzerine talep eden ilk derece mahkemesinin ret kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Talep eden taraf harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.f maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 28/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”